24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

AB Troykası’ndan polis müdahalesine tepki

Ankara’da temaslarda bulunan AB Troykası yetkilileri, İstanbul’da Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yapılan gösteriye tepki gösterdi. AB heyeti, olayla ilgili soruşturma açılmasını isterken, Dışişleri Bakanı Gül de gösterinin izinsiz olmasına rağmen görüntülerin üzücü olduğunu kaydetti.

Türkiye ve AB Troykası’nın bugün Ankara’da yaptığı toplantı dün İstanbul’da Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan göstericilere polisin sert müdahalesiyle ortaya çıkan görüntülerin gölgesinde geçti.

Avrupa Birliği’nin şimdiki Dönem Başkanı Lüksemburg’un Dışişleri Bakanı AB Dönem Başkanı Lüksemburg Jean Asselborn, gelecek dönem başkanlığı üstlenecek olan İngiltere’nin Avrupa Bakanı Denis MacShane ve AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn’in oluşturduğu heyet, Türk hükümetinden konunun üzerine gidilmesini ve soruşturma açılmasını talep etti. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de gösterinin yasadışı olmasına rağmen, polisin şiddet kulanması sırasında ortaya çıkan görüntülerden üzüntü duyduklarını ifade etti.

Kıbrıs konusu

Toplantının ağırlıklı konusu ise Kıbrıs oldu. Türkiye, Avrupa Birliği ile müzakereler başlamadan önce, tüm Avrupa Birliği’ne üye ülkelerle ilişkilerini yeniden düzenleyen uyum protokolüne imza atmak zorunda. Bu protokol için yapılan pazarlıklar hala sürüyor. Türkiye, protokolün Güney Kıbrıs’ı tanıma anlamına gelmeyeceğini konusunda ısrarlı.

Troyka yetkilileri, uyum protokolünün birkaç hafta içinde imzalanabileceğinden umutlu olduklarını ifade ettiler ve imzadan sonra Kıbrıs sorununun çözümü için Avrupa Birliği’nin inisiyatif alması konusunda elinin güçleneceğini ifade ettiler. Türkiye, Avrupa Birliği’nden Kuzey Kıbrıs’a yönelik ambargoların da kaldırılmasını istiyor. Avrupa Birliği de uyum protokolünün imzalanmasından sonra bu konuda gelişme olabileceğine dair umutlar verdi.

Daha fazla çaba bekleniyor

Avrupa Birliği’nin dönem başkanlığını yürüten Lüksemburg’un Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Müslüman olmayan azınlıkların hakları, bölgesel farklılıklarının giderilmesi konusunda çalışmalar yapılması, işkenceye sıfır tolerans politikasına devam edilmesi ve Türkçe’den başka dillerin kullanımı konusunda Türk hükümetinin daha fazla adım atmasını istedi. Toplantıda, Türkiye’nin içine girdiği reform sürecinin tersine çevrilemez olduğuna da vurgu yapıldı ve son zamanlarda ortaya çıkan, “Türkiye reform ve Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde hız mı kesti” tartışmalarına da açıklık getirildi.

Türkiye, süreçte bir yavaşlama olmadığını öne sürüyordu. Avrupa Birliği’nin üzerinde durduğu Müslüman olmayan azınlıklara geriye dönük bazı haklar da verecek olan Dernekler ve Vakıflar Kanunu hala yasallaşmadı. Ankara, böyle bir yasanın mali yüklerinden endişe ediyor. Kolluk Kuvvetleri ile ilgili düzenlemeler de polis teşkilatının itirazları nedeniyle ağırdan alınıyor. Gül, bugünkü toplantıda önlerinde zaman olduğunu, ancak reformlardan ve uygulamalardan asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Başmüzakereci belli değil

Avrupa Birliği ile Ankara arasında bir sorun olmaktan çok, iç kamuoyunda tartışılan bir nokta da 3 Ekim’de başlaması beklenen müzakereleri yürütmek için henüz bir başmüzakerecinin atanmamış olması. Türk yetkililer, adaylık statüsünün verildiği Helsinki Zirvesi’nden beri, müzakereler için gerekli alt yapının oluşturulduğunu, müzakereler de asıl belirleyici olanın Avrupa Birliği tarafından hazırlanacak olan müzakere çerçeve belgesi olduğunu söylüyorlar.

Bu çerçevede belge müzakere esaslarını belirleyecek. Ankara, belge çıkmadan başmüzakereci atansa bile, yapacak çok fazla bir işi olmayacağını düşünüyor. Çerçeve belgede, diğer aday ülkelere uygulanan kriterlerin uygulanmasını isteyen, bugünkü toplantılarda Avrupa Birliği’nden çerçeve belge için elini çabuk tutmasını da istedi.


DW TÜRKÇE
Yayın Tarihi : 8 Mart 2005 Salı 00:41:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?