24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Amiral battı! / Nevzat Tekbasar

Hürriyet Gazetesi yazarı Emin Çölaşan'ın iki gün önceki, 'Onlar gazeteci biz değil' başlıklı yazısında anlattıkları gerçekten bu mesleği yapan herkesi şapkasını önüne koyup düşündürmesi gereken bir yazıydı.

Çölaşan verdiği örneklerde, 11 Eylül ve Londra saldırılarından sonra, hiç bir televizyon ve gazete ekranına yansımayan, yansıtılmayan görüntülerden söz ediyor, Istanbul'daki intihar saldırılarından sonra, Türk medyasının 'kan ve dehşet' açgözlülüğü ile sınıfta kaldığını yazıyordu...

***

Aynı gazetenin 16 Temmuz tarihli sayısında 'Antalya'da ebola virüsü paniği' başlıklı haberi okuduğumda ise, gözlerime inanamadım.

Çünkü, haberin başlığı ve içeriği tamamen farklıydı. Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde, kendisinde ebola virüsü olduğunu öne süren bir Alman ve Türk vatandaşı, ambulansla hastaneye getirilmiş ve yapılan tetkiklerde bunu teyid edecek hiçbir bulguya rastlanmamıştı.

Şimdi, 'bunun nesi garip ?' diyenleriniz mutlaka olabilir.

Garip olan şudur:

Birincisi; haberin başlığı ve içeriği tamamen farklıydı. Yani ortada bir virüs ve şehirde de panik manik yok!

İkinci ve en önemlisi ise; uzun yıllar komada olan bacasız sanayimiz turizmin, kabus senelerine göre, 'altın' yılını yaşadığı bu sezonunda böyle bir haberi yapmak ve üstelik de kendine 'basının amiral gemisi' diyen Hürriyet gibi bir gazetede yapmak, ahmaklığın daniskasıdır! 

Kaldı ki, dediğim gibi, haberin içeriği ile başlığı kesinlikle birbine tezat ve üfürükten fırtına koparma çabasından ibaret.

Ben burada, o haberi yapan muhabiri kesinlikle suçlamıyorum. Çünkü, bu onun kabahati değil. Kabahatin, o haberi 'başlık bloklama' ve ilana göre boş kalan yere doldurma kaygısı taşıyan editör ile, sayfaların denetimini yapan yazı işleri üst düzey yönetim kadrosunda olduğunu iyi biliyorum.

Gazeteci, toplumun düz aynasıdır. Olduğu gibi yansıtır. Ama gazeteci, lunapark aynalarına dönünce, yapılan işin adı değişir; 'soytarılık' olur.

Gazeteci haberle oynamaz, oynayamaz...

Bir düşünsenize, bu olayı yabancı basın büyütse ve birbiri ardına rezervasyonlar iptal olsa ne olacak ?

Ayıkla pirincin taşını.

Allah aşkına bu gazetecilik mi ?

Yaptığın bu abartının, fındık kabuğu içinde çıkardığın boranın kime ne faydası var ?

Yok mudur şu amiral gemiyi içeride bir denetleyen ?

Ayrıca, kendi oto kontrolümüzü sağlamaktan bu kadar aciz miyiz ? Mutlaka başımızda elinde sopasıyla birilerinin mi beklemesi gerekiyor ?..

Hem, işimize geldiğinde örnek aldığımız batı basını, acaba bizden daha mı acemi; ya da biz onlardan daha mı etik sevdalısıyız ?..

***

Yakışmadı Hürriyet, yakışmadı...

Senin gibi bir büyüğe(!) hiç yakışmadı...

4'üncü sayfandaki o haberi okuduktan sonra, bana göre AMİRAL BATTI!

 

Nevzat Tekbasar
Yayın Tarihi : 16 Temmuz 2005 Cumartesi 20:12:26
Güncelleme :16 Temmuz 2005 Cumartesi 21:19:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?