25
Nisan
2024
Perşembe
ANASAYFA

Çılgın Proje!..

Bugünlerde bazı gazeteciler çılgın bir projeden söz ediyorlar. Projenin ne olduğunu tam açıklamıyorlar…

Çılgın sözcüğünün birbirine yakın tanımlamaları var. Bizim yazımıza en uygun düşen tanımlama; yerleşik kuralların, ölçülerin dışında, üstünde olan aykırılıktır diye düşünüyorum. Bir bakıma sıra dışı da diyebiliriz… Tarih boyunca çılgınca fikirleri olan insanlar, bu dünyadan gelip geçmişlerdir… Bugün dahi onların çılgınlıklarından söz edilir.

Şimdi durup dururken bu da nerden çıktı diyeceksiniz…

İlk kez Hıncal Uluç çılgın projeden söz etti, ardından da Reha Muhtar konuyu biraz deşiverdi…

Hıncal Uluç, Başbakanın çılgın projeleri var ama söz verdim söylemem gibisinden bir laf ettikten sonra ardından eklemiş; “İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje... Biri bana bin proje say dese, bin gün izin verse, aklıma gelmez…” Şimdi aldı mı bizi bir merek; acaba çılgın proje neymiş diye…

Hıncal’ın üstü kapalı da olsa dediğine göre; Başbakan İstanbul için iki çılgın proje hazırlamış. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı daha önce bazı sinyaller vermiş miydi diye düşündüm… Yanılmıyorsam Kadir Topbaş, Harbertürk’ün programına katılarak teleferik projesinden söz etmişti. Teleferikle İstanbul’un iki yakasını birleştirmeyi düşünüyoruz demişti. Sonra da İstanbul’un her iki yakasında ada yapılmasına değinmişti. Bunlardan biri K.Çekmece diğeri de Maltepe-Kartal arasında olacakmış!..

Çılgın proje buna denir diye düşündüm ama meğer daha da çılgını da varmış!.. Ne derece doğru bilemem ama ben Reha Muhtar’ın yalancısıyım…

İstanbul çevresinde Prens Adaları, Yassıada gibi adalarsa da, demek ki, bunlar az gelmiş!..Yeni adalara gereksinim varmış!.. Yeni adalar eğlence ve aktivite adası olacakmış! Büyük olasılıkla da Dubai’deki ünlü Palmiye adasından esinlenilmiş olmalı… Arap’ta para bol çölde yeni eğlence yerleri kuruyorlar ama bir söylentiyle göre de yapay adalar denize kayıyormuş… Bir keresinde de Yassıada’ya koskoca Mevlana heykeli dikmeyi düşünmüşlerdi. Sonradan akıl verenler çıkmış olacak ki, bu acayip düşünceden vaz geçilmiş, proje rafa kaldırılmıştı… Belki de İstanbul ile Mevlana’nın ne alakası var diyenler çıkmış olmalı…

Boğazın iki yakası arasında teleferiğe gelince, köprüler zaten doğal güzelliği yok etmişti. Teleferik olsa da olur olmasa da!.. Bir ara Maçka ile Taşkışla arasında teleferik yapılmış, sonra da yolcusu çıkmamıştı…

Bir başka çılgın proje de Karadeniz ile Akdeniz’i birleştirecek 500 km’lik deniz tüneli projesinin olduğu söyleniyor… Gerçekse Anadolu, yeraltından geçecek bir kanal ile kuzeyden güneye doğru bölünecek, belki de bozkır ortasındaki Kayseri denize kavuşacak!.. Kuşkusuz, bu fikir ile Porsuk’un genişletilmesiyle deniz görünümü kazanan Eskişehir’den ilham alınmış olmalı… Büyükerşen’in çalışmaları belki de bazılarına ilham vermiş olmalı…

Anadolu denizyolu çalışmaları gerçek mi hayal mi bilemiyoruz. Bazılarına göre çalışmalar yapılıyor ve Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023’e yetiştirilmek isteniyormuş!..

