20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

6 ay sonra gelen adalet

Ankara’daki Hopa eyleminde gözaltına alınan ve 6 aydır cezaevinde yatan 22 öğrenci hakkında ilk duruşmada tahliye kararı verildi

Saçlarını arkadaşlarına moral olsun diye kestirmelerinin bile suç sayılmasıyla Türkiye’nin sembol davası haline gelen Ankara’daki Hopa davasının ilk duruşmasında, son 6 aylarını Sincan F Tipi Cezaevi’nde geçiren 22 tutuklu öğrencinin tahliyesine karar verildi.

Okullarından, ailelerinden uzak kalan, terörist olmakla suçlanan, genç yaşlarında nezarethane ve cezaevi ile tanışan öğrencilerin 6 aylarının boşu boşuna cezaevinde geçtiği, skandal iddianameye yönelik kamuoyundaki eleştirilerin gerçeği yansıttığı, mahkemenin 6 ay sonra kendilerini savunma imkanı bulan öğrencilerle ilgili verdiği toplu tahliye kararıyla açığa çıktı.

Tahliye kararının çıktığı duruşmada sanıklar ve avukatları şemsiyenin, kitapların, başka davaların dosyasındaki “Kollektif İbo” gibi notların, sloganların örgüt delili sayıldığı iddianameyi yerden yere vurdu. Duruşmada hakim, iddianamedeki tüm eylemlerin ve siyasi yapıların 1970’lerde varlığı son bulan THKP-C’ye bağlanmasını alaylı bir dille eleştiren avukatlara, “Belki solu birleştirir” temennisiyle yanıt verdi.

Özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 11.30’da başlayan duruşma saat 22.30’da sona erdi.

Oğlu da izledi

Duruşmayı 20’ye yakın CHP’linin yanı sıra BDP’li Sebahat Tuncel, TKP ve ÖDP temsilcileri de izledi. Başbakan Erdoğan’ın Hopa mitinginde çıkan olaylarda ölen Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu da duruşmaya katıldı. Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir ile CHP’li İsa Gök arasında, vekillerin bir sıra arkaya oturtulmasının istenmesi nedeniyle atışma yaşandı.

Örsdemir, bir ilke imza atarak sivil polislerden de salondan çıkmalarını istedi. Sivil polisler, salondan çıktı. Duruşmada avukatlar, iddianamedeki kitap, şemsiye, kartpostal, pankart gibi delillerin terör suçuna kanıt gösterildiğini, insancıl bir tepki gösteren gençlere polisin saldırdığını, gençlerin polise verdiği tepkinin ise en fazla Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçuyla yargılamayı gerektirdiğini savundu. Avukatlar, “derhal beraat” ya da “görevsizlik” kararı verilerek, dosyanın asliye ceza mahkemesine gönderilmesini istedi.

Kolektif İbo, Kolektif Deniz

İddianameyi de hazırlayan Savcı Hakan Yüksel ise 5 Ocak’ta 5 öğrenci hakkında açılan bir başka davayı, Hopa olaylarında terör suçu işlendiğine kanıt gösterdi. Yüksel, 5 öğrencinin evinde yapılan aramada, “kolektif İbo” ve “kolektif Deniz” yazılı notlar bulunduğunu belirterek, bunun öğrencilerin üyesi olduğu Halkevleri ve Öğrenci Kolektifi’nin terör bağlantısına kanıt oluşturduğunu söyledi.

Bu dava, öğrencilerin okumak için tuttukları kitap listelerinin örgüt delili sayılmasıyla gündeme gelmiş, öğrencilerin 3’ü ilk duruşmada tahliye edilmişti.
Mahkeme heyeti, talebi bağlamak için müzakereye çekilirken, Savcı Yüksel’in de salondan çıkmaya hazırlanmasına avukatlar ve izleyicilerden “siz tarafsınız” tepkisi geldi. Yüksel de “Hasmınız değilim” diyerek yerine oturdu. Mahkeme, 4 dakika süren müzakereden sonra görevsizlik talebini, yargılama sonunda karara bağlanmak üzere reddetti ve sanık sorgularına geçti.

