Sevgililer günü…
Her yıl geliveriyor sevgiler günü...
Geçen yıl tam bu gündü (!)
Ama bu yıl biraz farklı ...
Biraz nostalji ...
Ne demiştik geçen yıl şöyle bir hatırlayalım dedim...
Sevgiden söz etmiştik...
Ve sevilliden...
Ve özgür aşktan
Başka ne dimişz hatırlayalım...
Aslında sevgimizi, korkuya esir edip onu özgür bırakmaya beceremiyoruz..
Adını da bir bir hoş koymuşuz ki sormayın…
Mahcubiyet…
Yani utanmak…
Sevgi insanın sahip olabildiği en yüce erdemdir..
Utanmak asla olmaz bu mecrada…
Sevgi renkleyip çeşitlendirebilirsiniz..
En güzel sevgi, aşkla taçlanan sevgidir.
Aşk meyvesi düşünülenin aksine, yeni sevgilerin müjdesidir.
Sevgiyi kısırlaştırıp kendi çevresinde döndürmeyin..
Onu boğar yok edersiniz…
Sevgi hayattır.
Onun yaşam pınarı hayıtın kendisi… Kaliteli bir yaşaman ön şartı sevgi..
Ama sakın o sevgiyi kendine işkenceye çevirmeyin..
Çünkü, sevgi aynı zamanda “nefret”inde anasıdır.
Sevginizi nefrete değil aşka döndürmeye çalışın..
Hayatı yaşayın… Sevginizi yüceltin.
Bakın etrafınıza, tüm acılara rağmen gözünden sevg akan insanlara..
Onlar mutlu..
Belki yaşamlarını sürdürecek bir çok şeyi yok…
Belki sana göre sefil yaşıyor…
Belki, ama o sevdiklerine bir şey götürebildiğinde mutlu..
Bunun adı mutluluk oyunu… Ne derseniz rdeyin..
Varlık içinde yokluk çekmek bir işkence…Buna sevgisizlik diyorlar.
Yokluğun içinde bir şeyler var edebiliyor musunuz?
Bilin ki en büyük silahınız sevgidir.
Çevrenize bakın…Arayın ve bulun…
Körlük size yakışmaz…Hayal dünyasında bakar kör olmayın. Ya da sevgiyle adına “aşk” veya “tutku” dediğiniz anormalite içinde gözünüzü dünyaya kapamayın…
Çünkü sizin “aşka” ve “tutku” dediğiniz aşk değil esarettir.
Sevgi ise bir bütün…
Yaşanan her sevgi saygıyı gerektir..Saygının olmadığı sevgidir nefreti doğuran…
Saygıya yoğrulmuş sevgi, tüm insanlığa duyulan sevgidir.
Doğaya, insana, çocuğu, erkeğe, kadın…canlıya cansıza her şeye..
Yaşınız kaç olursa olsun…Bir dostum şöyle dedi: Ömür yaşadığın gündür.
Önemli olan o günleri kaliteli yaşamaktır.
Her gün güneş güzel doğmalı.. Sizi ısıtmalı..
Yaş 55…Eee..yolun yarısına da geldik sayıyoruz kendimizi..
Allah’ın izniyle de bir o kadar daha yaşamaya kararlıyım..
Çünkü sevgiyi doyasıya yaşamak istiyorum…
Beden ne kadar yorgun olursa olsun., beyniniz ve ruhunuz hep genç kalsın.
Koşun bir hediye alın..
Sevgilinizi ödüllendirin..
Bu hediye onu sevdiğiniz için değil..
Onun sizin sevdiği için verdiğiniz bir ödüldür..
Çünkü siz sevilmeye değersiniz..
Bilin ki o da sizi ödüllendirecektir..
Sevgililer günüz kutlu olsun…
Yine bir şiirle noktalayalım yazımızı:
Hayalet kadın
O yüreğimdeki kadın yalandı
Gözümle gördüğüm ise bir hayal
İtiraf ediyorum
Dilimdeki adını ben uydurdum
Hiç sevmedim ki seni…
Hepsi yalandı, söylediklerime niye inandın…
Beynime çakılı ela gözlerini bile hatırlamıyorum
Sır gibi sakladığın o siyah saçların ne renkti hiç bilmiyorum
Sen bir hiçtin, seni düşümde kendim için yarattım.
Hiç görmedim ki, yürüyüşünü, endamını nereden bileyim
Sadece yüreğim öptü seni, dudaklarını hiç tatmadım
Dokunmadım o beyaz tenine çünkü sen hiç yoktun
Gözlerimle seviştim düşümde seninle
Elini eline sürmedim
Sen hiç yoktun çünkü, hiç olmadın
Sen bir ünlemdin benim için
Sen sözlerimle resmini çizdiğim kadınsın
Sen hayalimde büyüttüğüm aşksın
Söylediklerim yalan
Farkındayım.
Yalan olduğunu sende biliyorsun
Napayım
Sadece kendimi avutuyorum…
Mehmet Aycan/Kenthaber
Yayın Tarihi :
14 Şubat 2007 Çarşamba 13:28:24