22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Sunulanı yaşamak...


İtiraz sesleri elbette yükselecek buna...

Yine de, büyük çoğunluğu susacak. Ankara'da yaşananlar ve yaşanacak olaylara hepimiz hala tepkisisiz. Değinmek istediğim iki konu var aslında.

İlk mesele Büyükşehir Belediyesi "Ankara'da su yok" diye, uyarılarda bulunsada... Çoğunluk çim sulama telaşında. "Ayranı yok içmeye ... ... ... " güzel atasözümüz var ya aynen öyle. Genelde yazıları gece yazdığım için her gece rutin su seslerini duydukça üzülüyorum. Başka başkent var mı? Bence yok, ama burada yaşamakda bilinçsiz olmaya asla engel değil. Gördüklerimi uyarsamda kimsenin umrunda değil! Sayın başkanım öncelik hakkı yine insanların elinden alınacak bir çare... Telefonlara ulaşılamıyor. ( Yazar olmanın avantajı , ben burdan ihbarda bulunayımda.)

Şimdi duyarsız kalamadığım ikinci sorun. Ankara'da yapılan protestolar.

Yaşam denen terazi” bu sözü bir çok insandan duydum ama çoğumuz gibi , anlamış değilim. Yaşamın neresi terazi ? Terazi ise denge ne? Bu baz bir çok soruya yanıt ararken , unuttuğumuz o kadar çok hassas dengeler var ki, herşey olup bittikten sonra kavramışız. Sonra dönüp dengeleri kurmaya çalışmışız ama sonuç yine yıpranan geçmiş, kavrayamadığımız kaoslarla dolu geçmiş olmuştur.

Bu günlerde yapılan hiç bir şeyin gizli kalmayacağını doğrularcasına, şaibelerin yaşanması da çok ilginç. Varolandan fazlasını istememek gerektiğini bir türlü anlayamıyoruz.


Genelde bir çok siyasinin gündemden düşmeyen şaibelerini hep duymuş yada okumuşuzdur. Görünen o ki; lider konumunu işgal edenlerinde birliktelikler harici , kişisel menfaatlerini gözettikleri. (Bu bilmediğimiz bir olay değil aslında.) Siyasilerin çevresinde yaşanan olaylar, toplumsal çıkarların Değil ! Kişisel çıkarların, daha önemli sayıldığını göstermiştir.


Yıllarca görünmeyen gerçekler gün yüzüne çıkmıştır. Doğal olarakta insanlar tepki göstermiştir. Bu tepkiye duyarsız kalmak ve peşinden hareket eden insanları yok saymak doğru değildir.

Gerçi kardeşim,” bal tutan parmağını yalar” bu sözlerle büyümedik mi? Fırsat bulsak bizde yaparmıyız? Acaba... Bir vizyonun varsa, yapmamalısın. Peşinden sürüklediğin kitleyi, temsil edeceksen ; dikkat etmeli , her kararında düşünmeli, sorumluluklarını yerine getirmelisin. Aldığın görevi zorla vermedilerse, zorla alınmasına müsade etmemelisin.

Yaşananlar öyle gösteriyor ki, yine dengeler altüst olacak. Halk bunu göğüsleyebilir mi? Bilemem. Öncelikli sorunlar, iç hesaplaşmaları ile geçiştirilmemeli... Bu benim fikrim.

İşte terazi burda devreye girmeli. Dengeleri altüst edecek gelişmeler yaşatılmamalı.

Son gelişmede, düşünülen ise, sadece kitlesel değil , bireysel karar verilmiştir.


Bu arada neden açık ve net isimlerle yazmadığımı eleştirenler kesin olur. Millet platformlar kurdu, açık ve net konuştu, dinleyen yok. Belki bu şekilde, anlarlar diye yazdım.

Sadece ve sadece o kadar...

Yayın Tarihi : 28 Temmuz 2007 Cumartesi 23:48:29
Güncelleme :29 Temmuz 2007 Pazar 00:20:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?