Seçimler yaklaştıkça meydanlar neşelenmeye başladı.Karşılıklı atışmalar yüzünden de, bir çok insanın aklı karıştı. Artık takip edemez olduk. Kim ne dedi? Kim ne yaptı? Kim kime ne karşılık verdi? Kimin dediği doğru? Kim yanlış söyledi? Sistem bunu gerektiriyor galiba.

Kafalar karışmasına çok karıştı da...

Kime oy verileceği hesaplanmadı. Düşünsenenize herkes bir suç altında. Hiç şaibeye karışmamış parti yok mu ? “Var ise biz neden bunları göremiyoruz? “diye soranlara aslında bir çok cevaplar veriliyor. İçlerinde sizleri temsil edebilecek bir sürü seçenekleri olan partiler var. Gün öyle bir gün oldu ki; Taraf tutmayı bırakıp, Türkiye’nin sorunlarına çözüm olabilecek seçenekleri olan partiler bulunmalı...

Geçmiş karışık ...

Gelecek parlak değil !

Dert yine gariban halka kalacak.Yine bu boşluklardan birileri üste çıkacak ve kazanmış edası ile meydanlarda salınacak. Hadi hayırlısı...

Seçim arası eşitlikle bağdaşmayan, gerçekleşmeyen bazı duyumlarda çok ilginç. Mesela; kırsal kesimlerde yaz ayında tonlarca dağıtılan kömür... Eh! Kara elmas bu, enerji verir ve geri dönüşümü artık kimi ısıtır bilinmez.

Evlere yapılan yiyecek yardımları...

İş umudu...

Anlıyorum tüm insanları kendilerini düşünmek istiyorlar. Yiyecek ekmek, giyecek ve başını sokabilecek bir ev istiyorlar. Bu sayılanlar elbette herkesin hakkı .

Elinde varolan tüm maddi değerlerin; düzeni bozulmayan, kimsenin güdümüne girmemiş, bir vatan olmadan işe yaramayacağını hissedemiyoruz.

Gerçekler ne kadar acı olsa da, bizler şuan yaşanan gerçeklikleri bilmeli ve ona göre kişisel değil, toplumsal menfaatleri göz önünde tutmalıyız. Ufacık çıkarlarımız için, gördüğümüz olumsuzlukları onaylamayan, bilinçli bir toplum oluşturmalıyız. Nice değerlerin tükendiği savunulan memleketimizin gür seslere ve birlikteliklere ihtiyacı vardır.

Küçük kazançlara değil ! Toplumsal kazançlara ihtiyacımızın olduğu unutulmamalıdır.