18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

6 yıldır biliyormuş netekim

Türkiye’nin 7’inci cumhurbaşkanı Kenan Evren, ABD eski başkanlarından Ronald Reagan’ın rahatsızlığını kamuoyuna açıklandıktan 6 yıl önce öğrendiğini söyledi. Evren, ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi’ne yönelik politikasını ise "zor kullanmayı" içerdiği için doğru bulmadığını ifade eti.
Evren, ABD’den tüm dünyaya yayın yapan Amerika’nın Sesi Radyosu'ndan Alpaslan Esmer'in sorularını yanıtladı.  Evren, ABD eski başkanlarından Ronald Reagan’ın ölümüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Evren, Reagan’ın, kendi hastalığını resmen açıkladığı 1994 yılından çok önce, 1988 yılının Haziran ayında ABD’ye yaptığı gezide, Reagan’ın hastalığından kendisini haberdar ettiklerini kaydetti.
Evren, ABD’li yetkililerin "Biraz hafif unutkanlıklar başlıyor. Bu Alzheimer hastalığının arazları başladı. Yavaş yavaş bazı şeyleri unutuyor" dediklerini belirtti. Bunu kendisine kimin söylediğini hatırlamadığını belirten Evren, "Kulağıma fısıldadılar. Tabi belki de yanılmış olabilirler.
Bana o tarihte böyle aksettirdiler. Ben de öyle biliyordum" diye konuştu.

