DTP YOL AYRIMINDA!!!

Kürt sorununu demokratik ortamda çözme iddiasıyla hareket eden etnik partiler, Türk siyasetinde sancılı süreçlere yol açtı. 1990'lı yılların başından beri bu çizgide 7 parti (DEP, HEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP, Özgür Parti ve DTP) kuruldu.

Ancak büyük çoğunluğu Anayasa Mahkemesi tarafından 'terör örgütü ile organik bağı olduğu gerekçesi'yle kapatıldı. 2005 yılında kurulan Demokratik Toplum Partisi (DTP), bağımsız adaylarla seçime girdi ve 20'yi aşkın milletvekili çıkararak yıllar sonra TBMM'de grup kurmayı başardı. Böylece meselenin demokratik çerçevede çözülebileceğine yönelik umutlar yeniden yeşerdi. DTP'li vekillerin Meclis'in ilk günü MHP sıralarına giderek Devlet Bahçeli ve kurmayları ile tokalaşması havayı iyice yumuşattı. Ancak birdenbire tırmandırılan terör, bu fotoğrafı tersyüz etti. Terör örgütü PKK, saldırılarla beraber DTP yönetimini de baskı altına aldı. Şimdi 8 Kasım'da kurultaya gidecek olan partide, tepeden tırnağa bir değişim gündemde. Yargı kulislerinde ise DTP hakkında kapatma davası açılacağı konuşuluyor.

DTP'nin TBMM'de grup kurarak 'Kürtlerin temsilcisi' görüntüsüne kavuşmasının, terör örgütünde rahatsızlık oluşturduğu belirtiliyor. PKK'nın elebaşılarından Murat Karayılan, seçimlerden hemen sonra Meclis'e giren DTP'yi sert bir dille eleştirerek, "Kürt legal mücadele zemininin birçok yetmez ve yetersizlikleri, çok iyi bir biçimde açığa çıkmış bulunmaktadır. Örgütlenme yapılanmaları çok sığ ve bir o kadar da zayıftır. DTP'liler 'halkımız çantada kekliktir' anlayışını terk etmelidirler." ifadelerini kullanmıştı. Ancak DTP yönetimi şehit olan askerler için 'şehit evlatlarımız' ifadesini kullanarak karşı çıkış yaptı. Parti yönetimi ile terör örgütü arasındaki zıtlaşmanın büyümesi üzerine partide bir bay-pass operasyonu gerçekleştirmeye çalışıldığı ileri sürülüyor.

8 Kasım'da olağanüstü kurultaya gidecek olan DTP, geçtiğimiz hafta sonu Diyarbakır'da 3 günlük bir toplantı yaparak kurultaya hazırlandı. Partinin politikalarını içeren bir bildiri hazırlayan partili yöneticiler, program ve tüzük değişikliğine ilişkin de bir taslak oluşturdu. Kurultaydaki genel başkan adaylığı için Diyarbakır Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı ile Mardin Milletvekili Emine Ayna'nın ismi ilan edildi. Eşbaşkanlık sistemiyle yönetilecek partide Anlı örgütlerden, Ayna TBMM'deki çalışmalardan sorumlu olacak.

Parti kaynaklarına göre terör örgütü PKK, Ahmet Türk'ün liderliğine soğuk bakıyor. Bu nedenle de parti içinde liderliği bırakması için Türk'e baskı yapıldı. PKK kendi tabanı aracılığıyla parti yönetimine uzun süredir eleştiri yöneltiyor. Ahmet Türk'ün PKK'nın ve tabanın görüşlerini değil, kendi görüşlerini dile getirdiğini savunan terör örgütüne yakın isimler, Türk'ü 'pasif politika izlemek'le suçluyor. PKK yanlıları, partinin liderlik koltuğu için "Ahmet Türk bıraksın, işin muhatapları gelip bu koltuğa otursun" değerlendirmesinde bulunuyor. Bu iş için uygun görülen Fırat Anlı, henüz 36 yaşında; ancak uzun yıllardır partide önemli görevler üstlendi. DEHAP'ın eski lideri Tuncer Bakırhan'la aynı paralelde politika yapıyor ve PKK'nın benimsediği bir isim olarak kabul ediliyor. Bugüne kadar sağduyulu bir politika izleyen Anlı'nın DTP'nin başına geçmesinin ardından izleyeceği politika merak ediliyor. Aysel Tuğluk ise bazı gazetelerde kaleme aldığı 'Kemalizm'e övgü' yazıları nedeniyle PKK tarafından istenmeyen isim ilan edildi. Tuğluk'un yerine Emine Ayna geçecek.

DTP yakaladığı fırsatı değerlendirmeli

TBMM Başkanı Köksal Toptan: Meclis'te grubu bulunan DTP'nin düşündüklerini söylemesi kendi haklarıdır ama dilerim ki DTP bu pozisyonundan yararlanarak daha yararlı işler yapabilsin. İnsanlarımızın sorunlarını dile getirebilsin. Bunu yaptığı müddetçe yararlı olabilir. Bundan uzaklaştığı müddetçe işi zorlaşır.

