17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

WikiLeaks Deprem mi, Tuzak mı?

Günlerdir bazı dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de WikiLeaks depremi sürüyor. Yabancı ülkelerle ilişkilerinin veya çıkarlarının bozulmasından korkan ABD sitenin yayınını önlemeye çalıştıysa da başarılı olamadı. ABD büyükelçilerinin kendi bakanlığına gönderdiği gizli diplomatik yazışmalar yayınlandı. Kısacası yazılanların bazıları utanç verici olduğu kadar birçok devletin veya kişilerin kirli çamaşırlarını da ortaya döküyor.

Birbirlerine dost görünüp arkadan vuranlara ne demeli?

Acaba kime inanmalı?

Diplomaside dostluğun hiç mi yeri yok?

İnsan gerçekten düşünüyor!..

İnternet sitesinde büyükelçilerin raporlarını yayınlayan Julian Assange, Avustralya vatandaşı, zamanını yardımseverlik ve hacker faaliyetlerine ayırmış… Geçimini bu yönde sağlamış bir kişi… Oysa bugün hiç kimse onun izini bulamıyor.

Yabancı devletlerde görev yapan büyükelçiler bulundukları ülkelerle ilgili gizli belgeleri, duyumlarını kendi memleketlerine gizli kaydıyla ve şifreli olarak gönderirler. Son derece doğal olan bu tür çalışmalara diplomaside kripto (saklı yazı) ismi verilir. Çoğunluğu şifreli olan kriptolar (gizli yazılar) o ülkenin siyasi ve toplumsal olaylarıyla ilgili bilgileri içerir. Büyük olasılıkla da bu bilgileri büyükelçiler kendi görüşlerine göre ve o ülkeden edindiği muhbirlerden ve çeşitli davetlerde konuşturdukları, kendilerine bazı imkânlar sağladıkları kişilerden toplarlar. Kısacası kriptolar dış politikada yasal bir çalışma olup büyükelçilerin kendi ülkelerini bilgilendirmelerinden öteye gitmez…

WikiLeaks internet sitesinde diğer devletlerin yanı sıra Türkiye’yi konu alan bilgiler, Ankara’da görev yapmış ABD Büyükelçilerinden Eric Edelman ile James Jeffrey tarafından ülkesine göndermiştir. Olayın patlak vermesinden sonra, ABD çoğunluğu 2004–2009 yıllarını kapsayan kriptoların doğruluğunu kabul etmiş olmalı ki, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Türkiye’den özür dilemiş, ancak yayınlananları yalanlayamamıştır.

WikiLeaks belgeleri diğer bazı ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de bomba etkisi yapmış, iktidar yayınlananları yalanlarken, muhalefet de konunun üzerine gitmiştir. CHP bu konuda bir araştırma komisyonu kurmuş, sitede yayınlananlar TBMM gündemine taşınmıştır.

Türkiye’de büyükelçilik yapmış olanların kendi memleketlerine gönderdikleri kriptolar içerisinde gerçekten Türkiye’yi sarsacak bilgiler bulunuyor. Bunların hangisinin doğru hangisinin gerçek dışı olduğunu bilebilmek gerçekten çok zor!...

WikiLeaks da 250 binden fazla kripto olduğu ve bunun sekiz bin civarındakinin Türkiye ile ilgili olduğu söyleniyor. Bunlarından yalnızca bir kısmı yayınlanmış, arkasının da geleceği söyleniyor. Ancak iddiaları kanıtlayacak ortada net bir belge yok. Çoğu büyükelçilere muhbirlerin söylediklerinden ibaret…

Belgelerin yayınlanmasıyla, dost görünen ülkelerin birbirlerinin arkasından nasıl kuyu kazdıklarını gösterdiği gibi devletleri de birbirine düşürüyor. Bundan böyle liderler birbirlerinin yüzüne nasıl bakacaklar bilemeyiz!.. Devlet adamlarının çoğu yazılanlar karşısında şaşkın ve kendilerini savunma taktiğinin en basit çaresine başvurarak, büyükelçileri yalanlıyor!..

Belgelerin bir kısmının yayınlanması rastlantı mı bunun altında başka bir şey mi var? Devletleri birbirine düşürmeye çalışan bu gayretin arkasında kimler var? Başka bir deyişle kimin çıkarı var? Bazı liderlerin ipliğinin pazara çıkarılmasından kim kazançlı?

