2005te medya neler yaptı...
Yeni yıl geldi, gelecek..
2005’te neler oldu… Medyamız neler yaptı…
Aslında gelenek böyle bir yazıyı şart kılıyor…
Bizde geleneklere bağlı, muhafazakar(!) kişiler olduğumuz için buna uyalım…
Bu geleneklere bağlı ve muhafazakar tanımın sağla solla ilişkisi yok…
Bunu bilesiniz..
Yok, çünkü bu çok yanlış anlatılan bir konu…
Muhafazakar, eskiyi koruyan ve saygı duyan, yeniliğe açık, üreten ve bilgilenen kişidir…
Sizin ifade ettiğinize veya anladığınıza muhafazakar denmez “gerici, yobaz” denir…
Değişmiş gibi görünür, ilk fırsatta geriye dönüverir…
Çünkü değişim bir maskedir…
Evet 2005’te işte böyle bir yıl oldu…
AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana çizilen tablo 20005’in sonlarına doğru değişiverdi….
Ak günler, birden değişmeye ve siyah bir renk almaya başladı…
Hatırlarsınız bir dönemlerde de “nurlu ufuklar” vardı….
Az kalmıştı “nurlu(!)” ufuklara kavuşmak, “şeyhlere-şıhlara” kavuşmak üzereydik…
İşte öyle başladı AK Parti’nin “ak günleri”…
Düne kadar “Başbakan ne eylerse güzel eyler” diyenler birden ağız değiştirdi…
Tabi en şaşırtıcı şekilde ağız değiştiren ise medyamızın köşe baronları oldu..
Hatta hatta, parti içinde bile ağız değiştirenler çok..
Kimi, sandalye meraklıları şimdilerde günah çıkartmaya başladı.
Aslında burada en büyük pay elbette medyanın…
Günah çıkaranlar diyor ki, “Biz eskiden de konuşuyorduk. Sesimizi kimse duymuyordu”
İnsan ister istemez düşünüyor…
Haklılar… Peki değişen ne de medya yıl sonuna doğru birden bire fikir değiştirdi..
Mehmet Dülger’i izliyor, parti içinde varlığı ile yokluğu belli değil…
Kendisin de kabul ediyor ve sanki muhalefet üyesiymiş gibi AKP’yi yeni ve ciddi bir seçimden sonra cumhurbaşkanını seçmeye davet ediyor…
Turan Çömez’in çıkışına ne demeli…
Birde AKP’nin tüm bunlara ses çıkartmamış olması..
Bunu demokratik bir teamül gibi göstermek modası ise eskidi. Bu olsa olsa “sayıca eksilmeyelim dışa sağlam duralım” gösterisidir.
Dülger bir TV’de yaptığı konuşmada, adeta TBMM’nin hükümet tarafından bypass edildiğini söylüyor…
Israrlı yene bir oluşum sözünde nedense kaçamak cevaplar veriyor…
Çömezin çıkışı Dülger’in söyledikleri “merkez sağda” yeni bir partinin oluşumlarının sinyali gibi…
Peki bizim medya nerede…
“Vur kaç” taktiği basına yakışmadı…
AB ile ilişkilerde tavır koymakta çekinen medya Sharon Stone’nin bir genç Türk oyuncusunu öpmesinin sür manşetten duyurdu.
Askerin başına çuval geçirilmesi olayı aydınlığa kavuşacağına iyiden iyiye karıştı…
Basın 2005’te zayıf not aldı…
Kısaca haber kaynakları basını manuple etti, yönlendirdi…
Ve Türk halkı 2005’te Türkiye’de olup bitenlerden haberdar olamadı…
“Cek-cak”lı “miş-muş’lu” bir haber anlayışı içinde her şeyden yarım yamalak haberimiz oldu..
Medya 2005’te zayıf aldı…
2006 sanırım daha iyi geçer…
Hepinize iyi yıllar…
