16 sene geç kaldın!

IMF İLE GÖRÜŞMELERE ARA VERİLDİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IMF ile görüşmelere 10 günlük bir ara verildiğini belirterek, bu süre içinde hem Türkiye'nin hem de IMF'nin kendi içinde çalışmalar yapacağını belirtti.

Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısına katılmak üzere Meclis'e gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, IMF ile sürdürülen stand-by görüşmelerinin askıya alındığı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine, duyulanların çok doğru olmadığını ifade etti. Erdoğan, "Ama şu anda 10 günlük bir çalışma yapalım diye bir mutabakat sağladılar. Onun için bir 10 günlük ara verdiler çalışmalara. Onlar da kendileri bazı çalışmalar yapacaklar. Arkadaşlarımız da bazı çalışmalar yapacaklar. 10 gün sonra görüşülecek. Hatta Davos'ta IMF Başkan Yardımcısı ile bir görüşmemiz olacak. Şimdilik bir ara verdik" diye konuştu.

'Bazı konularda hassasiyetleriniz vardı, bunlar devam ediyor mu?' sorusuna Erdoğan, "Bazıları aşıldı, bazıları devam ediyor" karşılığını verdi.
'Davos'ta fikir birliği sağlanacağına inanıyor musunuz?' sorusu üzerine ise Erdoğan, "Sağlanır, sağlanmaz. Biz bildiğimizi, onlar da bildiklerini ortaya koyacaklar. Nihai karar, onların da kendi Başkanlar Konseyi var, orada görüşüldükten sonra ortaya çıkacak" diye konuştu.

İşte Başbakan'ın konuşması:

28 Mart ve 22 Temmuz öncesinde ortaya koyduğumuz yaklaşım siyasette bir ilktir. Hiçbir zaman halkımıza uzum vadede halkımıza kaybettirecek adım atmadık.

Gönül isterki hizmete aday olan tüm arkadaşlar görev alabilsin. Sadece bir tanesini seçmemiz gerekiyordu. 81 ilde belediye başkan adaylarını açıkladı. Amacımız millete hizmettir.

Temayül yoklaması, il il kamuoyu araştırması yok onlarda böyle bir şey. Kalbimiz mutain olsun. En az hata payıyla adaylarımızı belirledik.

Milletimizin bize yüklediği emanet her anımızı onlar için geçirmemizi zorunlu kılıyor. Ülkemizin kayıplarını telafi etmek için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Milletimizin bize olan tevecühü yorgunluğumuzu alıyor. 3 Kasım seçimlerinin hemen ertesinde 4 Kasım sabahı nasıl bir heyecan içindeysek hala aynı heyecanı taşıyoruz.

Biz yanlışlığı asgariye indirelim istiyoruz. Hatamız tabii ki olur. Ama en az hata payıyla seçimler için adaylarımızı belirledik. İnşallah bunun neticesini 29 Mart akşamı alacağız. Bu dönemde kırgınlıklar oluyor. Milletvekili olduğunuzda, başkan olduğunuzda herşey güzel, şirinse olmadığınızda da herşeyin iyi ve güzel olması gerekiyor. Bazıları kulvar değiştiriyor. Bu tren çok hızlı gidiyor.

Aday olsun ya da olmasın tüm arkadaşlarımdan aday belirleme sürecini bir kenara bırakıp seçim sürecine girmelerini arzu ediyorum. Bazıları karalama kampanyaları yapıyor. Bu tür kampanyaları yapanlara geri döner. Hele AK Parti siyaseti içinde arkadaşlarını bu kampanyalarla yok etmeye çalışanlar kendi hanelerine negatif not yazdırıyorlar. Aday olamayan arkadaşlarım siyasetin uzun soluklu süreç olduğunu iyi bilmeli. İnanıyorum ki her arkadaşım AK Parti'nin hizmet kervanında bu sürece olumlu katkılarını sürdürecektir.

KILIÇDAROĞLU'NA GÖNDERME

Birileri çıkmış "İstanbul'un varoşlarını çizme giyip dolaşacağım". 16 yıl geç kaldı! Artık İstanbul'da çizmeyle dolaşacak yer mi kaldı. Biz Bağcılar'dan Tuzla'ya kadar 16 yıl önce ayağımızda çizmelerle dolaştık. Artık oralar modern yerler. CHP'li belediyelerin öyle yerleri olabilir ama İstanbul için böyle birşey söz konusu değil.