Bütün bunlar düşünülecek ve üzerinde durulacak konular…

ABD Ankara Büyükelçiliğinin 7.918 belgeyle diğer ülkelere göre çok daha fazla belge ürettiğini basından öğreniyoruz. WikiLeaks, sitesinde kriptoları yayınlamakla kalmamış, kriptoları The New York Times, The Guardian, Der Spigel, Le Monde ve El Pais gibi dünyanın önde gelen yayın organlarında aynı saatte yayınlanmak koşuluyla göndermiş.

Belgeler ABD’nin dış politikasında neler çevirdiğini de ortaya çıkaracak boyutlarda... Kriptoların tümü yayınlandıktan sonra yapılan gizli anlaşmalar, verilen sözlerin de su yüzüne çıkması olasıdır. Kuşkusuz ABD de telaşlanmış olmalı ki, yazılanları hafifletmek için yoğun bir çalışmaya girişmiş... Bazı ülkelerin PKK’ya yardım ettiği, silah sattığı öteden beri biliniyordu. Böylece o söylentiler de kanıtlanmış oldu... Türkiye’de bazı çevrelerin El Kaide ve cemaatlerle bağlantısı var mı yokmu sorusu da açıklık kazanıyor. Kısacası ABD bu rezaletin önüne geçmeye çalışıyor ve gerçekten de geçmek zorunda…

Türkiye ile ilgili olan bilgilerin doğruluğu tam olarak bilinmiyorsa da bazılarının kafaları karıştırdığı bir gerçek... İçlerinde neler yok ki, bazı siyasilerin mal varlıklarından, yolsuzluklarından tutun da Aydın Doğan’a karşı yürütülen vergi operasyonu öncesinde bir bakanın elinizdeki Doğan hisselerini satın demesine kadar!..

Başbakan dünyanın gündemini karıştıran belgelerle ilgili olarak Libya’ya gitmeden önce havaalanında yaptığı basın toplantısında; “Ciddiyetleri, endişeli ve şüpheli. Şu anda WikiLeaks’in eteklerinde neler var, bunları bir döksünler görelim. Ondan sonra da bunların ne kadar ciddi, ne kadar gayri ciddi olduğunu öğreniriz, gerekli açıklamayı yaparız” demişti. Ardından da bunları yayınlayanlara değil de muhalefete ağır sözlerle yüklenmeye başlamıştı; “Bu iftiraları manşetleriyle, söylemleriyle yayanlar, siyaset malzemesi yapanlar müfteridir, alçaktır. Sen hiç sormadan, etmeden, araştırmadan kalkıp iftira atıp tutmasa da iz bırakır mantığıyla hareket edersen; işte bu seviyesizliktir, bu ahlaksızlıktır.”

Başbakan kime kızıyor; muhalefete ve bazı yayın organlarına… Oysa öncelikle WikiLeaks, bu sözlere hedefi olmalıydı. İddiaların araştırılmasını isteyen muhalefetin bunda ne suçu var?

Başbakanın kişiliğine yönelik iddialara tepkisi son derece normaldir ama öfkesini tehdit ve hakaret sözleriyle muhalefete yöneltmesine anlam vermek zordur. Türkiye bu çirkin iddialar karşısında İsviçre’den itham edilen kişilerin hesaplarını resmen isteyebilir ve sonra da bunları açıklayabilir. Bunda kızmaya, öfkelenmeye, toplumu germeye ne gerek var!..

Hükümet dava açmaya hazırlanıyor. Ama dava kime açılacak? ABD hükümetine mi yoksa kriptoları yayınlayan internet şirketine mi? Yoksa kriptoları ülkesine görevi icabı gönderen ABD büyük elçilerine mi?

Kendileriyle ilgili ithamları okuyanlar ve iktidardan yana basın her ne kadar; diplomat dedikodusu, deli saçması, ciddiye almayız, hepsi yalan, AKP’nin önünü kesmeye yönelik uydurmalar deseler de bunlar büyükelçilerin istihbaratıyla toplanan bilgiler ve hafife alınmamalı, örtbas edilmemeli… Kısa bir süre önce imzasız ihbar mektuplarıyla ve bir hahamın söyledikleriyle birçok kişinin başı yanmamış mıydı?

