Dünya İzleme Enstitüsü'nün raporuna göre, Türkiye'de kadınların yüzde 58'i şiddet görüyor. Bu oran Bangladeş ve Hindistan'dan bile yüksek. Eşitlikte ise yerimiz 177 ülke arasında 111'incilik..
Seviyoruz ama...
DÜNYA İZLEME ENSTİTÜSÜ: Türkiye'de kadınların yüzde 58'i şiddet görüyor. Bu, Etiyopya'dan bile fazla.
VIOLENCE AGAINST WOMEN DERGİSİ: Türkiye Ortadoğu ülkeleri arasında kadına en fazla şiddet uygulanan ülke.
TİSK RAPORU: Türkiye'de 15-29 yaş arasındaki kadınların yüzde 66'sı evde oturuyor.
PROF. BERKTAY'IN RAPORU: Toplumsal cinsiyetle bağlantılı gelişme açısından Türkiye 117 ülke arasında 88'inci durumda.
AVUKAT HÜLYA GÜLBAHAR: TCK'da namus kavramı net tanımlanmadığından hâlâ cezalarda indirim yapılıyor.
KA-DER: Kamu, belediye, meslek odaları ve sendikaların üst yönetimlerinde kadının adı yok.
Kadın ve şiddet üzerine çalışmalar yapan Okan Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeynep Alemdar'ın Dünya İzleme Enstitüsü'nün raporuna dayanarak verdiği bilgilere göre Türkiye'de kadınların yüzde 58'i şiddet görüyor. Türkiye'yi yüzde 47 ile Bangladeş, yüzde 45 ile Etiyopya, yüzde 40 ile Hindistan ve yüzde 34'le Mısır izliyor. ABD'de yayımlanan Violence Against Women (Kadına Karşı Şiddet) dergisinin son sayısında yer alan araştırma, Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleri arasında kadına en fazla şiddet uygulayan ülke olduğunu ortaya koyuyor. Çalışmanın sonuçlarına göre; Türkiye'deki 19 yaş üstü evli kadınların yüzde 51'i aile içi şiddetin mağduru. Bu rakam İsrail'deki Yahudi toplumunda yüzde 30, Mısır'da yüzde 34, Lübnan'daki Filistinli mülteci kadınlar arasında ise yüzde 22.
ŞİDDETİN SONUCU İNTİHAR
Cinsler arasındaki eşitsizliği azaltmak için son yıllarda yasalarda bazı iyileştirmeler yapsa da Türkiye, Dünya Gelişmişlik Endeksi 2007 sonuçlarına göre de kadın erkek eşitliğinde 177 ülke arasında 111'inci sırada yer alıyor. 2006 yılında yayımlanan cinsiyet güçlendirme endeksinde, yani kadınların ekonomik hayata katılmasını artırma, karar alma ve politika mekanizmalarına sokma konusunda da Türkiye oldukça başarısız. Bu konuda 75 ülke içinde 72'nci sırada yer alan Türkiye'nin durumu sadece Mısır, Suudi Arabistan ve Yemen'den iyi. İran'da bile kadınların siyasi hayat içindeki yeri Türkiye'nin önünde. Dünya İzleme Enstitüsü Türkiye'deki aile içi şiddetin sonuçlarından biri olan kadın intiharlarına da dikkat çekiyor. Enstitü'nün araştırmasına göre Türkiye'deki intiharların yüzde 80'i kadınlar tarafından gerçekleştiriliyor.
ŞİDDET İÇSELLEŞMİŞ
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'nın ortaya koyduğu bir başka ilginç sonuç ise Türkiye'de kadınların kültürel, eğitim, sosyalleşme gibi nedenlerle ister zengin ister fakir olsun kocalarından dayak yemeyi içselleştirmiş olmaları. Yrd. Doç. Dr. Alemdar, Türkiye'de son yıllarda kadınların maruz kaldığı şiddette sayısal bir artma olmasa da istatistiklerde oransal artışların tespit edildiğinin altını çiziyor.
Sokak sokak gezip haklarını anlatıyorlar
VAN Kadın Derneği VAKAD, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle 1 Mart'tan beri yeni bir çalışma yürütüyor. Minibüslerle mahalle mahalle gezen VAKAD'lılar "Kuma İstemiyoruz" ve "Başlık Parası İstemiyoruz" sloganları atarak kadınları Van'da yaygın olan kuma uygulamasına karşı çıkmaya çağırıyor. VAKAD Danışmanı Emine Baz, mahalle gezileri sırasında bir erkeğin yanlarına gelip "Sizin kesin kocanız yoktur, ondan böyle ortalardasınız" dediğini belirtiyor. Kente asılan billboard'larla da 8 Mart'ın önemi ve bilinçlendirme çabalarına destek aranıyor.