Atıp tutmakla olmaz. Lütfen dün söylediklerinizle bugün söyledikleriniz birbirini tutsun. Atıp tutmakla bir yere gelinmez. Benim halkım aldatanları da biliyor. Milletim hizmet üretenle çamur üreteni iyi biliyor ve bu tezgaha da gelmiyor. Milletimizin aklına konuşacağız. Bizler de onların gönül diline gönül diliyle karşılık vereceğiz. Kaostan rant elde etmek bizim tarzımız olmayacak.

KARAYALÇIN'A GÖNDERME

Genel başkanları bas bas bağırıyor. Özellikle fakirlere kömür yardım dağıtmamızı eleştiriyor. Çıkmış diyor ki burs meselesi. Belediyelerin dağıttığı bursu kaldırtmak için ellerinden gelen gayretleri gösterdiler ve bunu yaptılar.

Geçenlerde öğrenciler sordu. Neden bu bursları kaldırttınız. Biz dedi kaldırtmadı, biz bu burslar azdır bunu çoğaltmak için müracaat ettik. Sizin hayatınızda üniversite gençliğini görmek gibi bir şey olmuş mu? AKP geldiğinde 45 TL’ydi. Şimdi 180 TL oldu. Üstelik sabah kahvaltısıyla akşam yemeğinde de yine 2.5 TL’ye yakın desteği veriyoruz. Güç daha farklı olsa çok daha farklı destekleri vermeye devam edeceğiz. İstanbul’da Ankara’da kendi adayları çıkıyor. Akla hayale gelmedik vaatler söylüyorlar.

Kömür dağıtmayacaklarmış ama 600 TL yardım yapacaklarmış. Bunu da evdeki kadının banka hesabına yatıracaklarmış. Hatırlıyorsunuz beş anahtarı, bunlar aynı yolu takip edenler. Eğer böyle söylersek o zaman belki tutarda şu ulaşamadığımız iktidara ulaşırız hedefindeler. Ayıptır, böyle atıp tutmayla bu iş olmaz. Biz kömürü verirken bile bunun hesaplarını çok ince yaptık.

Türkiye genelinde hemen her beldede her ilçe de her şehrimizde onlarca arkadaşımız başkan aday adaylığı için müracaat etti. AK Parti’nin hizmet kervanında yer almak, ülkemize bir tuğla koymak isteyen on binlerce kardeşimiz oldu. Onlara grubum adına partim adına ülkem adına teşekkür ediyorum.

BBC "3 HAFTA SÜRER" DEDİ

Biz bugüne kadar dost kazanmaya gayret ettik. Ne Yunanistan’la ne Bulgaristan’la, İran’la, Irak’la, ne Türk Cumhuriyetleriyle görüşürlerdi. Bir de utanmadan dış politikadan bahsediyorlar. Şu anda bunların hepsiyle görüşen bir Türkiye var. Şimdi bu tür gelişmeleri hazmedemeyen çevreler bizi engellemeye çalışıyorlar. Biz ne yaptığımızı iyi biliyoruz.

Biraz sıkılmaları lazım. Başını iki elinin arasına alıp Türkiye 6 sene öncesinde Türkiye neredeydi nereye geldi. Biz bu tür bir duruşun bu tür bir davranışın insani olmayacağın düşündük. Sadece tepki göstermedik. Allah aşkına, Gürcistan olayları olduğu zaman, Gürcistan’a koşup gidenler, Avrupa’nın tamamı, acaba Gazze’de ne zaman devreye girdiler. Orada hemen aynı gün devreye girenler ne yazık ki, tanklar toplar Gazze’ye girdikten sonra oraya geldiler.

BBC üç hafta sürer bu dedi. Ben bunu Brüksel’de söylediğimde dediler ki bak yine medyaya çattı. Ben böyle bir şey yapmıyorum. Bu nedir diyorum. Bunu bir çözelim, burada bir şeyler dönüyor.

