Ülkemizde milli ve dini bayramlar yaklaştığında gündemin bayram olması kimsenin yadırgamadığı bir durumdur. Ancak Türkiye’de farklı bir uygulama var. Bayramlar gündeme geldiğinde bayramın asıl anlam ve önemi yerine, kimsenin işine yaramayacak, değişik ve ne amaca hizmet ettiği belli olmayan başka bir yönüne dikkat çekiliyor. Mesela bayram öncesinde kurbanın farzmı, sünnetmi, vacipmi olduğu tartışmasının kimseye bir fayda sağlamayacağı ortada iken başka bir sorun olan kurban derisi sorununu derinleştirerek  kamunun bazı kurumlarını zorbacı gibi göstermekde  yanlış bir tutumdur. Kurban bir ibadet olduğuna göre, dinde ise zorlama olmadığına göre herkes derisini mesru zeminlerde faaliyet gosteren kurum ve kuruluşlara verebilmeli. Bunun başka bir metotla toplanması ülkemizde dokumuzu bozan bir yapı oluşturur elbette. Kaldıki demokrat insanların bunu tasvip etmeside mümkün değildir. Bu sebeple amaç birliği olan sivil ve resmi kurumları karşı karşıya getiren açıklamalar yapmaktan çekinmek gerektiği bütün çıplaklığı ile ortadadır. Bugün Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu, Türkiye Diyanet Vakfı ve sayısız sivil toplum kuruluşları aslında aynı amacı gerçekleştirmek isteyen çalışma alanları farklı müesseselerdir. Sadece yapılanmaları ve metot farklılıkları vardır. Amacı iyi kavrayarak ülkemizde suni tartışmaların içine çekmek isteyenlere fırsat verilmemelidir. Zaten böyle tartışmalar her zeminde çıkarılmaktadır. Milli birliğimizle alakalı bir konu olan bu konuda, her aydına düşen görev Kurban kestikten sonra istismarı ve istismarcıları kurban etmeleridir.Mesela Cumhuriyet bayramında bir vatandaş kendi halinde kuran okusa ve oradan geçen sivil bir kamera bunu çekse yayınlatsa…. Vay o kişinin haline… Cumhuriyet düşmanı, örümcek kafalı… diye bir çok kurgular kurulur. Tüm kurguların ve hayallerin birlik ve bütünlüğümüze vesile olması en büyük temennimdir. Tüm okurlarımın bu vesileyle Mubarek kurban bayramlarını kutluyorum.