Bir zamanlar nurlu ufuklar edebiyatı vardı, devran değişti, onun yerini nurlu projeler almış…

Şimdilik her şey gizli tutuluyormuş; yeraltı deniz tüneli’nin derinliği ne olacak, tünel boyunda gemi veya teknelerin yanaşacağı iskeleler olacak mı? Kaç gemi yan yana geçiş yapabilecek? Proje gerçekleşirse hepsini öğrenecek ve nurlu ufuklara doğru adım adım nasıl yaklaştığımızı göreceğiz?

Tünel kazıları sırasında yeraltı madenleri başta olmak üzere çeşitli kaynakların da ortaya çıkması olasıymış… Belki de petrol çıkar da Arapları zenginlikte geride bırakırız. Olmaz demeyin; ya olursa? Nasrettin Hoca da göle maya atarken ya tutarsa dememiş miydi?

Hayal etmek güzel, ancak bazı gerçekler de göz ardı edilmemeli…

Türkiye’nin bu tür projeyi sağlayacak kadar ekonomisi güçlü mü? Böyle bir tünele gerek var mı? Bunun maliyeti, getirisi götürüsü ne oluru bir tarafa bırakalım, asıl önemlisi doğa ile oynamak çok tehlikeli… Ormanlık alanların yok edilmesi, ağaçların kesilmesiyle oluşan erozyonları, dere yataklarının kapatılması veya daraltılmasından meydana gelen selleri yaşamadık mı?

Kısacası doğa kendine yapılanı, düzenin bozulmasını affetmiyor; er ve geç intikamını alıyor…

Ütopik bir görüş ama yine de gerçekleştiğini düşünelim; Karadeniz Akdeniz ile bir tünelle birleştirildi. Bunun sonuçları ne olur? İstanbul ve Çanakkale boğazlarının doğal akıntıları değişir. Örneğin İstanbul Boğazında iki türlü akıntı vardır; bunun biri dip diğeri de üst akıntıdır. Her iki akıntı birbirini dengeler. Ayrıca Karadeniz’den Marmara ve Ege’ye akan balık sürülerinin güzergâhı değişmez mi? Süveyş Kanalı’nın yapılması bile Akdeniz’in doğasında bazı olumsuz etkenlere neden olmuştu…

Bir zamanlar Hazar Denizi ile Karadeniz’i birleştirmek isteyenler de ortaya çıkmıştı…

Deniz yolu tüneli ola ki açılmaya çalışılacak; tünelin geçeceği alanlardaki deniz seviyesinden yükseklikler nasıl çözümlenecek?

Kuşkusuz bu arada rant kavgası veya spekülasyonlar ortaya çıkacak. Deniz yolu tünelinin geçeceği alanlarda kim bilir kimler köşeyi dönecek… Çıkacak toprak ne olacak diye aklımıza bir soru takılmışken ona da hemen yanıt bulunmuş… Deniz seviyesinin yükselmesinden ötürü zor duruma düşen Hollanda’ya toprak satılacak, finans sağlanacakmış… Böylece dünyada kazdığı toprağı satan ilk ülke olacağız… Böylece dâhiyane bir buluş ortaya çıkmıyor mu?

Nerden nereye; ütopik de olsa insanın aklına dağları delen Ferhat öyküsü geliyor… Oysa Ferhat’ta aşk, burada rant var…


erdemyucel2002@hotmail.com  
 

Yayın Tarihi : 19 Mart 2011 Cumartesi 01:18:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mehmet E. IP: 84.62.37.xxx Tarih : 19.03.2011 19:54:33

Hocam ellerine sağlik?Cok güzel ve enterasan bir yazi olmus.Türkün neyi cilgin degil ki ? Her yönümüz cilginlik,18-03-2011 tarihinde basindan ögrendigim kadari ile Sayin Basbakanimiz istanbul,un Avrupa yakasinda yeni bir istanbul kurulacagini bayan ettiler.Ayriyeten yeni bir havaalani da olacakmis.