"ANA VE YAVRU MUHALEFETE SESLENİYORUM"

Yalan yanlış haberler ve manşetlerle bir yere varılmaz. Allah aşkına başınızı iki elinizin arasına alın düşünün. Acaba Avrupa ülkeleri, ABD ne zaman Gazze için devreye girdi? Tanklar toplar Gazze'ye girince devreye girdi. Hem ana muhalefete hem yavru muhalefete sesleniyorum. Olmert'le yaptığım görüşmeyi Filistin'e saldırıyı bildiğimi söylüyorlar! Belki sizin kimliğinizde yalan vardır ama biz doğru söyleriz. Biz o görüşmeleri Suriye için yaptık! Kaç kez söyledim. Hala aynısını konuşuyorlar!

Kendi uydurduğunuz safsatalarla milleti inandırmaya çalışmayın. Biz Suriye-İsrail ilişkilerinin 5. raundunu görüştük. Kaç kere söyledim hala aynı şeyleri söylüyorum. Bütün söylediklerime rağmen tatmin etmiyor. İnlerle cinlerle mi oynuyor bunlar ne yapıyor?

"OLMERT'E DAVOS'TA SORACAĞIM"

Bu süreç içerisinde beni en çok üzen şey şu olmuştur. İsrail cumhurbaşkanı Perez bazı özel görüşmelerimizde hep şu ifadeyi kullanmıştır. Demokrasi özelleştirmelidir. Barış özelleştirmelidir demiştir. Perşembe günü Davos’ta aynı oturumda bir arada olacağız. Ben orada kendisine soracağız. Demokrasinin özelleştirmelidir demiştiniz, sanırım bundan daha devletleştirilmiş bir demokrasi olmaz diyeceğim.

Ne yazık ki hepsi de bu işe seyirci kalmıştır. Biz eksen değiştiren değil bulunduğu eksende kararlılıkla yürüyen bir dış politika izledik.

Bugüne kadar hep Kıbrıs’ta çözüme hayır. AB’ye hayır. Yunanistan ve Ermenistan’a hayır. Bölgesel sorunlarda arabuluculuğuna hayır. Türk cumhuriyetleriyle ilişkiler kurma yönün değişir. Ortadoğu’yla ilgilenme başın ağırır. Vizyonları da bu kadar. Türkiye ezberleri bozdukça bakıyorsunuz rahatsız oluyorlar. Sizin iktidardayken olaylar karşısındaki tutumunuz bu olabilir. Ama biz haksızlık karşısında susmayacak ve haksızlığa ortak olmayacağız.

BASINA SERT ÇIKTI

Bazılarının Türkiye’nin bu ilkeli tavrını anlamadığını, anlamazlıktan geldiğini de görüyoruz. İçerde ve dışarıda gayet sistematik bu tavrımızı çarpıtarak dünya kamuoyunu çarpıtmaya çalışanları da görüyoruz. Bizim cumhurbaşkanımızın toplantıya dahil edilmediğini, yemeğe çağırılmadığını yazacak kadar söyleyecek kadar yalan üretme cüretini gösteren bir medya var bu ülkede. Yaşanan başka bunların yazdıkları başka. Aynı şeyi bizler için Brüksel’de yapılan toplantılarda söylüyorlar.

Ben basına yasaklar getirmiyorum. Ama biz burada sivil insiyatif kullanalım diyorum. Yalan yanlış haber yapan medyayı almayalım diyorum. Boşuna paranızı neden veriyorsunuz, zaten yalan haber.

Rahmetli İnönü’nün bir sözü vardı. “Benimle ilgili yapılan haberlere inanmıyorum, ama başkalarıyla ilgili yapılan haberlere inanıyorum” derdi. Böyle bir durum var. Onun için dikkat edeceği. Onun için bir de paralarımızla güçlendirmemizin bir anlamı yok. Yapmasınlar yanlış haber.

Gaziantep’te bir açılış yapılıyor. Onu da bir seçim koordinasyon merkezi açıyor teşkilatımız. Orada iki üç tane kurban kesmişler. Ben gittiğim açılışlarda kurban kestirmemişimdir ve karşıyım.

O gün orada kesilmiş ve arkada durmak yok hizmete devam pankartı. O ise tam sayfa bir resim fotoğraf. Yer adete kan gölü halinde. Durmak yok kesmeye devam. Başlık bu. Bu şimdi bir artniyeti göstermiyor mu? Bunun neresinde bir dürüst harekete söz konusu. Biz 'durmak yok hizmete devam' diyoruz. Onlar da 'durmak yok yalana devam' diyorlar.