PKK, Meclis'te parti istemiyor

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner: Öcalan yakalandıktan sonra bir serbestlik ortamı oldu. DTP'de liberalleşme yaşandı. 22 Temmuz seçimleri sonrasında DTP milletvekillerinin bir kısmı saçlarını yaptırdı, kıyafetlerini değiştirdi. Terör örgütünü kızdıracak açıklamalar da yaptılar. Bu, dağdakilerle çatışma anlamına geliyordu. Ardından DTP içinden art arda provokatif açıklamalar gelmeye başladı. Medya hep onları ön plana çıkardı. Terör olaylarının artmasından sonra ise DTP kabuğuna çekildi. Parti içinde adım atmak isteyenler var. Terör örgütünün maksadı DTP'yi yaka paça TBMM'den attırmaktı. Örgüt Meclis'te DTP gibi bir partinin olmasını istemiyor. Gazeteler de 'Dağdakiler kardeşim' diyen tipleri yazıyor. Bütün bunlar ılımlı isimlerin susmasına yol açıyor.

Terör karşıtları sesini yükseltemiyor

Emekli Yarbay Şenol Özbek: Terör örgütü PKK, mevcut konseptiyle Kürtlere saadet getirmediği gibi, olayı içinden çıkılmaz hale soktu. Doğudan batıya doğru yaşanan Kürt göçü -ki bir nevi Kürt, Türk'e sığınmak ihtiyacı duymuştur- ve AK Parti'nin Doğu ve Güneydoğu'da DTP'yi adeta silkelemesinin ana nedeni budur. PKK felsefesiyle DTP felsefesinin bire bir örtüştüğü söylenemez. DTP'nin içinde artık terörü benimsemeyen kadrolar türemeye başlamıştır. Ancak örgütün tehdidinden dolayı bu kadrolar yeterince aktif olamamaktadır. Böyle bir yapı içinde DTP'yi dışlayan her türlü yaklaşım, PKK'nın elini güçlendirecek, silahlı mücadeleden başka çare olmadığı yönündeki kanaatin yaygınlaşmasını sağlayacak.

Yeni genel başkanın tavrı önemli

Gazeteci yazar Ümit Fırat: DTP'liler şiddetin ortaya çıkmasından tabii ki memnun değil. Belli bir amaç için gelmişler TBMM'ye. Ancak inisiyatif sahibi olsalardı bu olayların olmaması noktasında daha etkin bir tavır sergileyebilirlerdi. Bu nedenle yeni seçilecek DTP genel başkanı önemli. Fırat Anlı, DTP tabanından yetişme, sevilen bir isim. HEP ve DEP ekolünden geliyor. Parti tabanının ciddiye alacağı bir formasyona sahip. Anlı, eğer bir konuda karar verirse, taban kabullenecektir. DTP'nin bugün başında olanlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Mesela Ahmet Türk'ü pek fazla dinlemezler. Aslında DTP'nin parti tabanı şiddeti, silahlı çatışmayı benimsemiyor. Ancak çatışmayı sürdüren örgütün lideri Apo'ya da bağlı. Bu da bir çelişki.

Onların yanlış hareketlerinin cezasını Diyarbakır ve bölgemiz çekiyor

Diyarbakır Turizm Tanıtma Derneği Başkanı Nedim Çizmeci: Artık DTP'nin siyaseti ikinci plana attığını görüyoruz. Sorunun silahla ya da başka şeylerle çözüleceğini söylüyorlar ya da bize öyle geliyor. Meclis'e girdiler, Bahçeli'yle tokalaştılar. Bunlar güzel gelişmelerdi. Artık sorunun çözümünün silahla olmadığını anlamaları gerekiyor. Onların yanlış hareketlerinin cezasını Diyarbakır ve bölgemiz çekiyor. Artık yeter, diyoruz. Bölge için ciddi politikalar üretilmesini bekliyoruz. Biraz daha itidal.

DTP, sivil topluma kulak vermeli

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya: Halkın yüzde 60'ı, 2 doların altındaki gelirle yaşıyor. Öncelikli konumuz yoksulluk, işsizliktir. Demokratikleşmedir. Bölgenin öncelikli sorunlarından kopma demek halktan kopma anlamına gelir. DTP'nin gündemlerini oluştururken halkın ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini dikkate alarak yapacaklarına inanıyorum. Ben yine de gelecek adına ümitliyim. DTP'nin söylem ve davranışlarından dolayı kapatılması, Meclis dışına itilmesi yanlıştır. Böyle bir şey demokrasiye vurulacak en büyük darbe olur.

Ülke geneli için politika üretmeliler

Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği (DİGİAD) Başkanı Aziz Nart: DTP'li milletvekilleri bölgenin sorunlarıyla ilgili politika üretmek yerine gündemle ilgili görüş bildiriyor. Bizim beklentimiz görüş değil yeni politikalar üretmeleridir. Meclis'e girmişseler ülkenin sorunlarıyla ilgilenmeleri gerekiyor. Sadece bir yerin sesi olmak yerine ülke geneli için politika üretmelidirler.