Cevaplayamadığımız birçok soru var…
Mutluluk nedir?
Güzellik nasıl bir şeydir?
Kim yakışıklı?
Sevgi denilen şey ne?
Aşk yaşanır mı, elle tutulur mu?
Duygu seli insanı alıp götürür mü?
Kimle ne kadar dostsunuz?
Arkadaşınız kim?
Bunların cevapını verebilmek zor..
Hatta imkansız…
Elbette bu tür soruları çoğaltmak mümkün ama…
Tüm yaşamınızı bu cevabı olamayan felsefi yapılarla oluşturuyorsunuz..
Hep güzelliği arıyorsunuz, mutluluğu yakalamaya çalışıyorsunuz, yakışıklı bir genç hayallerinizi süslüyor, sevgi ateşi sizi yakıp tutuşturuyor, aşktan deli bir haldesiniz, Arkadaşlarınızla sohbet ettiniz, sıkı dostluklar kurdunuz?
Ne oldu?
Hangisi ne kadar doğru..
Gerçekten mutlu musunuz?
Güzel bir kız görebildiniz mi?
O yakışıklı delikanlı kim?
Sevgiyi buldunuz mu?
Dostunuzla aranız nasıl?
Arkadaşınızla dün ne yaptınız?
Bu soruların cevabı belki var…
Ama kesin bir cevap mı…
Güzel dediğinizi. Daha güzel biri görünce ne diye niteleyeceksiniz?
Ya da yakışıklı sevgilinizden daha yakışıklı biriyle karşılaşırsanız ne yapacaksınız?
Evet…
Hayat zor, soyut düşünceler üzerine somut sonuçlar elde edeceksiniz?
Son soru da şu elbette…
Somut dediğiniz ne kadar somut…
Aslında halk deyimi ile kılı kırk yararsanız bir yere varamazsınız.
"basit olan güzeldir"
Çıkarsız bir dostluk arkadaşlık, duyguya dayalı bir sevgi, gözbeğeninizle orantılı bir güzellik, abartısız bir aşk galiba bu enstrümanları topladığımızda mutluluk denilen şeyi yakalamak mümkün.
Eğer mutluluğu arıyorsanız soyuttan somut şeyler üretmeye kalkmayın.
Önce kendi değerlerinizi belirleyin ve karar verin…
Bu yakışıklı adam
Bu güzel kız
Bu benim arkadaşım…
İşte dostum
Seviyorum, aşığım…
Her şey basit ve güzel…Çünkü anlaşılır, anlatılır bir şeyler…
Eğer basitleyemez ve kaliteyi ulaşılmaz ile eşitlerseniz sonunuz mutsuzluktur…
Nereden geldi bu aklına şimdi diye sormayın…
Havalar güzelleşiyor..
Yani bahar geliyor…
Ahhhhh…..
Ben işte böyle havalarda böyle şeyleri düşünüyorum…
Yoksa bende de bir çözümsüzlük mü var?
Varsa var…
Bu bahar basit ve güzel bir çözüm bulacağım…
Söylemem o da benim sırrım…
***
Seni arıyoruz
Ben iki kişi bir de gölgem…
Arabalı vapurla karşıya geçtik…
Nevzat'ı gördük yolda…
Selam söyledi sana, oysa yanımdaydın görmedi…
Sevgileri büyütecektik, yani insan yanımızı…
Ama nedense korkular büyümüş…
Dün gece o çalgıcı kız bekçi Rıza'yı vurmuş
Demişti zaten O Carmen;
Rıza benim çaldığımla dans etmiyor…
Hatta beni hatırlamıyor…
Ne olurdu benim için yerinden kıpırdasa…
Carmen'in adı Ayşe'ymiş..
Rıza şimdi onu unutmayacak…
Ben, içimdeki senle yalnız kaldım…
Bu gölgem çok alçak, bir bulut çıktı mı
hemen sırra kadem basıyor…
Biliyorum, gördüm,..
Gözü piyangocu kızda…
Sen ve ben…
Arabalı vapurda tek başımıza…
Ha unuttum…
Bir de kaptanla çımacı var ..
Kaptan selam durdu
Dedi ki…
Sevda içinde, şimdi sevgiliye ulaşma zamanı…
Motorlar tam gaz…
Ben içimdeki sen ve ara sıra kaybolan gölgem…
Arabalı vapurla karşıya geçtik..
Seni arıyoruz...