19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Teşvikiye'de alkış, Fatih'te tekbir

Teşvikiye Camii bu hafta bir başka ünlü ismi musalla taşında ağırladı. Türk sinemasının usta yönetmeni Halit Refiğ, son yolculuğuna Teşvikiye Camii'nden çıktı.

Birçok sanatçının, yazarın ve tanınmış ismin cenazesine ev sahipliği yapan camide yine bir ünlü veda ediyordu. Fakat Halit Refiğ'in cenazesi şimdiye kadar Teşvikiye'den kalkan alışıldık cenaze merasimlerinden farklı duruyordu. Sabahın erken saatlerinde cami avlusuna konulan iki çelenk aslında bu farklılığın da ilk habercisiydi. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın gönderdiği çelenkler yan yanaydı. Yeşilçam'ın ve sinema dünyasının birçok ismini bir araya getiren cenaze, farklı kesimden, görüşten birçok kişiyi de Teşvikiye Camii'nin avlusunda buluşturdu. Cemaat tek tip olmayınca Teşvikiye Camii'nin avlusunda görmeye alışkın olduğumuz cenaze manzaralarında, farklı görüntüler de ortaya çıktı.

Kimilerine göre rivayet, kimilerine göre de gerçek ama Teşvikiye Camii; Beyaz Türklerin, masonların, en ünlülerin ve en zenginlerin cenazelerinin kalktığı yer olarak bilinir. Bunların hangisi ne kadar gerçek bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki bu camiden genellikle elit ve ünlü isimlerin cenazeleri kalkıyor. Batıdan ithal edilen cenaze ritüellerine de en çok bu camiden kalkan cenazelerde rastlıyoruz. Yani Teşvikiye Camii'nin kendine has ritüelleri var!

Bu dil, ilk olarak kendini cemaatin kılık-kıyafetinde gösteriyor. Baştan aşağı siyahlara bürünmüş bakımlı kadınlar, kirli sakallı, deri ceketli ya da takım elbiseli ve güneş gözlüklü erkekler, Teşvikiye cemaatinin genel görüntüsünü oluşturuyor. Acılı aile için ayrılan, ailenin taziyeleri kabul etmesi için oluşturulan özel alan ilk göze çarpan farklılıklardan biri. Bazı cenazelerde yere serilen kırmızı halılar ise daha önce böyle bir cenazeye iştirak etmeyenleri oldukça şaşırtıyor. Kırmızı halının verdiği bir hava mıdır bilinmez ama, genellikle cami avlusunda sohbet edenler, hatta dedikodu yapıp yüksek sesle konuşanlar ortamı bir anda bir kokteyl havasına sokuyor. Musalla taşında bekleyen tabut, adeta kendi yalnızlığına bırakılmış gibi öylece duruyor.

Teşvikiye Camii'nde acıyı çoğu zaman insanların yüzünden okumak mümkün değil. Cenaze töreni, 'oradaydım' demek için iştirak edilmesi gereken bir vazife gibidir. Hayata veda eden kişinin fotoğrafı herkesin yakasında. Ellerinde iğne ve fotoğraflarla dolaşan görevlilere rastlamak mümkün. Tamamen Batı'dan gelen bu geleneği o kadar özümsemiştir ki insanlar çoğu zaman buna itiraz etme gereği bile duymaz.

Halit Refiğ'in cenazesinde Selim İleri'nin kendisine uzatılan fotoğrafı yakasına takmak yerine "Bizde böyle bir gelenek yok." diyerek cebine koymasının nedeni de bu olsa gerek. Herkes, törene iştirak etmiş. Cami avlusu kalabalık. Ne güzel. Ancak sıra cenaze namazı kılmaya gelince vazife daha çok cami cemaatine düşüyor. Tabutun omuzlanması sırasındaysa alkış sesleri yükseliyor.

Tanınmış simaların cenazelerine ev sahipliği yapan, geniş kitleleri cami avlusunda buluşturan yerlerden biri de Fatih Camii. Teşvikiye Camii'nin aksine Fatih Camii'nden çok farklı görüntüler yansıyor. Musalla taşında yatan isim ünlü olsa da iki caminin cemaati de birbirinden farklı bir görüntü veriyor. Teşvikiye Camii'nde siyahlar içinde rastlanan katılımcılar Fatih Camii'nde azınlık olarak kalıyor. Cenazeye siyah giyilir gider geleneği burada kendisini baskın olarak göstermiyor. Cenaze musalla taşında beklerken avlunun gerilerine doğru kadınların varlığı göze çarpıyor. Hatta bir an insan bu duruma anlam veremeyip cemaatin niye bu kadar az olduğunu sorgulamaktan kendini alamıyor. Ta ki vakit namazı bitip cemaat caminin içerisinden bir sel halinde cenaze namazı için saf tutmak için avluya doğru gelmeye başlayana kadar. İnsanların yüzünde oluşan hüzün, onların bir sohbet havasına girmesine izin vermiyor. Fatih Camii'nde kadınlar erkek cemaatle çok fazla bir araya gelmemeye özen gösteriyor.

Tabutun omuzlanmasına sıra gelince herkes tabutu taşıyabilmek için adeta birbirleriyle yarışıyor. Teşvikiye Camii'ndeki alkış burada yerini tekbirlere bırakıyor. Çoğu zaman iki camiden yansıyan cenaze törenleri sanki iki ayrı dünyanın görüntüsünü resmediyor. Fakat Halit Refiğ'in cenazesi bu iki farklı dünyayı bir araya getirdi. Siyahlara bürünmüş insanlar Teşvikiye Camii cemaatinin görüntüsünü tamamlarken cemaatin cenaze namazında avluda beklemek yerine saf tutması ve namaza iştirak edip tabutu omuzlaması Fatih Camii'nden gelen bir esinti gibi duruyordu.

Rahime Sezgin - Zaman
Yayın Tarihi : 18 Ekim 2009 Pazar 22:52:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet IP: 78.175.28.xxx Tarih : 20.10.2009 18:58:24

islamda alkış yok ama çağrı filminde müslümanlar peygamber kabeye yürürken alkış çalarak yürüdüklerini tasvir etmiş demek onlar yanlış biliyorlar


cade cihangir IP: 88.234.70.xxx Tarih : 19.10.2009 18:45:10

İslam Dininde  ALKIŞ  yoktur .Alkış bize ait değildir ...Müslüman cenazesinde  asla ve kat-a  ALKIŞ YOKTUR VE OLAMAZDA... tekbir bile tartışılır ,, bizim cenazelerimiz  HUŞU  ile kaldırılır..


cade cihangir IP: 88.234.70.xxx Tarih : 21.10.2009 18:56:36

Ahmed ,, ben cenazeden bahsediyorum lütfen olayı saptırtma... İslamda def veya eğlence yok denmiyor... cenazede ALKIŞ YOKTUR....