Ne garip ki, bazı yazılı ve görsel basın bu vahim iddialar üzerine gitmekten çekinen, korkak bir görünüm sergilemesi de yenilir yutulur cinsten değil… Kısacası basınımız bir kez daha sınıfta kaldı…

Türkiye ile ilgili belgeler üç ayrı grupta toplanabilir. Bunlardan bazıları Türkiye’nin iç işleriyle ilgili olanlar, bazıları Türkiye-ABD ilişkilerini içeriyor ve bazıları da yolsuzluk iddiaları… Ola ki bunlardan hangileri gerçekse hesabı sorulmalı, ABD’den iddiaları kanıtlayacak belgeler istenmeli…

ABD’ye yaranmak isteyenler acaba şimdi ne düşünüyor veya ne yapıyorlar?

CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum, belgelerdeki yolsuzluk iddialarının takipçisi olacaklarını söyledi. Başbakan belgeleri yayınlayan site yerine muhalefeti ve iddiaları manşete taşıyan medyayı hedef aldı. Görünen odur ki, seçim öncesinde bu belgeler AKP’nin başını daha çok ağrıtacağa benziyor. Ancak seçimde oylarını kullanacak olanlar ve gündemi takip etmeyenler iddiaların doğru veya yanlış olduğundan ne kadar haberdar?

O da ayrı bir konu…

İktidara yakın yayın organlarının bunların üstünü kapatıp kapatmayacağını bilemeyiz. Onların dışında kalan üç beş yayın organının da seslerini ne derece duyurabilecekleri meçhul…

İddiaların doğruluğu veya yanlışlığı tartışılır. Ortada olan, asıl üzerinde durulacak nokta, gerçekte ABD ve diğer ülkelere ne kadar güvenilir? Siz bakmayın öyle dostluk fotoğraflarına, görkemli karşılama törenlerine… Birbirlerine beşuş (!) çehre ile bakan politikacılara!..


erdemyucel2002@hotmail.com
 

Yayın Tarihi : 5 Aralık 2010 Pazar 13:27:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kalender IP: 212.23.105.xxx Tarih : 6.12.2010 00:10:28

bu aciklamalar ne kadar dogru ne kadar yanlis onu bilemem ama velakin  ab ve abd ye usak olacak halimiz yok bence ne güzel söylemis iki cihan serveri ( HZ :PEYGAMBER EFENDIMIZ S:A:V:) komsusu ac iken tok yatan bizden degildir  komsu komsunun külüne muhtactir bosuna söylememis atalarimiz secim yaklastiya bunlar politikadan baska birsey degil degerli arkadaslar


Erdal Geyikçi-sanatcı. IP: 78.186.14.xxx Tarih : 6.12.2010 18:04:46

Merhaba Erdem abi.Köşeni okudum.BiliyorsunUZ Ben Siyasetten Fazla anlamadığımm için siyasetciler hakkında,olumlu ve olumsuz yorum yapamıyorum.Köşenizi okumuşkende birşeyler yazıyım dedim.Nerden başlayım yorumuma derken,bugün yaşadığım bir olayı yazıyım dedim.

Bu yaşımaca benim hiç banka hesap numaram olmadı.Bugün bir işe girmek için başvumuştuk.Giriş için lazım olan evrakların hepsi tamamdı.Banka hesap numaranız varmı diye sorulunnca hepimiz yok dedik,Benim gibi 15 kişi vardı...Neyse hepimiz birlikte anlaşmalı oldukları,söylenen bankaya gittik,hesap numarası almak için.Sabah  bir saat kuyrukta durduk,içeri girdik sistem yokmuş 3 saatte sistemin gelmesini bekledik.neyse zar gücele hesap numaramızı aldık.Tekrar işe girdigimiz yere döndügümüzde,işi alan abimiz,iş anlaşmasında sorun çıktı çalışmıyoruz arkadaşlar demesine birazda olsa üzüldük.ama işi alan arkadaşta haklıydı kendisinin zarara girmemesi içinde bizde  zararlı çıkmaması için onayladık.