RÖPORTAJIN TAMAMI

Kenan Evren’in VOA’ya yaptığı açıklamalar şöyle:
"VOA: Sayın Evren, geçtiğimiz hafta sonu Amerika eski başkanlarından Ronald Reagan öldü. Cenazesi yarın getirilecek ve resmi bir devlet töreninin ardından, Cuma günü toprağa verilecek. Siz Reagan’la aynı düzeyde bir cumhurbaşkanı olarak görüşmüş bir liderdiniz. 1988 yılında, Ronald Reagan’ın resmi davetlisi olarak Amerika’ya geldiniz.
Ronald Reagan o dönem sizin gözünüzde nasıl bir başkan izlenimi bıraktı?
KENAN EVREN: Hakikaten 1988 senesinin Haziran ayı başıydı. Amerika seyahatim mevzubahis olunca gittim.
Kendisiyle tanışma olanağını buldum. Çok etkilendim. Yani diyebilirim ki, şimdiye kadar bir çok devlet adamıyla karşılaştım. Ama Reagan’la yaptığımız konuşmanın etkisini hala hafızamda muhafaza ederim. O sırada da, bu Alzheimer hastalığının başladığını bana belirtmişlerdi. "Biraz hafif unutkanlıklar başlıyor," demişlerdi. Ölümünden duyduğum üzüntüyü tabi, tarif etmek mümkün değil. Çok üzüldüm. Tüm Amerikan halkına bu acıdan dolayı, ben de bu acıya iştirak ettiğimi belirtmek istiyorum. Okuduğum ve takip ettiğim kadarıyla, hakikaten çok büyük sıkıntılara maruz kalmış. Eşi Nancy Reagan da beyanat veriyor. Ben onu da okudum. "Buna bir çare bulun" diyor. Çok kötü bir durumda hayatını sürdürmüş.
VOA: Demin Alzheimer hastalığını duydum dediniz...
EVREN: Evet...
VOA: Reagan 1994 yılında halka yayınladığı bir mesajda bu hastalığı duyurmuştu. Siz bu hastalığı daha önce duymuş muydunuz?
EVREN: Ben de onu söylemek istiyorum. Oraya gittiğim zaman, bana dediler ki, "Bu Alzheimer hastalığının arazları başladı. Yavaş yavaş bazı şeyleri unutuyor," demişlerdi, Amerika’daki seyahatim sırasında. Kim söyledi, şimdi onu hatırlayamıyorum. Ama böyle birşeyi bana fısıldadılar. Ben yaptığım konuşmada bunu hissetmedim. Gayet güzel konuşmalar yaptık. Haziran’ın başıydı. Tabi, belki de yanılmış olabilirler. Bana o tarihte böyle aksettirdiler. Ben de öyle biliyordum.
VOA: Reagan’ın başkanlık yaptığı 8 yıl, dünya için çok zorlu bir dönem oldu. Bütün güçler, tabiri caizse, kılıçlarını çekmiş vaziyette her an bir savaş tehlikesi altında bekliyordu. Siz de bu zorlu dönemde hem Amerika’nın müttefiki olan, hem de Sovyetler Birliği’nin komşusu olan bir ülkenin cumhurbaşkanıydınız. Reagan her zaman Komünizmi yıkan, yıkılmasına yardımcı olan bir lider olarak anıldı.
Siz bu görüşe nasıl bakıyorsunuz?
EVREN: Evet onda haklısınız. Çünkü, hakikaten Komünist rejim altındaki Rusya, bizim için, Türkiye için büyük bir tehdit oluşturuyordu. Bu yüzden, gücümüzün dışında bir silahlı kuvvetleri bulundurmak zorunda kalıyorduk. Yalnız biz değil, diğer komşu ülkeler de aynı sıkıntıyı çekiyorlardı. Onun için Reagan’ın başlatmış olduğu, o zamanki Sovyet Rusya devlet başkanıyla yaptıkları bir anlaşmayla bu Soğuk Savaş’a son verdiler ve dünya ferahladı.
Ondan sonra da biliyorsunuz. Sovyet Rusya’da Komünizm rejimi sona erdi ve bugün batı ülkeleriyle artık aynı safta, hatta NATO’ya dahil olması, Avrupa Birliği’ne dahil olması bile konuşuluyor. Bu büyük bir değişiklik ve tabi, bunu başlatan da Reagan’dır.
VOA: Sizin resmi ziyaretiniz sırasında, bu ülkeye (Amerika’ya) geldiğinizde, Türkiye’yle ABD arasında bir Ermeni sorunu yaşanıyordu. Amerikan Kongresi Türkiye aleyhine bir Ermeni karar tasarısı geçirmeye çalışıyordu.
Siz bu zorlu dönemleri nasıl atlattınız, bir cumhurbaşkanı olarak?
EVREN: (Gülüşler...) Doğru. Hakikaten, o dönemde Ermenilerle aramızda büyük bir problem vardı. Zannediyorum bizim 50’ye yakın diplomatımızı katletmişlerdi. Bu konu da mevzubahis oldu orada. Tabi, Reagan’ın yapacağı birşey yoktu. Ama, Kongre’den bu geçişini önledi. Aslına bakarsanız, benim bu seyahatim bir sene evvel yapılacaktı.
Beni davet etttikleri zama 1988’den önceydi. 1987’de yapacaklardı bu daveti. Tam o sırada bu Ermeni tasarısı Kongre’ye sunuldu ve neredeyse kabul edilmek üzereydi. Onun üzerine ben (seyahatimi) geciktirdim. Tabi bizim Dışişleri kanalıyla, "Şu sırada, Amerika’ya gitmem mümkün değil, ilerki bir tarihte yaparız bunu," demiştim. Sebebi de, bu Kongre’ye verilen önerilerle ilgili karar tasarısıydı. Sonra bu reddedildi, biliyorsunuz. Ondan sonra 1988’de seyahatimi yapma imkanına kavuştum.
VOA: Sizin dönemdeki Türk-Amerikan ilişkileri bazı açılardan zorlu konuların arasında geçti. Gerek Soğuk Savaş yaşandı, gerek Ermeni sorunu bazen iki ülke ilişkileri arasında gerginlik yarattı. Peki, şimdiye baktığınızda Türk- Amerikan ilişkileri ne düzeyde?
EVREN: Türk-Amerikan ilişkileri daima iyi olmuştur benim kanaatime göre. Arada sırada elbette, bu ülkeler arasında bazı anlaşmazlıklar olur. Bunu normal karşılamak gerekir. Hiçbir ülkeye gösteremezsiniz ki, tarih boyunca herhangi bir ülkeyle dost olarak kalabilsin. Arada sırada bunlar olur. Tabi Amerika’yla da bizim bazı problemlerimiz olmuştur. İşte, Ermeni tasarısı dolayısıyla olmuştur. Kıbrıs meselesi dolayısıyla olmuştur. Ama, sonunda aklı selim ağır gelmiş ve iki taraf da halli yolunu bulmuşlardır. Onun için o dönemlerde de böyle bazı şeyler oldu. Mesela Kıbrıs hadiselerinden sonra, biliyorsunuz, dört seneye yakın ambargo altında kaldık. Ama bunlar artık geride kaldı. Şimdi Amerika’yla ilişkilerimiz çok iyi bir durumda devam ediyor.
Benim kanaatim bu.
VOA: Türk-Amerikan ilişkilerinin şimdiki durumuna bakarsak, biraz ilişkiler Irak temelinde yürüyor.
Amerika’nın Ortadoğu konusunda hazırladığı bir plan var.
Bölge ülkeleri için bir "demokratik yönetim" öngörüsü var, veya en azından bu sonuca yaklaştırmaya çalışan bir planı var. Ve Türkiye’ye de bu aşamada örnek ülke olabileceği bir rol vermeye çalışıyor. Siz bu görüşe (bu plana) katılıyor musunuz?
EVREN: Ben bunu tabi, basından da takip ediyorum.
Ancak, benim kanaatime göre, ülkeleri böyle zorlayarak, demokratik sisteme döndürmek, bu asırda biraz zor. Halk bilinçlenmedikten sonra, halk demokrasinin iyiliklerini, kendilerine getireceği kolaylıkları kabul etmeden, böyle birşeyi, üzerin(d)e zor kullanarak yapmak, iyi netice vermez kanaatındayım. Bugün Irak’taki hadise gözümüzün önünde.
İsrail-Filistin hadiseleri ne hale geldi, onu da biliyoruz.
Bunlar daha halledilmeden, şimdi "Bütün Ortadoğu’daki ülkelere demokrasi getireceğiz. Sıkı rejimi ortadan kaldıracağız," diyerek, herkesi ayağa kaldırmanın bence doğru olmayacağı inancındayım. Peki, diyelim ki bunları yaptılar. Çin’de de demokrasi var mı? Orayı ne yapacaklar?
Pakistan’ı ne yapacaklar? Bangladeş’i ne yapacaklar? Yani bir zaman gelecek, halklar kendiliklerinden o tek taraflı rejimi kaldıracaklar ve demokrasiyi getireceklerdir. Benim inancım budur. Yani ben, Amerika’nın bu politikasını doğru bulmuyorum.
WOA TÜRKÇE SERVİSİ
Yayın Tarihi : 9 Haziran 2004 Çarşamba 16:38:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ali şahin IP: 81.215.58.xxx Tarih : 10.06.2004 18:23:29
yine kenan paşa döktürmüş...ne diyelim heralde aynı hastalık onada geliyor belkide.