TEM amirinin kehaneti çıktı

Halkevleri üyesi olduğunu söyleyen sanık Kadir Aydoğan, hukuksuz ithamlarla 6 aydır tutuklu bulunduğunu söyledi. Aydoğan, “Gözaltındayken TEM amiri, ‘15 kişi tutuklanacaksınız. 3-5 ay yatacaksınız. Aklınız başınıza gelecek’ demişti. Kehaneti çıkmıştır” dedi. Sanık Hikmet Tanıl, Başbakan Erdoğan’ın, idam edilen Erdal Eren ve Necdet Adalı için ağladığını belirterek, “Başbakan’ın ağlamaması için tahliyemi talep ediyorum” dedi. Sanık Can Kaya, “İddianamede evimdeki aramalarda bulunan Lenin’in ‘Emperyalizm Kapitalizmin En Yüksek Aşaması’ isimli kitabı örgüt iddiasına delil olarak gösterilmiş. Bir arkadaşımdan kitabı bana göndermesini istedim. Cezaevi Eğitim Kurulu da, ‘görülmüştür’ diyerek kitabı bana verdi” dedi. Hakim Dündar Örsdemir, “Lenin” ismini anlayamaması üzerine zabıt katibine, “Lenin Lenin tanımıyor musun?” dedi.

Sanık Çağrı Yılmaz da, “Sincan cezaevinde saçları zorla kestirilen bir arkadaşımıza destek için 4 arkadaşımızla saçlarımızı kestirip bu fotoğrafı destek olsun diye cezaevine gönderdik. Ancak fotoğraf Sincan cezaevine ulaşmadan, gözaltına alındık” dedi.

Sanık Ozan Gündoğdu, eylem sırasında atılan bir cisim nedeniyle kaşının yarıldığını ve hastaneye götürüldüğünü söyledi. Doktorun çağırması üzerine gelen polislerin, “Biz ona gözaltında iyi bakarız” diyerek, gözaltına alındığını belirten Gündoğdu, “Otobüsler ‘İl Emniyet Müdür Yardımcısı Kenan Kabak’ın izni var’ denilerek, işkencehaneye çevrildi. Polisler Esad’ın askerlerini andırıyordu. 15 dakikada gideceğimiz TEM şubesine 5 saatte götürüldük” dedi.

Toplu tahliye

Hakim Örsdemir, sanıkların savunmalarını aldıktan sonra tutuklu bulunan tüm sanıkların tahliyelerine karar verildiğini açıkladı. Örsdemir, polislerce bazı sanıkların “işkence, kötü muamele, hakaret” suçlarından şikayetçi oldukları dosyanın da Ankara Başsavcılığı’ndan istenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

Duruşmanın kalabalık olması içeriden görüntü alınmasına fırsat yarattı.

DURUŞMADAN İZLENİMLER

12 Eylül artığı bir dava!..

Ankara Adliyesi’nin önünde yılın ilk karına inat, alışılmadık bir kalabalık, sloganlar, pankartlar. Ne zamandır solun yapamadığını, Ankara Özel Yetkili Başsavcıvekilliği başarmış. Ne zamandır, böyle bütün renkleriyle, coşkulu bir araya gelemiyordu sol.

Hopa’da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingi sırasında çıkan olaylarda emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirmesinin öfkesiyle, Ankara’da basın açıklamasına koşan 28 gençten 22’si, 6 aydır tutuklu. Gençler örgüt üyeliği, Halkevleri gibi örgütler ise terör örgütü olmakla suçlanıyor. O gençler, ilk kez savunma yapacak. Bulvar kapısının önünde, Halkevleri, TKP, ÖDP, BDP, CHP’nin bayrakları, “Gençleri özgür bırak”, “Kadınları özgür bırak”, “Gazetecileri özgür bırak”, “Her yer Hopa, her yer direniş” pankartları, “Halkın hakları yargılanamaz” dev pankartı. Ses aracının içinde, yediği dayak nedeniyle 4 ay hastanede kalan, bacaklarından biri kısalan Dilşat Aktaş.

Araca kim çıkarsa çıksın, sloganlar durmuyor; “Faşizme karşı omuz omuza”, “Mahir, Hüseyin, Ulaş, kurtuluşa kadar savaş...” Bunların hepsi terör suçu Hopa iddianamesine göre.

Genel başkansa önemlidir

11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma salonuna aileler, siyasiler, gazeteciler dışında kimsenin alınmayacağı açıklanıyor. Mahkemeye açılan koridora sığmıyor kalabalık. Vekilleri içeriye alan polis, kalanları engelliyor. AB temsilcileri içeriye girecek yer arıyor. “Genel başkanmış” fısıltıları ile girebiliyor içeriye TKP Genel Başkanı Erkan Baş ve Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol. Sakallı bir genç ise parti yöneticisi olduğuna inandıramıyor polisi.

Erbakan’ın vekili de savunmada

Avukatlar sığmıyor salona. Bir bölümünün saçı tıraşlı. Necmettin Erbakan’ın vekili, Ergenekon soruşturmasını boyutlandıran isimlerden Mehmet Ener bile sanık avukatı.