Batılı da Doğulu da cinsler arasında tam eşitlik istiyor
ULUSLARARASI yapılan bir ankette, Batılı ülkelerde olduğu kadar Müslüman ülkelerdeki kadınların da eşit haklara sahip olmak istediği belirlendi. Türkiye'de oran yüzde 91 çıktı. Anket ABD'den Çin'e kadar 16 ülkede, 14 bin 896 kişinin katılımıyla yapıldı. WorldPublicOpinion.org'ın yaptırdığı Maryland Üniversitesi'nin 'Uluslararası Tavırların İncelenmesi Programı' grubu yönetiminde gerçekleştirilen anket, dünya üzerindeki araştırma merkezleri tarafından yürütüldü. Erkeklerin yüzde 84'ü, kadınların yüzde 88'i eşitliğin "önemli" olduğunu, kadınların yüzde 64'ü, erkeklerin yüzde 54'ü "çok önemli" olduğunu söyledi.
Temsilde kadının durumu: 0
KADIN Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER), Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün verileri ile hazırladığı "Türkiye'nin Temsilde Kadın-Erkek Eşitliği Karnesi"ni açıkladı. KA-DER, kadın erkek herkesi, "utanç verici" olarak adlandırdığı tablonun vehametini anlamaya; göstermelik kutlamalarla 8 Mart'ın geçiştirilmesi çabalarına son vermeye davet etti. "Sıfır dolu karne"ye ek olarak bir de not düşen KA-DER, haftalardır bu karne için resmi kurumlardan bilgi almaya çalıştıklarını, ancak yönetimlerinde erkeklerin bulunduğu devlet kurumları, partiler ve sivil toplum kuruluşlarının çoğundan bilgi alamadıklarını belirtti. KA-DER, bilgi alamadıkları kurumları takibe devam edecekleri sözü verdi.
üniversitede süreklı özellikle erkek arkadaşlara eşitlik eşitlık desemde pek dikkate alan olmadı nedenı olayı grur meselesi yapmaları geçmişten aldıkları erkek egemenligi yada egolarını tatmin etmelerı için yaptıkları şiddet ve benzeri durumlar...yanı eşitlik demek için ilk önce onların beynını yanı düşüncelerını degiştirmek gerekli diye düşünüyorum.özellikle bu konuda bayanların çok fedakarca yaklaşmamaları kendilerini her açıdan bılgılı özgür hissetmelerı gerekir.bu sadece çakişan özgürlügü elinde olan bayanlar için degil ev hanımları içinde geçerli.zaten erkeklerin çogu ekonomık özgürlügü olmayan bilinçsiz erkege bagımlı...buve benzeri üzerinde daha baskıcı olmalarıdır.önce kendimiz bilinçlenecegiz sonrada erkekleri buduruma uyduracagız ama fedakarlık yapmadan gerekirse çokkatıda olunabilir.yani bir kadın kocam benı boşarsa dememeli..böyle bir korkusu olsa dahı eşine hissettirmemelı aksi olursa işte ozaman o erkekten dayakta yer küfürde...benım yorumlarım bunlar..iyi çalişmalar..UMARIM HERBAYAN HAK ETTİGİ MUAMELEYİ GÖRÜR...
