Bir yorgunluk var üzerimde...

Bahar yorgunluğu mu, yürek kırgınlığı mı...

Oysa baharın tüm güzellikleri, kendini sergilemeye başladı...

Yüreğim dingin, ama bir o kadar yorgun...

3-5 yılı hep tek sayıp yaş ortalamasını sanal olarak düşük tutmak moral açısından iyi geliyor...

İyi geliyor o kadar...

Aslında yüreğimizdeki yorgunluk için baharı bahane etmek bir savunma...

Yüreğimiz sevgisizlikten yorgun...

Her kötü haber derin bir yara içimizde...

Oysa bahar bize yeni bir yaşam sunuyor...

Sokaklarda insanla cıvıl cıvıl...

Kızlar güzel, erkekler yakışıklı...

Kıyıda, kuytuda, köşede cilveleşen genç insanlar...

Yaşam tüm güzelliğini sergiliyor...

Ama o kötü haykırış, o kötü söylem o patlayan bomba, düğünde çekilen o tetik..

Filizlenen tüm sevgi tomurcuklarını yeniden alıp götürdü...

Yazık...

Ama tüm bunlara karşın direnmeli diyor, yüreğim...

Direnmeli ve sevgiyi bulmalı...

Onu yeniden yeşertmeli yeniden hamurlamalı...

Seçim arenasınde çirkinleşen insan dili, sevgiyi terennüm ettiğinde bilin ki tüm sorunlarımız çözülecektir...

Ben sevgimi arıyorum...

Bulacağıma da inancım tam...

Siz de arayın...

Bulacaksınız...

Emin olun...

Ve unuttuğumuz bir şey yani şiir...

sevgiye mahkumiyet:

xxx

Bilmiyorum..

Canım sıkılıyor...

Neden...

Bir bilsem...

Ne gözlerini unutabildim...

Ne kokunu, ne tadını...

Ne de o söylediklerini...

Hepsi omiriliğime çakılı...

O yüzden hala ayaktayım..

Saçlarının siyahı yüreğimi kapladı..

Bir türküydü dudaklarının tadı beynimde...

Kan kadar kırmızıydı hayallerim

Ve gül kadar dikenliydi düşlerim...

Bil ki; sevgi yaşamımın anayasası..

Aşksa benim mahkumiyetim...

Unuttun mu...

Ben sana müebbeden hükümlüyüm


İletişim: mehmetaycan@tnn.net