27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Tek sigarayla bir paketin farkı yok

Bir paket sigarayla tek bir sigaranın kalp riski açısından farkı yok

Columbia Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Elektrofizyoloji Bölümü Başkanı
ve New York Presbytarian Hastanesi doktoru Prof. Dr. Hasan Garan, tıpkı dünyaca ünlü kalp cerrahımız Dr. Mehmet Öz gibi ABD’de sayılan ve sevilen bir doktor... Türk Kalp Vakfı’nın 21’inci kalp haftasına katılan 63 yaşındaki Garan, kendi geliştirdiği yöntemle dünyada her üç kişiden birinde görülen ritim bozukluğunu, kalbi 60 dereceye kadar ısıtarak tedavi ediyor.


Şok dalgalarla ritim bozukluğunu tedavi etti

ABD’de “yıldız doktor” olarak anılan Prof. Dr. Hasan Garan, 1969 yılında Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 25 yıl ABD tıp tarihinin en önemli hastanelerinden Massachusetts General Hospital’de çalıştı. Philedelphia, Boston, Houston hastanelerinde görev yaptı. Prof. Dr. Garan, ritmi bozuk kalpleri katater yöntemi ile ısıtarak tedavi etmesiyle de tanınıyor. Felçlere neden olduğu için özellikle 40 yaş sonrasında büyük sorun yaratan ritm bozukluğu, Garan’ın geliştirdiği yöntemle birkaç saatlik operasyon sonucunda iyileştirilebiliyor. Garan, geliştirilmesine öncülük ettiği yöntemi şöyle anlatıyor: “Biz kataterin ucuna elektrik devreleri yerleştirerek kalbin içine giriyoruz. Ritim bozukluğu olan bölgeye 12-13 saniyelik şok dalgaları vererek tedavi ediyoruz. Operasyon yüzde 80 başarılı oluyor. Kalbin sorunlu bölgesini 60 dereceye kadar ısıtarak tedavi ediyoruz.”

 


750 khz. elektrikle ısınan kalpler iyileşiyor

Ritim bozukluğunun dünyada 40 yaşın üzerinde her üç kişiden birinin sorunu olduğunu söyleyen Garan’a göre 200-250’nin üzerinde nabız yaratan “aritmi”nin (kalp ritim bozukluklarının) hayati tehlikesi var. Bu yüzden bu hastalar pil ve ilaçla tedavi edilemiyor. İçlerinden bazıları kateter yöntemi ile tedavi edilebiliyor. Kateterler, toplardamarlardan vücuda giren ve eninde sonunda kalbe ulaşan ince teller. Kateterin ucundan yapılan kayıtlarla elde edilen elektrik sinyallerinin analizi, aritminin odak noktasını veriyor. Eğer odak noktası doğru tespit edilebilirse, kalbin ritim bozukluğu yaratan 2mm-4mm. arasındaki çok küçük bir noktasına 750 khz. frekansında elektromanyetik dalga verilerek, kalp mekanik olarak zedelenmeden tedavi edilebiliyor.


Hızlı atması, yavaş atmasına göre daha riskli

Prof. Dr. Hasan Garan, kalbin normalden hızlı atmasının yavaş atmasına kıyasla daha büyük bir tehlikeli yarattığını söylüyor. Kalbin dakikada 200’ün üzerinde atmasının doğrudan doğruya hayati tehlikesi varken, yavaş atmasından dolayı olan semptomlar da şuur kaybına yol açabiliyor. Ancak, kalbin yavaş atmasının tedavisi pille çok kolay yapılabilirken, hızlı atması komplike yöntemler gerektiriyor. Garan, “Genetik sebeplerden olan kalp hastalıklarında bir artma da, azalma da yok. Çünkü onlar toplumdaki genlerin meydana getirdiği bir oran. Bunlar içinde doğrudan doğruya konjenital dediğimiz hemen cerrahiye ihtiyacı olan insanlar; kalbi delik olanlar, bazı kapaklarının çalışmadığı insanlar var” diyor.


Kalp krizinin habercisi göğüs sancısıdır

Hasan Garan, kalp krizinin habercisi olarak koroner damarın tıkanmasından meydana gelen arazların en belli başlısının “anjin” denilen göğüs sancısı olduğunu anlatıyor: “Bu bilhassa, efor zamanında veya soğuk havada meydana gelen göğüs sancısıdır. Özellikle soğuk havada yoklar, çünkü soğuk havada efor yapar insanlar. O spazma karşı bir tandans olur. Ve göğüs sancısı (anjin) olur. Bu göğüs sancısı insanı bir kere yoklar.
Bunu hiçbir zaman ihmal etmemek lazım. Çünkü çok spesifik bir semptomdur. Koroner hastalıklarında, duvarda hastalık vardır. Aynı zamanda doğrudan doğruya tıkanması için ya “tromboz” olur, yani tıkanıklık ancak yüzde 70-80’dir. Yüzde 100 tıkanması için ya bir pıhtı meydana gelir, ya da spazm olur. Damarların duvarlarında adaleler vardır. Onlar spazm yapar.”


Kalbiniz için tuzu kesin, kuruyemiş yiyin

Prof. Dr. Hasan Garan yaşam ve beslenme alışkanlıklarının düzenlenerek kalp sağlığının korunabileceğini anlatıyor. Özellikle tuzun tehlikesine dikkat çeken Garan bol bol meyve tüketmeyi öneriyor. Amerikan Kalp Vakfı diyetin de ise meyvelerin ağırlığı kendini hissetiriyor.