evet bazan kavga ediyoruz ama hiç dövmüyoruz küfretmıyoruz çünkü o başımızın tacı onsuz evimiz hiç güzel değil SAYGILARIMLA
herkes hakettiği gibi yaşar bizim kadınımızda bunu hakediyor demek ki..zaten farklı bir yaşamı haketseydi meydanlarda,türbana özgürlük naraları atıp kendisini eve kapatmayı çalışmamasını üstüne başka eş getirmeyi mümkünse imam nikahını hayata geçirmeyi yani kadını hayvan yerine bile koymamayı hedefleyen bir zihniyeti desteklemek yerine ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ okuyamayan kızlarımızın okutulmasına gerekirse devlet tarafından ailelerinden alınarak okutulmasına,kadını iki büyükbaşa eşdeğer gören başlık parasına karşı,morçatı gibi sivil toplum örgütlerine destek vermeye,kadın haklarını geliştirmeye yönelik verir enerjilerini bunlara harcarlardı.kadının tek hak ve özgürlüğünü kapanma özgürlüğü olarak görmez kadınlarımızın haklarına yönelik asıl saldırılara karşı koyarlardı.ama onlar başlarında türbanlarıyla gayet mutlular özgürlükten anladıkları bu tecavüze uğrayan ensest ilişkilere maruz kalan akraba evliliğine kurban gidip bir de başına engelli çocuklar sarılan töre diye canı alınan okuma yazması olmayan insandan sayılmadıkları için nüfus cüzdanı olmayan bırakın nüfus cüzdanın adı bile olmayan doğuda başlık parası ötesinde iki teneke yağa resmen satılan satın alanın canı sıkılınca kaderine bırakılan(daha sayayım mı????) kadınlarımızın ne yaşadığı umurlarında değil tak türbanı bitti tamam,tokatın yerinde gül biter,karnın doyar.namusun kurtulur,canını alsalar ölsen de gam yemezsin..ne var çözüm türbanda o yüzden savundukları arkasında durdukları tekşey KADININ KAPANMA ÖZGÜRLÜĞÜ.zaten kendilerine yaradığı için, kocaları izin veriyordur bu eylemleri yapmalarına,kadın hakları için meydanlara doluşacak olsalar en başta kendi kocaları babaları gelir saçından sürüye sürüye götürür.erkeklerinde desteklediği tek kadın hakkı KADININ KAPATILMA HAKKI zaten bu hakkı kadına verince diğer tüm haklar da erkeklere geçiyor otomatik olarak..saygılar
Dünyanın geri kalanı için birşey söyleyemem ama,biz Türkler Araplarla karşılaşmadan,onların kültürel sömürüsüne maruz kalmadan önce kadın erkek ile tamamen hr alanda eşit haklara sahip bireylerin oluşturduğu bir millettik.Kadını günah makinası,aşağılık yaratık gibi gören bir kültürün yaklaşık 1300 yıllık etkisi toplumu bugünlere getirdi.Kişi ne kadar okumuş olursa olsun,kadına uyguladığı şiddetin temelinde bu görülür.Oysa kadın,sadece doğum yapan,ev işlerini gören bir varlık değildir.Önce bir insandır,sonra varlığımızın asıl unsurlarındandır.Kadını nasıl olursa olsun aşağılayan bir erkek aslında kendini aşağılar.Bir kadına el kaldıran erkek önce kendi kızına ya da kızkardeşine aynı şeylerin yapıldığını düşünmeli aynı zamanda.
Simdi ben klasik bi sey söyleyip elleri kirilsin demiyecem.Ama söyle bi gercek varki ya kimse kabulenmek istemiyor memlektce cahiliz ha okmakla adam olunmuyor okumus cahiler de var ve onlar en tehlikeli kisim bence tsk.
Gazetecisinden, akademisyenine, aydınınından, karanlığına herkes, asıl astarı olmayan, üfürük "filimsel araştırma sonuçlarına" dayanarak içinde yaşadığı ülkeyi kötülemeyi, alabildiğine küfretmeyi alışkanlık haline getirmiş.
Çoğu batıda yaşamadığı için, veya yaşasa da toplumun tüm katmanlarını içinde bulunarak incelemediği için Türkiye'deki koşulların (kadına karşı, özgürlüklere karşı vs.) kötü olduğu paranoyası içindeler. Türkiye'de 25 yaşındaki bir bayanın hava karardığında, gece gidecek bir yeri vardır. Ama Amerika'da, Avrupa'da eğer kirasını ödeyebileceği bir yeri yoksa, basitçe "homeless"tır.
Homlıs, godless gibi yersiz yurtsuz, vatandaş olduğu bile şüpheli, aşşağılık, adi, pislik bişi!!
Türkiye kadınlar için, erkekler için, çocuklar için bir cennet. Herkesin silahı yok, her akşam bir evden bağrışma sesleri gelmiyor, uyuşturucu kullanımı "normal" değil, sağlık sigortasına parası yetmezken bir de başı STD ile belada değil, genç kızlar cinsel bir malzeme değil, yatacakları bir yatakları ve iyi kötü bir evleri var. ve kesinlikle evleri 25 yaşıdaki "modern dünya"daki yaşıtınınkinden daha temiz.
Siz ne sacmaliyorsunuz ya, Türkiye'de kadının değeri Avrupa ve Amerikada yok be!