57.Alaydan hiç kimse ölmemiştir. 57. Alay tam mevcutla görevdedir. Sancağı ŞANLI BAYRAĞIMIZIN içindedir."Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! " cümlesine dahil olarak tetikte bekleyen herkes bu alaydan bir neferdir....
30/04/2007 günü saat 12:37 de yorumunu gönderen oğuz çakır 2003 yılında 57nci alayımıza ait olduğu idda edilen sancağımızı avustralyada gördüğünü yazmıştır.Bu durum karşısında yetkililerin ihbar kabul etmelerini ve riske girmeyerek oraya bir heyet göndermelerini sancağımız oradaysa ivedilikle alıp ait olduğu yerine getirmelerini arz/rica/emir ediyorum.
57. Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey 5 Mayıs 1915'te Tümen Komutanlığına şu dilekçe ile müracaat eder: "Harbin başladığı 25 Nisan 1915 tarihinden itibaren düşmana mertçe ve canının verircesine saldıran ve şimdiye dek erlerin gösterdiği saldırı ve kahramanca savaşma ile ün ve askerin namusunu yükseltmeyi başaran 57. Piyade Alayı; harbin başlangıcından beri subay ve erleri yönünden mevcudunun 1/3'den fazlasını kaybettiği durumda bile bugün de kararlı ve sözünde duran, sağlam ve dayanıklılığını hiç bozmayan düşman safları önünde ve ilk hatta bulunarak zaman buldukça gece taarruzları yapan ve düşmanı adım adım ezme, uzaklaştırma ve siperleri yıkıp bozmak suretiyle perişan etmektedir. Süngülerini düşmanın bağrına daldırdığı süngü yaralan ile delik deşik olarak sunduğu düşman kaputu ile belgeleyen Alayımız gerek taarruz ve gerekse de savunmada anlayış ve savaşçı yaradılışı ile mevcut alayların içinde birinciliği kazanmıştır. Alayın Harp tarihinde altın harflerle yazılacak fedakârlık eserleri, bütün komutanlar tarafından beğenildiği mutlaktır. Gelecek kuşaklar için bir yiğitlik nişanesi bırakıp onlarında aynı fedakârlıkları göstermeleri gerektirecek bu kahramanlık nişanesine hak kazanması şanlı alayımızın sancağına da bir nişan verilmesine müsaade edilmesi arz olunur." 57. Alay Komutam Binbaşı Hüseyin Avni Yaklaşık 3.600 mevcutlu 57. Alay, Anzaklarm Arıburnu'nu boşaltmasına dek bu cephede kahramanlık destanlarını yazmışlardır. Ancak 13 Ağustos'ta 1915 saat 14.30'da 77. ve 72. Alay Komutanlıklarına şu mesaj gelmiştir: "Alay Komutanımız Avni Bey bugün karargâhına düşen bir obüs mermisi ile şahadet rütbesine erişmiştir. İmansız düşmanımıza layık olduğu derecede intikam hissiyle hazırlanmaya gayret olunmak üzere bize düşen görevleri daha bir gayret ve uyanıklıkla gerçekleştirilmesini bütün arkadaşlarımdan temenni ederim." 57. Alay Komutan Vekili Binbaşı Murat Edirne Sırtı 24 Ağustos günü Binbaşı Murat Bey, 11. Tümene tayin edilmiş ve 57. Alay Komutanlığına ise Binbaşı Ali Haydar Bey getirilmiştir. 30 Kasım 1915 günü 57. Alay sancağına Padişah tarafından üstün hizmet ve kahramanlık nişanesi olarak altın ve gümüş madalya takılmıştır. Çanakkale Savaşları'na 49 subay ve 3.638 erle giren 57. Alayın sadece 25 Nisan'da verdiği kayıp 1.731 şehit ve 543 kayıpla toplam 2.274'tür. Sonradan aldığı yedekler bu kayba dâhil değildir. Çanakkale'den Sonrası 11 Ocak 1916 günü, 19. Tümen ve 20. Tümenlerle 15. Kolordu meydana getirilmiştir. 19. Tümene 19 Ocak'ta "hazır ol" emri verildi. Artık 19. Tümen Çanakkale'de vazifesini kahramanca yapmış ve hakkıyla yerini getirmiştir. Şimdi sıra Galiçya'yadadır. Bu harekât doğrultusunda 57. Alaya 20 Ocak'ta Uzunköprü yönünde ilerlemesi emredilmiştir. Alay 7-8 Mart 1916 günü Keşan'ın Çelebi köyüne vardı. 25 Nisan 1916'da Çanakkale'deki başarılarından dolayı Padişah tarafından verilen nişanlar sancağına takıldı. 14 Temmuz 1916 tarihinde Uzunköprü cihetine doğru harekete geçen Alay 21 Temmuz günü Uzunköprü istasyonuna ulaştı. 22 Temmuz 1916 tarihinde ise tümen birlikleri ve bu arada 57. Alay da 54 subay, 2.741 erle hareket edip Uzunköprü, Karaağaç, Filibe, Sofya ve Niş istikametinden Belgrat'a geldi. Burada bir süre dinlenen Alay daha sonra harekete geçerek Avusturya Macaristan İmparatorluğu'nun Zemlin kasabasındaki evlere yerleşmişlerdir. 