30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

"Para Erdoğan için" dedi

CHP lideri Deniz Baykal, canlı yayında önemli açıklamalarda bulunuyor. İşte Baykal'ın açıklamasından satırbaşları:

- Karşı karşıya olduğumuz olayın ilk ayağı Deniz Feneri yolsuzluk olayı diğeri de basın özgürlüğü konusudur.

- Deniz Feneri yolsuzluğu son dönemde yapılan araştırmalar sonucunda Alman yargı organları marifetiyle ortaya konulmuştur. Deniz Feneri insanlardan yardım toplamaktadır ve topladıkları yardımı insanı amaçlar için kullanacaklarını ifade etmektedir.

- İnsanlar yardımseverlik duyguları vatan duyguları içinde ve dini dayanışma duygularını değerlendirerek bu yardımları gerçekleştirmişlerdir.

- 41 milyon 600 bin Euro’luk kaynakların, Almanya’dan Türkiye’ye aktarıldığı, aktarma işinde seferber edildiği ki bu hukuk dışı bir uygulamadır. Almanya’daki yardım paralarının Türkiye’ye intikal ettirildiği Alman Savcılığı tarafından tespit edilmiştir.

- Türkiye’de tanınan kişilerin kaynak aktarma süresince sorumluluk üstlendiği ifade edilmektedir. İnsanların duyguları istismar edilerek para toplanmıştır. Bu çok önemli bir tablodur. Bir süre önce belli şirketler gelir vaat ederek yanıltarak aldatarak yine dini duyguları istismar ederek böyle yardım toplamışlardı, ama onların aslında bir yolsuzluk mekanizması olduğu ortaya çıkmıştır. Ama bu yardım adı altında değil, yatırım için toplanmıştı.

OLAYIN TÜRKİYE'Yİ İLGİLENDİREN BOYUTU VAR

- Bunun gerçekleştiğini biz nereden öğreniyoruz. Almanya’dan öğreniyoruz. Olay orada gerçekleşiyor ama bir ayağıda Türkiye’de. Türkiye’yi ilgilendiren bir boyutu olduğu çok açıktır.

- Ancak Türkiye’de hukuk soruşturmalar etkin şekilde işlememiştir. Biz bilgilerimizi iddianameden alıyoruz.

İDDİANAME ELİMİZDE 


- Sanıklar Türk olduğu ve Almancaları çok parlak olmadığı için iddiaları doğru anlayabilsinler, doğru yargılanabilsin diye, resmi bir Türkçe iddianame hazırlamıştır ve bu bizim elimizdedir. Bu iddianamede, “Milli görüş ve AKP’nin siyasetine bağlıymışlar. Soruşturmalara defalarca siyasi etki yapılmaya çalışılmıştır” Bunu alman savcı söylüyor. Bu alman Savcının iddiası. Nerede görüyoruz hazırlanmış iddianamede görüyoruz. Yani burada Türk hükümeti ilgili diyor.

- Toplanan paralardan belli bir meblağ tutuklu sanıklardan Mehmet Gürhan’a, Başbakan’a verilmek üzere teslim edilmiştir deniliyor. Bunu parayı teslim eden söylüyor. 7 defa soruluyor evet diyor.

- Bu dünyanın her yerinde bomba haberdir. Bunu kimse görmezden gelemez. Alman Savcılığı'nın resmi iddianamesinde, Türkiye Başbakanı’na tutuklu sanıklar 'evet bu parayı verdim' diyorsa, savcıda bunu iddianamesine alıyorsa bu haberdir.

- Basın özgürlüğü olan bir ülkede bunun örtbas edilmesi söz konusu olabilir mi ? Olay budur. Ortada Deniz Feneri derneği var, Alman Savcılığı'nın soruşturması var. Bunların hepsi çok önemli bunu görmezlikten gelmek mümkün mü ?

- Şaşırtıcı olan bunun hala Türkiye’ye yansıtılamamış olmasıdır.

- Mehmet Gürhan ben bunun için aldım diyor. Kilit isim o. Başbakan 'tanımıyorum' dedi. 2 gazetemiz bu askerlik fotoğrafı mı diye Evrensel gazetesi Organize işler bunlar diye haber yaptı. Cumhuriyet Gazetesi de bu resmi koydu. Başbakan ile yan yana bulunduğu bir fotoğraf. Bu kişi AKP’nin yurtdışı ziyaretlerine irtibatta olduğu birisi. AKP’li bir çok kişi onu çok iyi tanır. Evinde yatan kişiler vardır.

- Şimdi bu fotoğraf Türkiye’deki ana medya da neden yayınlanmıyor? Sorulması gereken soru bu bütün ayrıntılar neden kapsamlı şekilde ortaya konulmamıştır?

