Gazeteler kuş gribi konusunda kendilerine göre hassasiyeti gösteriyorlar.

Ancak sayfalara taşınan haberler işin ciddiyetini anlatmak çoktan magazinal taraflarıyla ilgili.

Oysa gazetecilik bazı arşiv bilgilerine dayanır.

Çabuk unutuldu ve şu soru Sağlık Bakanı Akdağ’a hiç sorlumadı.

Manyas’taki olay olduğunda, Doğu Beyazıt’ta bir kamyona doldurulan tavuklar ölü bulunmuştu.

O zamanki açıklama “havasızlıktan öldüler” biçimindeydi.

Olayın başladığı yer ise aynı yer…Kimseler sormadı…

Bu birinci olay…

Geçtiğimiz günlerde bir TV programında, İstanbul Üniversitesi’nin katkılarıyla Sağlık Bakanlığı’nda kuş gribi ile ilgili bir rapor hazırlandığı ortaya çıktı. Raporun kabul edildiği tarih ise Temmuz 2005…

Yani Türkiye’de üniversiteler ve Sağlık Bakanlığı böylesi bir salgın hastalığın geleceğini biliyordu ve bununla ilgili bir eylem planı da hazırlanmıştı…

Tüm birimler yerlerine yerleştirilmiş…

Peki ne oldu…

İşte can alıcı soru bu…

Hiçbir kimse sormuyor… Planı niye hazırladınız… Hazırladığınız plan işe yaradı mı?

Sonra bunun böylesi bir salgın haline geleceğini biliyordunuz da neden pratik önlemler alınmadı?

Hiçbir gazeteci bu soruyu sormadı..

Hiçbir köşe yazarı bunu dile getirmedi..

Bir de o raporda medyaya düşen görevler bölümü varmış..

Varsa, basınında bu rapordan haberi var demektir…

Niye kimseler bu konuyu dile getirmiyor..

Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin birimleri böyle bir salgından haberdar ve Türkiye’de koruyucu hekimlik çalışması yapılmamış ve vatandaş uyarılmamış…

Aslında medyanın sorması gerek soru bu…

Sağlık Bakanı Akdağ’ın da yanıtlaması gereken soru bu…

Ama bizim medya sadece işin magazini peşinde…

Bu arada 3 çocuğumuz öldü…

Medya hale hasta tavuk peşinde..

Bu konuyu basın örgütleri oturup değerlendirimeli…

Bayramda bunlara vakitleri var…