Doğrusu; en başta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek olmak kaydıyla AKP’liler, dün, AKP’nin ve Türkiye’nin azınlık AKP iktidarının başı Başbakan ile onun vekillerine karşı çok büyük unutkanlığı, yanlışı yaptılar…
Başbakan ve vekilleri, günlerce, hatta aylarca süren bir mücadelenin sonunda “galibi” oldular; sevinç ve mutluluktan kuş gibi adeta uçtular; ağızları, dudaklarına kadar yayıldı… Gökçek ve AKP’liler kutlamayı unuttular.
Ankara sokaklarında, gecenin karanlığını havai fişeklerle aydınlatsalardı ne olurdu sanki!
Başbakan ve vekiller daha bir mutlu olurlardı.
Dünyaya da denirdi ki, Lübnan’a asker göndermeyi ve Lübnan’a asker gönderme tezkeresinin Kamutay’ından geçmesini biz işte böyle kutlarız…
Gökçek ve AKP’liler, Genel Başkanları Başbakan’a böyle bir hizmeti sunmayı neden ve nasıl unuttular, unuturlar!
Ne yalan söyleyeyim, anlayabilmiş değilim ve şaşkınım!
E yani, Başbakan da, bu unutkanlığın hesabını sormaz mı?
Sorarsa, yerden göğe kadar haklıdır.
*
Oysa, unutulmasaydı ne güzel olacaktı…
Gene de geç sayılmazlar…
Hadi Gökçek, hadi AKP’liler, AKP kutlama komitesi harekete geçin… Lübnan’a asker gönderme kararının Kamutay’dan geçmesini öyle bir şölene dönüştürün ki, Başbakan’ın gönlünü alın, dünyaya parmak ısırtın…
Hadi hadi…
*
AKP’Lİ VEKİLLERİ DUA İLE ETKİLEMEK
Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Abuşoğlu ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır dün (4 Eylül 2006 Pazartesi) Kanal Türk Televizyonu’nun ana haber bültenine telefonla katıldılar. Türkiye’nin azınlık AKP iktidarının ve AKP’nin başı Başbakan’ı, dünkü Balıkesir’deki konuşmasında geçen “Askerlik yan gelip yatma yeri değil” sözünden dolayı, hükümeti de “Lübnan’a asker gönderme tezkeresi” ile birlikte yerdiler.
İki Genel Başkan Yardımcısı, umutsuzdu ve tezkerenin geçeceğinden kaygılıydı.
İkisi de geriye bir şeyin kaldığını söyledi.
Geriye kalan o şey, “dua etmek”ti!
İkisi de dua edeceklerini ve dua ederek AKP’li milletvekillerini etkileyebileceklerini, tezkereye ret oyu vermelerini sağlayabileceklerini anlatmaya çalıştı…
*
Büyük olasılıkla, abdest alarak, dün gece geç saatlere kadar dua etmişlerdir.
Belki hala duadadırlar…
Dualarının, AKP’li milletvekillerini etkileyip etkilemediğine, oylama bitiminde hep birlikte tanık olacağız…
Dualarla işler halloluyorsa, niye dualar edip sandıktan birinci parti ya da iktidar ortağı 2’inci, 3’üncü parti olarak çıkmadılar, iktidarı, dualarıyla etkileyebileceklerine inandıkları insanlara bıraktılar?..
Yoksa AKP’lilerin duaları, onlarınkinden daha mı keskindi?
Öyle olmalı ki AKP’liler iktidar, onlardan biri zar zor grup kurabilen partide; diğeri, seçim barajını açıp Kamutay’a giremeyen partide…
*
Gel de, “Aman Allah’ım, aman Allah’ım!..” deyip saç yonma!
Atatürk Türkiyesi’nin şu siyasi kadrolarına bakar mısınız?
Birbirlerinden ne ayırtları var?..
*
BAKANLAR GÜL VE ŞAHİN, “İHRAÇ” EDİLECEKLER…
Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi’nin 11’inci sayfasında bugün (4 Eylül 2006 Pazartesi) bir haber var.
“Gül’e ihraç” başlıklı habere göre…
Lübnan’a asker gönderme konusunda Başbakan kadar hevesli ve istekli, çırpınıp duran Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile memura açlık sınırının üzerinde zam vermemeye Başbakan kadar hevesli ve istekli, çırpınıp duran Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, 1999 yılından bu yana Tüketiciler Birliği’nin üyeleri imişler.
Türkiye’nin, Lübnan’a asker göndermesine karşı olanların yanında yer alan Tüketiciler Birliği Başkanı Bülent Deniz, aldıkları bir kararı açıklamış. Üyeleri Bakanlar Gül ile Şahin’i kast ederek, demiş ki:
“Tezkereye kabul oyu verirlerse, kendilerini disipline sevk edeceğiz. Önce savunmalarını alacağız ve ihraç süreci işleyecek…”
*
Bakanlar Gül ile Şahin’in üye oldukları Tüketiciler Birliği, iyi, hoş düşünmüşler de; biraz, dahası bir hayli geç kalmış olmuyorlar mı?
İki bakanı, birliklerine üye kaydettikleri günden itibaren, Türk insanının yaşamına ettiklerinin ayırtında değiller mi?
*
Gene de; yüreklerin kan ağladığı, yediden yetmişin “Hayır, Lübnan’a askerim gitmesin” diye haykırdığı güncel konuda, gözlerini kapayıp kulaklarını tıkayan üyeleri iki bakanın “ihracı” yönünde karar almaları şık bir davranış.
Kararlarının arkasında durup durmayacaklarını, yarınki oylamadan sonraki süreçte göreceğiz.
Ama ben şimdiden, Tüketiciler Birliği’nin Başkan ve Yönetim Kurulu ile üyelerine söylemiş olayım: Üyeleri iki Bakan da, yarınki oylamada, “Lübnan’a asker gitsin” yönünde oy kullanacaklar. İhraca hazır olsunlar.
Tüketiciler Birliği eğer ihraç sürecini uzatıp, “ihraç” kararlarını unutturma eylemine kalkışırlarsa, gülünç duruma düşerler…
*
Sizi bilmem ama bana komik gelen, acı acı gülmeme neden olan; tüketim konusunda bir numaranın bir numara yardımcıları iki bakanın, Tüketiciler Birliği gibi bir sivil örgüte üye olmalarıdır ve tüketim yanlısı, tüketim destekçisi bu iki bakanı, tüketim savaşımı için “Tüketiciler Birliği” adlı altında örgütlenmiş sivil toplum örgütünün üye kabul etmeleridir!..
*
Daha nice komikliklere, siyasi gülmecelere tanık olacağız…
ozgurdoganyasar@hotmail.com
Özgür Doğan YAŞAR
Yayın Tarihi :
6 Eylül 2006 Çarşamba 12:16:43
Güncelleme :6 Eylül 2006 Çarşamba 12:20:45