Türkiye’ye ve İstanbul’a Turist gelmemesi için ellerinden gelen her şeyi yapan çapsız medya kuruluşları, Sultanahmet ve Laleli’deki otellerde meydana gelen patlamaları fırsat bilerek, dünya medyasına yaptıkları gammazlıkla emellerine birkez daha ulaştılar.
İstanbul’da Rezervasyon iptalleri başladı.
Yurt dışında haberleri duyan binlerce insan bu gün İstanbul’da bulunan yakınlarını arıyor.
İlk soru: Sana bir şey oldumu ?
**************
16 kasım ve 20 kasım 2003 deki terörist saldırıların arkasından yayınladığımız medya rezaleti başlıklı yazımızı tekrar yayınlamak mecburiyetinde kaldığımız için bağışlarınıza sığınıyoruz.
**************
MEDYA REZALETİ ( 21/11/2003 )
Gözünüz aydın medya patronları, gözünüz aydın medya kuruluşları...
Gözünüz aydın medya çalışanları, gözünüz aydın iyi iş yaptığını zanneden medya çığırtkanları!
Gözünüz aydın felaket tellalları!
İstediğiniz oldu; kötü haberleri, kötü felaketleri yakaladınız.
Gösterebileceğiniz en kötü, en pis, en tiksindirici, en kusturucu şekilde gösterdiniz!
Kopmuş kafaları, kopmuş bacakları, kopmuş kolları, kopmuş etleri, parçalanmış vücutları tekrar tekrar binlerce kez gösterdiniz!
Yürekler parçalayan bu görüntüleri, kendi kanalınızın diğer kanallardan daha fazla, daha iyi gösterdiğini zannederek övündünüz.
Çünkü sizler kendilerinizi dünyanın en büyük, en iyi haber veren televizyoncuları zannediyorsunuz.
Sizin için BBC kimmiş, CNN, kimmiş, NBC kimmiş ?
Çünkü bu kuruluşlar yurtsever kuruluşlardır.
Çünkü bu kuruluşların hiç birisi ülkelerinde olan hiçbir terör eylemini, sizin gibi vermemişlerdir.
İspanya’da ’ETA’, İngiltere’de ’İRA’, her yıl yüzlerce eylem yapar.
Hiçbir İspanyol TV kanalı, hiçbir İngiliz TV kanalı bu olayları bizim TV kanallarımız gibi ülkesine zarar getirecek hale getirmez.
Ama bizim kanallarımız yayın yasağına rağmen: biz bu görüntüleri yasak kararı çıkmadan önce çekmiştik diye yine gösterirler.
Yayın yasağının sadece adli delillere zarar verilmemesi için değil, ülke ekonomisine de zarar verebileceğinin düşünüldüğü için alınmış olduğunu düşünemezler.
17 ağustos 1999 Sakarya ve 12 kasım 1999 Düzce depremlerini televizyonlardan izlerken sunucuların, "Biz daha çabuk tespit ettik" diyebilmek için ölü sayısını nasıl yükselttiklerini unutmak mümkün mü?
Medyamız ne yapmak istiyor acaba ?
Bir düşünür’ün dediği gibi ‘terörün en önemli gıdası mı olmaya çalışıyor ?
Medyamıza yön verebilecek olan sayın düşünürlerimiz sayın yazarlarımız, sayın medya patronları lütfen kendinize gelin!
Bu ülke hepimizin.
Sayenizde: ülkemizde özellikle turizm ekonomisi her sene bir darbe yemektedir.
Bu senede yine sizin sayenizde binlerce turizm firması batacak, milyonlarca çalışan işsiz kalacaktır.
20 kasım günü çirkince vermeye başladığınız felaket haberleri nedeni ile sadece bir ülkeden bir turizm firmasına 2 saat içinde gelen rezervasyon iptalleri 2 bini aştı.
Gözünüz aydın ola…