4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Becerikli mahdumlar!..

Türkiye deprem gibi bir operasyonla sarsıldı… Üç bakan oğlunun ve bir bakanın isimlerinin karıştığı rüşvet olayının ortaya çıkması bir anda gündemi değiştirmedi, kökünden sarstı. Dış dünyada da yankılanan bu olay Türkiye’nin de imajına zarar verdi. Böylesi bir olay batı ülkelerinde olmuş olsaydı (oralarda olması hayal bile edilemez) o bakanlar bir gün bile yerlerinde kalamaz istifa eder, belki de hükümet bile düşerdi. Ne var ki, bizim ülkemizde istifa diye bir sözcük yalnızca sözlüklerde kalıyor. Türkiye’de istifa müessesesini nedense kimse hatırlamıyor. Belirli görevlere gelenler koltuklarına sanki zamkla yapışıyor. Bu öyle bir zamk ki, maşallah Japon yapıştırıcısından bile çok daha güçlü…

Bakan çocuklarının da isimlerinin karıştığı akıl almaz rüşvet operasyonunda şimdilik kabak polisin başına patlamış olacak ki, başta İstanbul Emniyet Müdürü olmak üzere birçok şube müdürünün değiştirildiğini görüyoruz. Gezi olaylarında destan yazdıkları söylenen, ikramiye ile taltif edilen polisler böyle bir olayla karşılaşacaklarını o günlerde düşünebilirler miydi?

AKP’yi iktidara taşıyan sloganlardan birisi de “3 Y” idi. Yani Yasaklar, Yolsuzluk ve Yoksulluk… Daha geçenlerde Bülent Arınç bu 3 Y’den söz etmişti!..

3 Y’den biri olan Yolsuzluk yargıya intikal ettiğinden bizim şimdilik bu konuda bir şey söylememiz olanaksız. Ancak tarihin her döneminde oğulların babalarının başına akla gelmeyecek işler açtığı, o adamları yerlerinden ettiği de bilinir. Yanılmıyorsam iki yıl önce; “Bir zamanların ve bugünün dahi çocukları (!)” ve “Mahdumun muhterem babasını üzmeyin” diye iki köşe yazısı yazmıştım. Şimdi yeri gelmişken o iki yazımın bazı bölümlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Basınımızı izlediğinizde bazı siyasilerin çocuklarının gencecik yaşlarına rağmen dâhilere taş çıkartacak derecede beceri sahibi olduklarını görüyoruz. Kuşkusuz memleketimiz ne cevherler çıkarıyor diye onları eleştireceğimize sevinmeliyiz!.. Ancak onların dehaları bilim ve kültüre değil de ticarete odaklanmışlar. Bundan böyle günümüz ekonomi devri diyecek olursanız; bizlere de haklı olarak söz düşmez. Ekonomi bütün dünyayı sarsıyor, bizi ise teğet geçmek yerine göbekten vuruyor. Bu yönden ilerisi için ekonomi ve ticaret alış verişi yönünden dehalara ihtiyacımız olduğu da bir gerçektir.

Şimdi dehanın, dâhinin ne olduğu konusu üzerinde biraz duralım;

Yetenekleri olağanüstü işler başaracak, pek önemli ve şaşılacak şeyler yaratacak üstün kişilere dahi ismi yakıştırılmıştır. Bunlara deha sahibi de denilir. Dâhiye yakışan biçimde davrananlara da dâhiyane kişi sözcüğünü de sık sık kullanırız.

Türkiye’de “Dahi Çocuklar Yasası” vardır ve bu yasa 7 Temmuz 1948’de TBMM’de kabul edilmiş olup halen yürürlüktedir. Kanunun çıkış nedeni ise küçük yaşta, müzik alanında büyük bir deha sahibi olan İdil Biret ve Suna Kan’dan kaynaklanmaktadır. Bu kanun teklifi Milli eğitim ve Bütçe komisyonundan geçtikten sonra TBMM genel kuruluna getirilmişti. Mecliste konu tartışılırken Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu söz alarak şöyle konuşmuştur:

Efendim, takdir buyurursunuz ki, bu gibi çocuklar, milletlere tabiatın bir mevhibesidir. Bunlar nereden çıktı diye düşünmeyelim, hakikaten böyle çocuklarımız vardır diye sevinelim. Bunlar milli dehamızın filizleridir, verimleridir, ispatlarıdır. Güzel sanatlarda, bilhassa müzikte bu gibi dehalar küçük yaşta kendilerini belirlerler. Büyük müzisyenleri böyle yaşta deha eserlerini gösterdikleri sabittir. Garp memleketlerinde bu gibi çocuklara çok ehemmiyet verilmektedir, bunlara çok ihtimam olunmaktadır. Bunlar için ayrı müesseseler vardır ki, bizde bunlar yoktur.”

Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkarılan bir yasa ile güzel sanatların çeşitli alanlarındaki dahi çocuklar yurt dışına gönderilerek eğitim almaları sağlanmıştı. Bu çocuklar Türkiye’ye döndükten sonra iftihar ettiğimiz gerçek birer sanatçı olmuşlardır. Bunlardan bazılarının isimlerini vermek isterim; Ahmet Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey, Hasan Fehmi Alnar, Necip Kazım Akses, İdil Biret, Suna Kan ve Bedri Baykam… Kuşkusuz isimlerini şimdi hatırlayamadığım dahi çocuklarımız daha vardır.

Günümüzde devran değişmiş; dâhilik de farklı boyutlara ulaşmış… Bugünün dahi çocuklarının (!) güzel sanatların dallarıyla, müzikle, resimle, tiyatro ile pek ilgileri yok… Babalarının yollarından mı, yoksa kendi yollarında mı yürüyorlar, bilemeyiz. Bugünkülerin dâhilikleri para ile babalarının mevkilerine dayanarak iş yerleri açıp, iş takipleri yaparak gösteriyorlar… Kiminin evinde milyonlarca Euro’yu, çelik kasaları ve para sayma makinelerini bulunuyor, üst düzey bir bürokrat da onlardan aşağı kalmayarak ayakkabı kutularına paraları doldurmuş…

Her şey para ile endeksli olunca günümüzün dâhileri de anında ortama uymuşlar!..

Jeremy Bentham “Doğruluğun ne olduğunu bilmeden onun hakkında konuşamayız” derken acaba ne düşünmüştü?

Confucius ise “Doğru insan, söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmamasından utanç duyar” derken kendinden yüzyıllarca sonra gelecek olanları mı düşünmüştü?

erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 21 Aralık 2013 Cumartesi 14:59:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 5.61.150.xxx Tarih : 21.12.2013 16:28:47

Sayin Erdem Yücel;Ben simdi size kizmayayimda kime kizayim. Eski devrialem cocuklarinla simdiki devri alemin cocuklari arasindaki farki anladim da bu Kadar güzel olurmu olur. Bana bile bu güzellik iyi geldimi geldi. "Benden yana bu yaziniza; YORUM YOK !!!!." yorum yazamayisimdan kizginligim oldu ama güzelligi ile birlikte bir seyler ögrenmemde bu kizginligimi benden aldi götürdü.


Teoman Törün IP: 88.253.126.xxx Tarih : 22.12.2013 11:30:38

 NAZİ yönetiminde adalete olduğu kadar sanata da yer yoktur.


tugrul IP: 85.96.70.xxx Tarih : 21.12.2013 16:51:32

babaaaaaaaaa bizim evdeki kutulara baktım hepsi boş çıktı boşuna bana helalsayar aldırdın


Sessizliğin Sesi Grubu IP: 88.240.58.xxx Tarih : 22.12.2013 09:21:54

Sayın Erdem Yücel

Geçmişte de iki kez şükranla bildirdiğimiz gibi; sitenizde verdiğiniz şartlı izne bağlı kalmak suretiyle yazılarınızı dönem dönem "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"ndaki Konuk Yazarlar köşesinde yayınlıyoruz.
Yeniden bildirir, teşekkür eder, başarılar dileriz. Saygılarımızla
Sessizliğin Sesi Grubu

"Becerikli Mahdumlar" başlıklı yazınızın doğrudan yayınlandığı yerler:
Sessizliğin Sesleri Gazetesi
Türkiye'nin Sesleri Gazetesi
Haberciden Gazetesi

Not: Önceki yorumda Türkiye'nin Sesleri'nin adresini verirken eski adresi kullanmışız. Bu nedenle aynı mesajı düzelterek gönderiyoruz.