23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Küresel dostlarımız (!) neyin peşinde?

Türkiye’de, siyasi ve ekonomik açıdan alınan üst düzeydeki karar ve uygulamaların çoğunda, her seferinde, acaba bu kez de arkasında hangi güç var diye düşünmekten bir türlü kendimizi alamıyoruz…

Bir çok vatandaşımızın da ayni biçimde düşündüğüne inanıyoruz.

Dünyada, önemli güçlerle işbirliği ve dostluk içerisinde olduğuna inanılan, önemli bir holdingimizin başında bulunan ve ülkemizde her zaman “çok önemli” sayılan, herkesin tanıdığı bir yöneticisi (patronu); bu sıralar yine dikkat çekici açıklamalarda bulunuyor.

Kim bu yönetici ve patron ?

Tabi ki anladınız, Rahmi Koç.

Ne diyor sayın Koç?

“Çankaya’da eşi türbanlı bir cumhurbaşkanına alışabiliriz, yeter ki (başbakanla) uyum içerisinde olsun…”

Rahmi koç’un basına yansıyan açıklaması böyleydi.
Şimdi durup dururken nereden çıktı böyle bir açıklama diye düşünebilirsiniz. Doğrusu bir çok yurttaşımız gibi biz de anlayamadık.

Aklımıza gelen hep ayni şey;

Acaba açıklamanın arkasında yine “küresel dostlarımız”(!) mı var ?

Durum onu mu icap ettiriyor ?

XXX

Rahmi Koç, Galataport ihalesi için de dikkat çekici açıklamada bulundu:

“İhalenin böyle olacağını( koşullarının bu şekilde olacağını) bilseydik ihaleye biz de girerdik…” dedi.
Bir de garip bir olay…

Ne tarafa baksanız, hangi taşı kaldırsanız altından İsrailli işadamı Sami Ofer çıkıyor...

Tüpraş’ın gizli olarak devredildiği söylenen yüzde 14 lük hissesini aldıktan sonra, Galataport ihalesinde karşımızda yine Sami Ofer…

Rahmi koç’un, Galataport ihalesi ile ilgili yaptığı açıklamada, asıl hedef kimdi, daha doğrusu hangi taraftı ?
Ofer’mi, Hükümet mi ?

Kolay kolay. ülkemizde işadamlarının hükümetlere (iktidarlara) “ tu kaka” demesi, eleştirebilmesi söz konusu olmaz, olmayacağına göre; Üstelik eşi türbanlı cumhurbaşkanına Çankaya’ da olumlu bakacağı biçiminde, hükümet erkanına uyumlu ve olumlu mesajı vermişken…

O halde Koç’un hedefi Ofer mi ?

Yoksa kaçırılmış olan “tatlı kazançlar mı” ? Ya da arkamızda ki “Küresel dostlarımızın” tepkisi mi?
Bir de anlayamadığımız; Koskoca Koç Holding’in, önceden Galataport’un ihale koşullarını öğrenememiş, bilmemiş(!) olması…

Pek garip değil mi?

Dedik ya…

Tepelerde yapılan ya da yapılamayan siyasi ve ekonomik işlere bir türlü aklımız ermiyor.
Her olayın ya da uygulamanın arkasında, bir strateji ve çok önemli güç odakları olduğunu, düşünmekten kaçınamıyoruz.

XXX

Neyse…

Bu yazıyı yazarken, Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği’nin aylık yayın organı Türkeli Dergisi, masamızın üzerinde duruyordu.

Dergi’nin ( Mart Nisan 2005 tarihli 110. sayısının) 30. sayfasında ki Sıla Deniz Boyraz imzalı “CFR – council on Foreign Relatidon – Dış İlişkiler Konseyi” başlıklı yazı; okuduğumuzda bir hayli ilgimizi çekmiş ve düşündürmüştü.

Yazıdan bir bölümü sizinle paylaşmak istiyoruz.

“… CFR üyelerinin çoğu, kamuoyunun gözünde saygın bir yeri olan, devlette ve özel sektörde üst düzey yönetici konumunda bulunan elitlerden oluşmaktadır. Bununla beraber CFR’yi kamuoyu karşısında tipik bir illegal örgüt gibi düşünmekte yanlıştır. Gizlilik daha ziyade karar alış mekanizmalarındaki süreçler için aranmalıdır. Burada önemli olan ‘iç merkez’ in temel stratejik kararların ve planın gizliliğidir.

Türkiye den birçok Bilderberg üyesi çıkmakla birlikte, belirtildiği kadarıyla CFR nin tek Türk üyesi bulunmaktadır. Bu kişinin Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı, tanınmış işadamı Rahmi Koç olduğu söylenmektedir. Koç, 20 Ekim 1999 da Koç Müzesi’ nde Davit Rockefeller onuruna verilen yemekte, Uluslar arası Grup Üyeliği’ne kabul edilmiştir ( Erol Bilibik- Dünyayı Yöneten Gizli Örgütler-Kaynak Yay.) “
Evet… Yazıyı kaleme alan yazar aynen böyle söylüyor.

XXX

Şimdi ne diyelim, nasıl bir yorum yapalım?..

Dünya dönüyor, çark da dönüyor… Biz de sessiz sedasız seyrediyoruz…

Kime, ne ölçüde, neye dayanarak güvenelim?..

Her zaman, her şeye, her yerde ve herkese kuşkulu mu bakacağız…

Nedir bu çile Allah aşkına?

Burhan Özbey
Yayın Tarihi : 23 Eylül 2005 Cuma 12:32:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?