Şimdi bana Diyeceksin ,Erdal banane senin işe girmişin girmemişin,Hesap numaran olmuş,olmamış.Vallaha erdem abi,bu yaşımada banka hesap numaram yoktu,şidi var...!AMA VALLAHA HESABIMDA NAPOLYO'NUN BİR KURUŞU YOK.NE DEMİŞTİ NAPOLYON "PARA PARA PARA...erdal geyikçi-sanatcı

DİP NOTTUR:Son günlerde başbakanımız hakkında çıkan haberlerin dogruluğuna inanmıyorum.Türkiye çumhuriyetinin başbakanına oy vermemiş olabiliriz...Partisinden olmaya biliriz..şunu unutmayalımki:Türkiyede yaşayan herkesin,Türkiye cumhuriyetinin başbakanına sahip çıkması ve sevmesi gerektigini düşünüyorum...Siyasiler arasında ne olursa olsun,kendilerini ilgilendiriyor.Türkiyede cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan insanların , Yaşadıkları toprakların başbakanına sahip çıkmalı.Eger bizler  sahip çıkmaksak başbakanımıza ,Dış güçlerin istediklerini yapmış oluruz..Siyasette muhalafetlik partiler içindir.!Başbakanın muhalafetleride diş güçler ve  devletlerdir.!saygılarımla.erdal geyikçi-sanatcı


Mehmet E. IP: 84.62.14.xxx Tarih : 5.12.2010 17:20:03

Merhaba Hocam"Ellerine saglik?Yarasi olan gocunur diye bir tabir vardir.Diplomaside dostlugun oldugunu hic sanmiyorum ve de düsünmüyorum.Wikileaks,in ele gecirip gizli belgeler,Bence pek önemli degil.Cünkü ABD yönetimi dünya baskentlerini nasil esir aldigini bilmeyen kalmamistir sanirim.

En son Portekizde toplanan 28 ülkenin nato temsilcileri bunun bir göstergesi degil,mi.Türkiyede füze kalkanlarini kurdurmak icin ellerinden geleni yapmadilar mi.Peki bu füze kalkanlari Türkiye,yi korumak icin mi yapiliyor yoksa israil'in vur kac politikasini korumak icin,mi.Türkiye,yi korumak icin,se asla kanaat getirmiyorum.

Wikileaks,in 250 binden fazla belge oldugu ve sekiz binin üzerinde Türkiye ile ilgili oldugunu söyleniyor.Bunu bilmeyecek ne varki.Bir vatandas olarak ben bunu böyle oldugunu elli  senedir tahmin edip biliyorum.Zaman zaman Türk olup aramizdaki Amerikalilara dikkat edilmesi gerekir diye bosa konusmiyorum.

Bu arada Türk politikacilar sanki bir boks ringindeler,Birbirlerine meydan okur gibi birbirlerine hitap ediyor.Tek bir eksikleri var ringe cikip boks yapmiyorlar.Dünyanin hicbir ülkesinde böyle bir politika yoktur.Tüm secmenler bu tür kavgalari nefretle kiniyor düsündesindeyim.Elele verip Türk Halki ve Vatan icin calismalari gerekirken böyle kavga eder gibi birbirlerine davranmalari üzülerek söyleyim sinderemiyorum.

Benim yüzüm kara senin,ki benden kara politikasini birakip Vatan ve Millet icin calisilmalidir.Gene wikileaks,in ve internette okudugumuz Abdullatif Sener,e ait yazi okudum ordada neden hükümetten ayrildigini bir kac kelimeyle anlatiyor.Sirf bu hükümette usulsuzluk oldugunu sanmiyorum. Simdiye kadar gelen bütün hükümetlerde usulsüzlük olmustur.

Simdi bizlerin birbirimizle kavga etmenin zamani degil.Birbirimizle sevgiyle saygiyla elele vererek Türkiye ve Türk halki icin calisma zamani,dir diye düsünüyorum.AB icin ABD icin bizler komsularimizla asla ve asla kötü olmamaliyiz,Komsulara,da sevgi ve saygiyla selamlasarak karsilikli dostluk ve sevgiyle kalalim saygilarimla.


Gökhan IP: 85.100.102.xxx Tarih : 7.12.2010 18:34:41

Sayın Yücel, şu ana kadarki bilgilere bakılırsa bu haberlerin doğruluk payı olduğu kadar, gündem değiştirme ve hedef saptırma amacı taşıdığı da ortadadır. Dünyada savaş da, hastalık da, kıtlık da olsa bu durumlardan kazanç sağlayan sektörler var ve bu türden bilgi- haberlerin bir yerinde oldukları artık gerçektir.