21 Ağustos 1916 tarihinde Ruslar Galiçya cephesinde taarruza geçtiler. 57. Alay Pototorya'dan Zilotalipa'ya kadar olan bölgeyi savunacaktı. 11 Eylül günü düşman 57. Alay cephesine de saldırıya geçti. Savaşlar 397 rakımlı tepede cereyan ediyordu. Eylül ayı boyunca devam eden savaşlarda özellikle 5-6 Ekim taarruzlarında Rus birliklerine ağır yenilgiler tattırmışlardır. 9 Aralık 1916 ve 28 Ocak 1917 tarihleri arasında Galiçya cephesinde bulunan 57. Alaya 11 Haziran 1917'de yurda dön emri verildi. 57. Alay Galiçya cephesine 54 subay ve 2.741 erle girmiş 685 şehit ve 975 kayıp olmak üzere 1.600 zayiat vermiştir. 57. Alay Galiçya'da Galiçya Cephesinde 1 yıl kadar muharebe eden 57. Alay, 23 Haziran 1917 tarihinde Bakırköy Tren istasyonuna gelmiş, buradan da İncirli Çiftliği yakınlarına kurulan çadırlı ordugâhına yerleşmiştir. Alay Komutanı Binbaşı Hacı Mehmet Emin, 1. Tabur Komutanı Yüzbaşı Ömer Fevzi, 2. Tabur Komutanı Mehmet Salih, 3. Tabur Komutanı Yüzbaşı Süleyman olmak üzere 54 subay 3.689 erle yine 15. Kolordunun 19. Tümen bünyesinde Filistin'e doğru hareket etmek için hazırlıklarını yapıyordu. Daha sonra hazırlıklarını tamamlayan 57. Alay, Bakırköy'den Haydarpaşa'ya geldi. 8 Temmuz'da Filistin cephesine yollandı. 16 Temmuz tarihinde Halep'e vardı. Oradan da Ayn-ı Tel'deki ordu karargâhına geçerek 29 Temmuz kadar dinlendi. 22 Ağustos 1917 tarihinde Yıldırım Orduları Grubundan gelen emirle yeni ordugâhı olan Azaz'a gitti. 24-25 Ağustos tarihinde yeni karargâhına yerleşmiş bulunuyordu. 11-12 Eylül 1917 gecesi Akir, El-Mugar ve Karta köyleri hizasından Katar sırtlarında düşmanla karşılaştılar ve şiddetli savaşlar başladı. Çanakkale'de olduğu gibi burada da süngü savaşlarında gerçekten parlak ve etkili muharebeler yaptı. El Mugar ile Karta sırtlarında, Akir Köyü bölgesinde, Ramle, Şeyh Munis köyü, Kırmıztepe civarında, Cülcüliye, Kefer bölgeleri ve Rasuleyn ile Mecdel arasındaki Sürgün-tepe, İkiztepe, Yüksektepe ve Seferkasım Şemriye köyleri arasındaki cephelerde 29 Temmuz 1917 tarihinden 23 Eylül 1918 tarihine dek çok kanlı savaşlara katılmıştır. Özelikle Nablus Muharebesi'nde çoğunluğu şehit düşmüş, savaşamayacak durumda olan yaralıları da esir düşmüştür. Bunun üzerine 57. Alay ordu bünyesinden çıkarılmış, aziz hatırasına saygı nedeniyle bir daha da kurulmamıştır. Bugün Türk ordusunda 57. Alay yoktur. Ancak bazı kaynaklarda 57. Alayın Ege'de kurulan 57. Tümen ile karıştırıldığı görülmüştür. 57. Alay Sancağı Hakkında Birçok kitaba, makaleye ve hatta takvim yapraklarına konu olan ve birçok internet sitesinde dolaşan yanlış bilgiden kaynaklanan, esir edilen 57. Alay sancağı konusuna gelelim. Konuyla ilgili şöyle bir bilgilendirme vardır: 57. Alay sancağı, Avustralya Melbourne Müzesi'ndeki bir vitrininde şunlar yazmaktadır: "Bu alay sancağı Gelibolu savaş alanından getirilmiş ama esir edilememiştir. Çünkü Türk ordusunun milli geleneklerine göre bir alayın sancağı alayın son eri ölmeden teslim edilemez. Bu sancak sonuncu muhafızın da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalma asılı olarak bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk alay sancağını selâmlamadan geçmeyiniz." Bu bilgi yanlıştır. Çanakkale'de hiçbir sancak düşman eline geçmemiştir. Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı'nm açıklaması şöyledir: "57. Alay Çanakkale Muharebeleri'nden sonra 30 Kasım 1915'te Sultan V. Reşat'ın iradesiyle altın gümüş imtiyaz ve harp madalyaları verilmiştir. Bu madalyalar 25 Nisan 1916 tarihinde İstanbul-Şile arasında bulunan Çelebi Köyü'nün kuzeydoğusunda toplanan alayın sancağına törenle takılmıştır. Dolayısıyla alay sancağının Çanakkale Muharebeleri sırasında Avustralyalıların eline geçtiği iddiası doğru değildir. Bazı yayınlarda bu sancağın bugün Melbourne Müzesi'nde sergilendiği iddia edilmektedir. Bu iddialarla ilgili Melbourne Müzesinin de içinde bulunduğu dört müze adına Victoria Eyalet Müzesi tarafından gönderilen cevabi yazıda, ellerinde 57. Alaya ait bir sancak bulunmadığı bilgisine ulaşılmıştır. 57. Alay, Çanakkale Cephesi'nden sonra önce Galiçya Cephesi'nde savaşmış, ardından bağlı olduğu 19. Tümen ile birlikte Filistin Cephesi'ne intikal etmiştir. 19. Tümen 23 Eylül 1918 tarihinde İngilizlere esir düşmüştür. 57. Alayın da 29 Temmuz 1917-23 Eylül 1918 tarihleri arasında Filistin cephesinde bir çok muharebeye katıldığı, son olarak Nablus Meydan Muharebesinde mevcudunun hemen hemen dörtte üçünden fazlasını kaybettiği ve daha sonra muharebe gücünü yitirerek İngilizlere esir düştüğü tespit edilmiştir. Günümüze dek geçen sürede 57. Alay sancağına ilişkin herhangi bir bilgi aydınlığa kavuşamamıştır. Ancak Türk ordu geleneği göz önüne alındığında alayın İngilizler tarafından esir alınırken sancağını teslim etmeyerek imha edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir" ayrıca bir arkadas bu sayfada gelibolu yarımadasındakı sehitliklerin(bugun herkesin ziyaret ettigi) hepsi gercek sehitliktir demiş. bimeden konusmak kolay. 1916 yılında Sevki pasa yarımadada 28 tane gercek sehitlik tespıt etmiştir.ancak bunların çogu toplu defindir. ve bircok sehitlikte mezar tasi bile konmamiştir. gunumuzde ziyaret ettigimiz tum modern mezarlar nerdeyse semboliktir. sadece sahindere ve soganlidere gibi birkac sehitlikte mezar taslari hala goruluyor bunlar da zaten cephe gerisinde. ve sehitliklerin cogunlugu dere yatagi içindedir.Ki 57. alay sehitligi de aynı. cataldere vadisi içinde gercek sehitlik yer aliyor ama söyle bir bakarak bunu goremiyoruz.. BİLGİNİZE
Türk milleti GELİBOLU yarımadasının her tarafını gördüm bazı dış mihraklar orayı başka şekillerde kullanmak istiyor. buna izin vermeyelim. Biraz daha duyarlı olalım 57 alay şehitliği ve diğer şehitlikler gerçektir ve uydurma değildir. bu yıl 4 ncü gidişim oraya her vatan evladının görmesi gerekir orayı. birde 57 nci alay sancağı 94 yıldır bir muallakta Allah rızası için doğruyu söyleyecek bir insan yokmu? BU SANCAK NEREDE???
gerekirse bu ulke savunması ve bu gibi onemli sancakların kıymetini bilerek ve 57. alay sancağına duydugumuz sonsuz saygıdan dolayı ulkemiz için bayragımız için sancagımız için tekrar her turlü mucadelelere katılacagımızdan kesinlikle türk milleti olarak süphem yoktur(((NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!!)))ve aynı zmanda diyebilene...
o mübarek sancağı taşımak keşke bize nasip olsaydıda türkiyenin şuandaki halini görmeseydik hiç olmassa şehit mertebesine ulaşırdık bir zamanlar bu memlekette abdestsiz kimse dolaşmazdı gelin görünki şimdi her taraf münafık kafir ve vatana hıyanet edenlerle dolu ecdadımız bunlar içinmi şehit oldu bu topraklar inananlar va manevi güçler sayesinde kazanılmıştır şimdi ortaya bir kaç kendini bilmez münafıklar çıktı ALLAH hepsini cezalandırsın inşallah
Nihayet bir gazetede gercekler yazildi... ancak yinede hala bircok kişi, kurum ve kurulus hala 57.alay tamamen canakkale'de sehit oldu diye yanlış ve yalan bilgi vermeye devam ediyor... Bunun gibi dogru bilgiler kaynaklarda surekli yer aldıkca yıllardır kandırılan halkımız da bilinçlenecektir.Zaten bu dogru bilgiler arsivlerde yıllardır var ama insanlar hamaset yapmayı cok seviyor bunedenle de bir yanlıs soz surekli tekrarlanıyor..Mesela çanakkale de 253 bin sehit sözü gibi halbuki çanakkale de 60 bin civarında şehidimiz vardır..
al sancağının parıltısı düşmanları bulmam için ışık kırmızısı onları yakan ateş olacak. sizleri asla unutmayacağız