Tuza dikkat etmezseniz, 35’te tehlike kapıyı çalar

Ailede genetik bir kalp hastalığı eğilimi varsa, mutlaka hipertansiyona, kolestrolün yüksek olmasına ve diyabete dikkat edilmesi gerekiyor. Garan, “Obezite olmayan bir insan da eninde sonunda diyabet olur ama 70 yaşından sonra... Gıdasına aldırmayan bir insan, 25 yaşında 250 kiloysa, o insanın ’Tip 2’ diyabetin vücudunda baş göstermesi daha erken yaşta olur” diyor. Hipertansiyonda da, aynı durum geçerli. Eğer hipertansiyon için genetik bir eğilim varsa, çok sükunetli bir hayat tarzı içinde yediğiniz tuz miktarına çok dikkat ediyorsanız, 40-50 yaşına kadar hipertansiyon baş göstermeyebiliyor. Ama stres altında yaşıyor, gıdanıza dikkat etmiyor ve çok tuz yiyorsanız, kalp sorunları da 30-35 yaşında kapınızı çalıyor.


Sigaranın azı da çoğu da aynı tehlikede

Sigara, Garan’a göre kalp ve damar hastalıkları için kategorik bir düşman. Sigarayı çok az içen bir insan varsa, bazı kanserlere karşı riski çok büyük olmayabilir. Ama kardiyovasküler problemler açısından, bir paket sigara içmek ile 2 sigara içmek arasında hiçbir fark yok: “Bir kere sigara yakıp da içinize çektiğinizde, bütün damarları ve kalbi kaplayan ’endotel’ dediğimiz doku tamamen felce uğramaya başlıyor. Sigara içmek, kardiyovasküler sihhat açısından bakarsanız kategoriktir. Ya içiyorsunuz, ya içmiyorsunuz.”

Taşikardi öksürmek ve ıkınmakla durdurulabilir

Hasan Garan, kamuoyunda öksürerek kalp krizi tehlikesinin atlatılacağı düşüncesinin yanlış olduğu görüşünde: “Öksürmekle geçecek ve şuur kaybına yol açan yol, basit şeylerdir. İnsan böylesi bir durumda zaten kendi kendine ayılır. Evinizin damını aktarıyorsanız, o zaman düşüp kafanızı kırarsınız ama evde otururken vagüs sinirinin artmasından dolayı olan baygınlıklar basit baygınlıklardır. Öksürmeseniz de geçebilir. Bazı gençlerde görülen taşikardiler (kalbin hızlı atması hastalığı), öksürmekle de durabilir. Ama o taşikardinin zaten hayati tehlikesi yoktur. O kişinin kapalı göğüs masajına ihtiyacı vardır. 10 dakika, 20 dakika belki de yarım saat rahatsız edebilir. Ve onu ıkınmak ve öksürmekle durdurmak mümkün olabilir. Ancak hayati tehlikesi olan bir insan, öksürerek de kurtulamaz.”


Balık, sebze, meyve, fındık ve cevizle beslenin

Hasan Garan’a göre iyi bir kalp sağlığı için balığın, sebzelerin, meyvelerin, yüksek olduğu, kızartma yemeklerinin çok az olduğu, yumurta sarısı ve tereyağı gibi çok yüksek kolesterolün olmadığı, kırmızı etin yavaş yavaş epey azaltıldığı bir diyet gerekiyor. Garan, kalp için yararlı olan besinlerin yapraklı sebzeler, balık ve fındık, ceviz gibi kuruyemişler olduğunu söylüyor: “Dün basküle çıktığım zaman, dün ne söylüyorsa, bugün de aynı şeyi söylüyorsa o benim için güzel bir gün. Ben hiç kızartma yemiyorum. 10 senedir ağzıma hiç kırmızı et koymadım. Ama vejeteryan değilim. Menümde balık her zaman vardır”.


Amerikan Kalp Vakfı Diyeti
Hedef: 1 ayda ortalama 10 kilo.
Günlük kalori: 1300 Kcal.
10 kilo fazlası olanların yapabileceği bu diyet tüm besin ögelerini içeriyor. Bu diyette erkekler, günlük porsiyonu yüzde 50 artırabilir. 4 haftada 10 kilo vermek mümkün.

Bu diyetin 30 gün boyunca uygulanacak günlük menüleri
Sabah: Çay, kahve (şekersiz), 2 kibrit kutusu peynir, salata, 1 ince dilim ekmek.
Öğle: 3 köfte kadar et veya tavuk veya balık (90 gr.), 1 ince dilim ekmek veya 1 kase çorba, salata, 1 ince dilim ekmek veya 1 adet kaşarlı yağsız tost, çay, kahve (şekersiz).
İkindi: 2 porsiyon meyve veya 2 adet galeta.
Akşam: 5-6 yemek kaşığı sebze yemeği, salata, ince bir dilim ekmek.
Gece: 2 porsiyon meyve.


Amerika’da nasıl yıldız oldu?

“İlk çalıştığım yer Harvard Üniversitesi’nin 3 büyük hastanesinden biri olan Massachusette General Hospital’dı. Ameliyat için ilk defa eter (anestezi) verilen hastanedir. O salon, hâlâ müze olarak saklanır. Ama çok başka sahalarda da derinliği olan bir hastaneydi. Kalp Anabilim Dalı da çok kuvvetliydi. Hem bilimsel, hem de teknik yönden çok kuvvetli elemanlar vardı. Biz o kişilerin elinde ders gördük. Hem klinik tecrübe gördük, hem de temel ilimi öğrendik. İki yönden de eğitimim tam oldu. Onun neticesi olarak ben de yaptığım araştırmalarla içinde olduğum sahaya yeni yöntemlerle katkıda bulundum. ”

Tuğrul Tunalıgil - Vatan
Yayın Tarihi : 10 Mayıs 2009 Pazar 20:29:11
Güncelleme :11 Mayıs 2009 Pazartesi 16:56:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?