16
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Ne satılıyor anlayan var mı?

Bir standart belirlenmeli, meydanlardan seslenenler için. Bizler o kadar coşku ile yaşıyoruz ki;  olayları şaşırmamak elde değil!

“Kraldan daha kralcı” olabiliyoruz. Hal böyle olunca da liderler ne konuşacaklarını hesaplamalı ve kaos yaratmamalı değil mi?

Meydanları dolduran insanların , siyasi parti liderlerini yakından dinlemek için birbirleri ile kavga ettiği, liderlerinin söyleyeceği her sözü kutsal sayabilecek ve sıkıntılar yaşatabilecek potansiyelde oldukları unutulmaktadır.

 Önceki yazımda yazdığım gibi anadoluda seçimler çok farklı geçmektedir. Basına yansımayan bir çok şiddet olayları yaşanmaktadır.

Her gün liderlerin halka seslenişini dinlemek hoş. Gerçekleşmese de bir çoğu, "dünya umut dünyası". "Yağmasada gürlemesini iştmekte hoş". Bu düşüncede olan binlerce insanın varlığını hissetmek imkansız.Yıllardır vaatlerin boş olduğunun farkında olanların sayısını  bilemem ama, bu dönemde de vaadlerin hepsi seçilene kadar geçerli gibi...

Yine meydanlara döküldüğünde seçim sandıkları, yapılamayan ve gerçekleşmeyen vaadlere sebepleri aynı olacak. Yine birileri iktidar ve birileri muhalefet olacak. Eh, böyle olunca da kesin suçlanan biri olacak. Bu nakaratları çok dinledi aslında seçmen ama...

Meydanlardan seslenişlerin mahiyetinin gittikçe basitleştiğini gördüğümüzde üzülsek de bazen , ağlanacak halimize gülmemek için kendimizi zor tuttuğumuzda bir gerçek.

Pazara çıkmış oylar haberimiz yok. Pazara çıkan oyların satışa gelmemesi içinde liderler sürekli halka açıklayıcı sloganlarla bağırıyor. Ne hoş halkı uyarıyor.

Tüm partiler birbirlerini suçlama yarışına girmiş. Yarışın yansıyan yüzüde panayır alanlarına dönüşmüş. Hayırdır kim ne diyor, kim ne satıyor belli değil!

Önceki yazımda dediğim gibi kafamızın karışması haricinde ortada yine bir şey yok. Seçimlere sayılı gün kala, bu halka yapılan revamı...

Yıllarca tüm partileri denemedik mi?

Zararlı çıkan yine seçmen olmadı mı?

 Aslında seçmenlerin çoğunun hiç yoktan iyidir diye oy verdiğini biliyoruz.

Yıllarca süren geleneklerin yıkılma zamanının geldiğinin farkına da varamıyoruz. Etnik kökenlere kadar inen basitlikleri göremiyoruz. Sivil toplum derneklerinin liderlerinin wkranlara çıkıp, insanlara yön göstermesini kabulleniyoruz.

Neden?  Bizler düşünen varlık olan insan, özelliğini gösteremiyormuyuz ? Bu çok daha farklı bir konu...

Sırada eleştirilmesi gereken bir çok olay var aslında. Seçim havasında yansıtılmayan bir çok gerçek ilerde su yüzüne elbette çıkacak. 

Bir çok gerçeklerin gün yüzüne çıktığı halde, yine alkış tutan ellerimiz olacaksa meydanlarda , o ellerin boş kalması kaçınılmaz olacak.

Hayırlısı demekten, iki satır yazının bile kaç kişiye sesleneceğini bilmeden, dileklerde bulunmak ve yorumlar yapmak zor geliyor artık bana...

Çıkıp meydanlara bir mikrofonda bizler bulalım. “Tam bağımsız Türkiye için “ diye bağıralım. 1970’li yılarda bu sözün cezası çok ağırmış. Şimdi cezamız ne olur bilemiyorum. Gerçi artık bağlıyız ve ipleri koparmak imkansız gibi.

Tabii sandıkta seçmen doğruyu görürse, ipler bizi tutamayacak ama...

Hayırlısı...

Yayın Tarihi : 17 Temmuz 2007 Salı 22:01:55
Güncelleme :18 Temmuz 2007 Çarşamba 05:19:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?