- Böyle demokrasi böyle basın özgürlüğü olur mu ? Bu acı bir tablodur. Olayın bir boyutu bu. Deniz Feneri yolsuzluğu, Almanya’da Türklerin içine girdiği bir yolsuzluk bunların hepsi ortaya çıkmıştır ve bu konuda Türk yargı makamlarının şu ana kadar somut hiçbir adım atmamış olması. Niçin acaba? Bir hukuk devletinde böyle bir konu Almanya ayağında mı yakalayacak ?

BAŞBAKAN ÇOK TELAŞLANDI

- İkinci boyutu da şu. Başbakan bu tablo karşısında çok telaşlandı.

- Başbakan panikte ve telaşta. Şimdi diyor ki 'bunları nasıl haber yaparsınız?' Burada yeterinde yapılmaması sorundur. Bu yönüyle ciddi bir basın özgürlüğü konusunda tehlikedeyiz. Buna Başbakan mı karar verecek. Başbakan’ı üzecek haber yapılacak yapılmayacak. Böyle hukuk devlet basın özgürlüğü olur mu?

- Türk basının da oto sansür oluşmaya başlamasından korkuyorum. Böyle bir şey olamaz. Türkiye bu hale hiç gelmemişti. Gerçekler açıkça ortaya çıkacak. Deniz Feneri soruşturmasını neden örtbas etmeye çalışıyor Başbakan ?

- İlişkiler yakınlıklar temaslar ortada.

- Türkiye gerizekalı mı? Bu olaylar yaşanacak. Konuşulmayacak. Susturacaklar. Korkutacaklar. Başbakan şimdi bunu deniyor.

BAŞBAKAN ŞANTAJ YAPIYOR

- 'Sayın Aydın Doğan’a bir hafta süre veriyorum diyor. Eğer beni kızdıran yayınlar yapmaya devam edersen neler yapacağım sana diyor. Bir haftada kendini toparla diyor. Eğer beklediğim yayınları yaparsan üzerine gitmem diyor.' Nedir bu? Bunun adı hukukta şantajdır.

- 1 yıldan 3 yıla kadar hapistir bunun cezası. Başbakan’a şantaj yapmak yakışır mı? Bu konuları haber yapma manşet mi yok diyor. Niye alınmasını sağladım Sabah ile ATV’yi gerekli sonuçlar çıkaramıyor musun diyor. Bu olayın temel ikinci boyutudur.

Kenthaber
Yayın Tarihi : 8 Eylül 2008 Pazartesi 13:49:14
Güncelleme :8 Eylül 2008 Pazartesi 14:33:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kiris n IP: 81.206.105.xxx Tarih : 8.09.2008 22:46:05

Sayin Baykal lutfen konusun sizden baskasi bu isi cozemez.Size guveniyoruz.Cumhuriyet savcilari ulke batiyor siz uyuyorsunuz. Gorevinizi yapiniz lutfen. turkiye elden gidiyor bu ne yolsuzluk.Bu ne hukumet sattajla ulke yonetilirmi.Hakli iseniz adalete bas vurunuz. saygilarimla,


Teoman Törün IP: 88.241.203.xxx Tarih : 8.09.2008 17:50:20

Şantaj'ın da böyle alenîsi ilk kez görülüyor. Millete karşı, bağıra çağıra, "Gel bu işi bir hafta içinde halledelim" diye karşılılı pislik temzileme önerisi mi yapılıyor. Pes Vallahi!


ElSalud IP: 78.179.181.xxx Tarih : 8.09.2008 15:33:15

A KPartisinin başkanı racon kesiyor. Türk Milleti seyrediyor. "Sana 1 hafta verdim. Ya açıklarsın... Ya da ben açıklayabilirim..." Saklanan nedir? Açıklanacak olan ne kadarıdır? Bilinmiyor... Bilinmiyor... Oysa Deniz Feneri ile 41.6 milyon Euro kuryelerle Almanya'dan Türkiye'ye taşınmış. Alman savcılara ifade veren sanıklar isimleri, hesapları, para teslim yerlerini açık açık itiraf ediyorlar. Kuryelerden birisinin RTÜK başkanı olduğu iddia ediliyor. Diğerleri hangi görevlerde? Eli kulağında onlarda ortaya çıkacak. Genel başkan yardımcısı Silivri'de vatandaş'dan 3 milyon dolara aldığı arsayı, imar plan tadilatları sonrasında 13 milyon dolara satan organizasyonun üyesi. Gaziantep belediyesindeki benzer vurgunun boyutlarının daha büyük olduğu söyleniyor. Herhalde gerçek rakamlar 1 hafta sonra açıklanır. "Her millet, icraatına tahammül ettiği iktidarın mesuliyetine ortaktır." der Mustafa Kemal Atatürk. Bu söz bir hafta sonrası için de yıllar öncesi için de geçerlidir.