AB liderleri Brüksel`de Cuma günü Türkiye ile katılım müzakerelerinin başlaması için 3 Ekim 2005 tarihini kararlaştırırken, üst düzey bir Türk yetkili tarama sürecinin bu tarihten sonra başlama ihtimali nedeniyle müzakerelerin fiilen 2006 yılının başına sarkacağını söyledi.

Zirve toplantısı öncesi, AB`den gelen haberler, Türkiye`nin fiili olarak müzakereleri yapabilmesi için AB Komisyonu tarafından gerçekleştirilecek tarama sürecinin Hükümetlerarası Konferans, 2005`in ikinci yarısına kalsa bile, ilk yarıda gerçekleşebileceği yönündeydi.

Ancak bugün gazetecilere bir açıklama yapan üst düzey yetkili, ``(Taramanın zamanı) Komisyon`un hazırlayacağı müzakerelerin çerçeve kâğıdından sonra netleşecek. Ama görünen o ki, hükümetlerarası toplantı öncesi tarama fizibıl değil. Öyle anlaşılıyor ki müzakerelerin fiili açılışı 2006 başlarına sarkacaktır`` diye konuştu.

Müzakereler, bir tarafta bütün Üye Devletlerin ve diğer tarafta da ilgili aday ülkenin katılacağı Hükümetlerarası Konferans tarafından yönetilecek. Konferans ilk toplantısını 3 Ekim 2005`de yapacak.

Fiili müzakereler, her biri belirli bir politika alanını kapsayacak şekilde bir dizi fasıla bölünecek.

MÜZAKERELER İÇİN ÇERÇEVE NİSAN 2005`TE Aynı yetkili, AB Komisyonu tarafından hazırlanacak ve Türkiye ile üyelik müzakerelerinin çerçevesini belirleyecek olan belgenin ise gelecek yıl Nisan ayı civarında çıkmasını beklediklerini söyledi.

AB liderleri Cuma günkü toplantıda her bir aday ülke ile yürütülecek katılım müzakerelerinin, ``müzakereler çerçevesine`` dayanacağı konusunda anlaşmaya vardı.

Liderlerin sonuç bildirgesinde Komisyon tarafından tavsiye edilecek ve Konsey tarafından oluşturulacak her aday için oluşturulacak çerçevelerde 1 Mayıs`ta gerçekleşen ve 10 ülkenin dahil olduğu beşinci genişleme sürecinde kazanılan deneyimlerin hesaba katılacağı belirtildi. Uzmanlar bunun müzakere sürecinin şartlarının Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan için daha önceki adaylardan daha zor olacağı anlamına geleceğini söylüyorlar.

Yetkililer, Komisyon`un müzakere çerçeve belgesinde 29 müzakere fasılının her biri için açılış ve kapanış kriterlerinin ne olacağına da açıklık getireceğini söylediler.

KIBRIS`TA UYUM PROTOKOLÜ ``ÇEKİNCELİ`` İMZALANABİLİR Üst düzey bir yetkili, Başbakan Tayyip Erdoğan`ın Cuma günü AB liderlerine 1963 Ankara Anlaşması`nın aralarında Kıbrıs Rum yönetiminin de yer aldığı 10 yeni üyenin AB`ye katılımını da dikkate alarak benimsenmesine yönelik protokolün imzasının Rum yönetimini ``tanıma`` anlamına gelmeyeceğinin çok net olarak altını çizdiğini belirtirken, ``Türkiye bu protokolü müzakere ettikten sonra çekinceleriyle imza atabilir`` diye konuştu.

Aynı yetkili, bu çekincelerin Rum kesiminin siyasi ya da hukuki tanınmasını önleme amacına yönelik olacağını söyledi.

AB liderleri geçen hafta Perşembe akşamı getirdikleri ve Cuma sabahı görüşmeleri durdurma noktasına getiren önerilerinde, Türkiye`nin uyum protokolünü parafe ederek zirveden ayrılmasını istediler. Ancak Erdoğan`ın bunu kesinlikle kabul etmeyeceğini söylemesi üzerine Türkiye`nin müzakerelerin başlayacağı 3 Ekim 2005 tarihine kadar protokolü görüşerek sonuçlandıracağı taahhüdü zirve sonuç bildirgesine girdi.

Bir başka Türk yetkili, ``Yarın protokolü görüşmeye başlayacağız ama bu pazarlık ne kadar sürer bunu söylemek için erken`` diye konuştu.

Protokol topluluk adına AB Komisyonu ile müzakere edilecek ve AB dönem Başkanlığı ile imzalanacak.

Ankara Anlaşması TBMM`de kabul edilen bir anlaşma olduğu için uyum protokolünün Meclis onay sürecinden geçmesi gerekiyor.

Yetkililer, bir yandan protokol devam ederken diğer yandan Kıbrıs`ta birleşmeyi sağlayacak bir çözüm için girişimlere de Türkiye`nin destek vermeye devam edeceğinin altını çiziyorlar.

AB zirvesi sırasında Brüksel`de bulunan BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs`ta iki tarafın da istemesi durumunda iyi niyet misyonu çerçevesinde çalışabileceğini söylemişti.