Aklima gelmisken bir zamanlarda keloglan Kayseriden Ankaraya bir yarismaya katilmak icin gitmis.Spiker soruyor yolculugunuz nasil gecti,Neyle geldiniz der,Keloglan,da Kayseriden vapura bindim,Ankaraya kadar geldim der.Spiker sorar yanildiniz herhalde Kayseride deniz yok,ki.Gerisini bos verelim,Belki Karadeniz,i Akdenize birlestirme projesi gerceklesirse keloglanin deniz hayali gercek olur.

Benden,de bir cilginlik olsun,Ama Allah göstermesin,Türkiye deprem bölgesidir.Ancak büyük bir deprem olursa Karadenizden Akdenize kadar büyük bir kanal acarak bu deniz bogazi gerceklesir diye düsünüyorum.Yoksa ögle söylendigi gibi bir bogaz yapmak gerekiyorsa simdiden baslayip bir yüz yil calismak lazim.Belki,de yüz yilda yetmez.

Türklerde cilginlik cok ne yazik,ki ihracat yok.Her söylenen gercek olsaydi simdi Türkiye yerde degil gökte bir yerlerde olurdu.Böyle cilgin projeleri tasarlayip hayata gecirmek cok güzel birsey.Ha bu proje gene bir yerlere takilir gibime geliyor,Örnegin Kültür varliklarini koruma kurulları musaade etmez diye düsünüyorum saygilarimla.


yasar ertas IP: 94.101.46.xxx Tarih : 22.03.2011 11:14:23

millet olarak hep garanti istiyoruz bakacagiz görecegiz kim bunu yapmis haaaa tamam ya bundan kopya ya aynisini yapmaya  calisacagiz calisiyoruz i bunda da bir zamanlar matbanin gelisi gibi bir birimizi biziklayip zor gelmesi gibi iyi oldu hep beraber alkis kötü oldu vurun kahpeye bir yenilige bir projeye daha baslamadan hep karamsar olmaz olmasi icin de hala magbaga zamanindamiyiz diye icimden gecmiyor degil yada nasil olsa ölecegiz ne gerek var bunlara deyip bir dönüm bostanyan gel osman (biraz yolunu bulanlar hemen garanti yatirim yapar asalak yasantiya devam) babaminda bir dönüm bostani vardi bende yetismis bir seyler yapmak istiyordum gelip baba ben domates biber satacam olmaaazz ya satamassan cürür sonra araba alip bir seyler yapacam olmaaaaz altindan yel geciyor bozulur  seytan isi kaza yapasin olmaaaz netice simdi o bostan ona bakamiyor bende kendime calistigim halde bakamiyor babayi da yanliz birakamiyor hem allahtan hem kulundan hem kendimden korkuyor cekiniyor utaniyorum hükümet kapiyi acmiyor sosyal hak diye birsey yok bir iki sefer kömür verdiler oy icin verdiler dediler kafamizi yediler(Diyenlerde hayatta bir ise girmemis hükümeti hamuduyla götürener her neyse ....) hani diyorum bir büyük proje olsa da ben degilde benim gibi mesuliyetli kisiler gidip orda calissa da bitene kadar karni doysa ucube heykeli gibi biri gelir yapar calisirlar biri gelir yikar calisirlar ama bu zamanda cok kisiler risk alir tabiki bir ise yarar olursa dahada iyi olur simdiki zamanda bahceli bir ev var izinde oraya bazen giderim hertaraf her yerde terk edilmis vaziyette bir gün otlari temizlemek isterim biri der ne gerek var biri der cok sicak biri der terleme hasta olursun biri der mal görmemis biri  öyle degil böyle kenardan akil hocaligi yapar birine bir sey söylesen cok ta alinganlar amanin ne yap ne söyle ne kalp kir birak birak öyle kalsin ama görün bahcenin memleketimizin halini