19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Seni seviyorum anlasana...

İki de bir söyler dururuz; biz sevgi, duygu toplumuyuz…

Duyguyu anladıkta, sevgide bir kusurumuz olsa gerek…

Duygularımız ise genelde negatif.

Şöyle bir düşünün..

Sevgisini kanla süsleyen başka bir toplum var mı?

Aşk cinneti… Kıskanç sevgili dehşeti…

Şarkılar bile böyle…

“Elin eline değse elini kıskanırım…”

Ne demek bu? Sevginin böyle bir tarifinin dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız, göremezsiniz.

“Bana yar olmayan, kimseye yar olmaz”

Dan… Bir kurşun bir ceset… Neymiş aşkı uğruna katil oldu…

Kıskançlık; eskiden (hala da öyle) “hafifletici sebep”ti…

Bizim vatan sevgimiz de öyle değil mi?

Az mı bir birimizi vurduk…

Kimimiz vatan severdik, kimimiz yurt sever…

Aklımız başımıza erdiğinde gencecik çoğu insanımız toprak olmuştu…

Oysa gerçek sevginin erdemini öğrenebilseydik, sevginin “yürek yakacağını” ama can bile acıtmayacağını” bilseydik yapar mıydık?

Düşünün, tarihin derinliklerin ilk humanist felsefeyi geliştiren kişiye, “homoseksüel” ve “pornografik din bilgini” yaftasını yapıştırırsanız sevgiyi nasıl öğrenirsiniz.

Sevgi, içinizde yeşerdikçe insansınız…

Aşkı hissetiğinizde yeniden doğarsınız…

Ne sevgi, ne de aşk teslimiyet değildir…

Hele sahiplenme hiç değil…

O içinizde büyüttüğünüz, yeşerttiğiniz ikinci insandır…

O varsa siz varsınız…

Onu sevdiğiniz sürece, o ve başkalarınca sevilir ve değer görürsünüz…

Sevgi ve aşk kimi zaman bir kadındır, kimi zaman bir evlat…

Kimi zaman bir ebeveyn…

Kimi ve neyi seveceğiniz siz karar vereceksiniz…

Ama unutmayın sevgi ve aşk sahiplenme değildir…

Sevgi ve aşk sizin hamurunuzdur varlığınızın nedenidir…

Sevgide ve aşk da onda yoktur.

Kıskançlık, ilkel bir duygu, sevgi ise yaşamın başlangıcı, ilkeliğin bitiş noktasıdır.

Sevgi günleri var…

En yaygını anneler günü, sevgililer günü…

Tepki duyabilirsiniz…

Bırakın her şeyi, istediğiniz gibi düşünün…

Ben kendi payıma sevgiyi de aşkı da satın almaya hazırım…

Sevdiğimi, beni sevdiği için ödüllendirmeye de dünden razıyım…

Ödülümün maddi değeri pekte önemli değil..

Kimi zaman bir demet kır çiçeği, kimi zaman eğer param varsa pahalı bir pırlanta…

Yeter ki karşımdakine sevgimde dürüst olduğumu kabul ettireyim ve onunda beni sevdiğine inanayım…

Hoş; o beni sevmese de olur…

Çünkü sevgi, tek taraflı bir ekonomidir…

Barometre sadece sizin adınıza çalışır…

Tüm harcamanızın tek bedeli, tek kelimedir…

SENİ SEVİYORUM…

Eğer bu sözü duyarsanız bilin ki, dünyanın en büyük yatırımını yaptınız…

Seni seviyorum diyen kişi kimse kim…

Bu duruma göre değişir…

Kimi zaman eşiniz, kimi zaman hiç beklemediğiniz biri…

Her kimse…

Sihirli cümle şu:

SENİ SEVİYORUM…

Ve yine bu kez, eğer bu sözü duyarsanız, bilin ki dünyanın en önemli alışverişini yaptınız…

O yüreğinizden kopuveren, o hiç anlatamadığınız duygu var ya…

O duygu…

O sizin yaşam damarınız, kalp atışınız…

Sevgi, mülkiyet, cinsiyet, milliyet, renk ayrımı yapmaz…

Tek şartı vardır…

İnsan olmak…

Sevmek insan olmanın ön şartıdır…

Hele de bir de aşıksanız…

Doğaya, çocuğunuza, tanrıya, eşinize, bir kadına veya bir erkeğe…

Veya bir çiçeğe, gülle…

Sevmek ve aşk yaşama yeniden başlamaktadır…

Korkmayın sevginizi ve aşkınızı satın alın…

Bunun adı satın almak değil, duyguların itirafıdır…

Belki her gün, milyon kere itiraf ediyorsunuz…

Belki de hiç…

Olsun bir kere daha itiraf edin…

Bu itiraf her günden daha fazla etkili olacaktır…

Sizi yaşama daha derinden bağlayacaktır…

Ve inan yeniden doğacaksınız…

Kan damarlarınızda daha hızlı akacak ve mahçup duygular tüm benliğinizi saracaktır.

Korkmayın

Çıkın dışarı haykırın…

SENİ SEVİYORUM…

Bugün 14 Şubat Sevgililer günü…

Sevginizi tüm dünya duysun…

Korkmayın…

İsterseniz gelin bu güzel günü şu şiirler noktalayalım… Belki yürekteki özgürlük, düşüncedeki özgürlüğü de tetikler… Sevgiden korkmayan, düşünceden de korkmaz… 14 şubat Sevgililer gününde bile duygularını saklayanlara bir çağrı şiiri…

**************************************************************

ÖZGÜR AŞK

Bir sabah, güneşin doğuşunu seyret

İçini saran sıcaklık sevginin habercisidir.

Bir Nisan yağmurunda kaldırımlarda yürü

Her damlayı yüzünde hisset…

Bir güz mevsiminde

Parkta yürü.

Dünyanın yeşilden sarıya dönüştüğünü gözle.

Ağaçların çıplak kalışını…

Yalnızlığını yaşa…

Kar yağdığında beyaz kuleler dik yüreğine

Zincirleri kır.

İçindeki sevgiyi özgür bırak.

Aşkı yaşamaya bak…

.
Yayın Tarihi : 6 Şubat 2006 Pazartesi 15:38:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?