Gecikmeli getirilen sanıklar jandarmalar arasından el sallıyor. Kimlik tespitleri yapılıyor. 1988, 1989, 1990 doğumlu gençler, mühendislik, siyasal, iletişim öğrencileri. Gelirleri 240 TL’lik öğrenci kredisi.

Faydalıdır, okusunlar

Avukat Ayhan Erdoğan sözü alıyor. “Örgüt delili” gösterilen kitapları sayıp, “faydalıdır” diyor. “Davanın hedefi soldur” diyerek, mahkemeden görevsizlik kararı istiyor. Doğmadıkları dönemdeki bir örgüte üyelikten suçlanan gençlerin, Tıpkı Başbakan gibi, anayasal, yasal değişimlerden yararlandırılmasını talep ediyor avukatlar.

Kolektif İbo, kolektif Deniz

İddianameyi de hazırlayan Savcı Hakan Yüksel alıyor sözü. Bir başka davasında, farklı örgütlerin işbirliği yaptığını, buradaki sanıkların evlerindeki belgelerden “Kolektif İbo”, “Kolektif Deniz” isimlerinin çıktığını kanıt gösteriyor Halkevleri’nin, Öğrenci Kolektifleri’nin terör bağlantısına. Bütün sol yapıları 1970’lerde varlığı son bulan THKP-C’ye bağlıyor. Uğultular yükselirken, heyet müzakereye çekiliyor.

Savcıya gözaltı

Savcı da çıkacakken kapıdan, bir tepki daha geliyor; “Siz heyetle gidemezsiniz, tarafsınız.” Bu tepkiyle yerine oturup, heyeti bekliyor Yüksel. “Ben hasmınız mıyım, odama çıkacaktım” diyor. Heyet 5 dakikada geliyor. Görevle ilgili kararını yargılama bittikten sonra açıklayacağını bildiriyor. Sorgular başlıyor.
Sanıkların arkadaşları dışarıda sloganlarını yükseltiyor, seslerini duyurmak için. İddianameye göre suç hepsi. 12 Eylül darbesini soruşturan savcılığın açtığı 12 Eylül artığı bir dava görülüyor. 

CHP’li Tarhan: Yeni bir Silivri

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, adliye çıkışında, iddianamede, şemsiyenin bile suç aleti gösterildiğini belirterek, “Bir eylem ve silah yok ama silahlı terör örgütüne üye oldukları söyleniyor. Görevsizlik itirazları, kısa bir görüşmeden sonra reddedildi. 2012 arefesinde yargıdan utanç manzaraları. Yeni bir Silivri ile karşı karşıyayız” dedi.

CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan da “O topraklardan vatan haini çıkmaz. ‘Eşkıya Hopa’ya indi’ denmişti, şimdi eşkıya Ankara’ya indi” diye konuştu.

Duruşmada güldüren diyalog

Sanıklardan Hikmet Tanıl, savunmasında, “iddianamenin, askeri darbe dönemlerini aratmayacak nitelikte olduğunu” söyleyerek, “Tarih, bizi 52 yıla kadar yargılayanları da bir gün yargılayacaktır” dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir, “Biz de dahil miyiz, yargılanacaklara?” diye sordu. Tanıl, bu soruya, “Sizi bilmiyorum, ama iddia makamı dahil” karşılığını verdi. Bu yanıta Örsdemir ve iddianameyi de hazırlayan Savcı Hakan Yüksel ile salondaki izleyiciler güldü.

NOTLAR

2 bin kişiye karşı 3 bin polisle önlem

- Duruşma için Türkiye’nin dört yanından gelen yaklaşık 2 bin kişi, duruşma boyunca adliye önünde bekledi. Kalabalık, beklerken halay çekti ve sloganlar attı. Bu sırada kalabalığa “Ergenekoncular” diye bağıran bir kadın, polis tarafından uzaklaştırıldı.
- Alana yerleştirilen, üzerinde “Böyle oyun görülmedi Ankara Adliyesi’nde” yazan, maskeli adalet terazisi dikkati çekti.
- Ankara polisi dava önceki geceden başlayarak geniş güvenlik önlemleri aldı. Ankara genelinde yaklaşık 3 bin polisin görevlendirildiği öğrenildi.
- Salonun kalabalıklığı, izleyicilerin cep yasağını delmesine yol açtı. Sanıklar savunmalarını yaparken, bazı izleyiciler, cep telefonlarını kullanarak, gelişmeleri twitter hesaplarında duyurdu.

Milliyet
Yayın Tarihi : 10 Aralık 2011 Cumartesi 09:17:49
Güncelleme :10 Aralık 2011 Cumartesi 09:24:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?