20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

'AB Türkiye'yi kabul etmeli!'


Başbakan Erdoğan, Saraybosna'da bir yardım kuruluşu olan Merhamet Derneği'ni ziyaretinin ardından Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'ne geldi.

Burada öğrencilere hitaben bir konuşma yapan Erdoğan, Türkiye ve Bosna- Hersek'in kültürel ve tarihi bağlarla birbirine sıkı sıkıya bağlı iki dost ülke olduğunu söyledi.

Erdoğan, ''Tarih bize şunu göstermiştir; Bosna-Hersek üzülürse Türkiye üzülür, Bosna-Hersek sevinirse Türkiye sevinir. İşte bundandır ki Bosna- Hersek'in huzur, güven ve barış içinde yaşamasını en çok biz istiyoruz'' dedi.

Dünyanın hızla değiştiğini dikkati çeken Erdoğan, siyaset, ekonomi ve uluslararası ilişkilerde artık yeni anlayışlar olduğunu ifade etti.

Bugün dünyanın bir çok ülkesinin tarihten gelen anlaşmazlıkları çözümlediklerini belirten Erdoğan, bu ülkelerin artık hep birlikte kalkınma mücadelesi verdiklerini dile getirdi.

Demirperde ülkelerinin önemli bir bölümünün kalkınma yolunda önemli ilerlemeler kaydettiklerini ve Avrupa Birliği'ne üye ya da aday ülke haline geldiklerini anlatan Erdoğan, Bosna-Hersek'in bu rekabet ortamının dışında kalmasını kimsenin isteyemeyeceğini söyledi.

Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerine başladığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

''Yolumuz uzun, biliyoruz. Uzun ince bir yolun olduğunu da biliyoruz. Kararlıyız, er veya geç bunu başaracağız. Avrupa Birliği üyesi ülkeler Türkiye'yi aralarına katmadılar. Çok açık söylüyorum, Türkiye'nin kaybedeceği hiçbir şeyi yoktur, ama AB kaybeder. Niye kaybeder? Şu anda biz bildiğiniz gibi Medeniyetler İttifakı'nın çalışmasını sürdürüyoruz ve diyoruz ki Medeniyetler İttifakı'nın dünyadaki en önemli adresi Avrupa Birliği olmalıdır. Çünkü AB içerisinde halkı Müslüman olan tek ülke Türkiye olacaktır ve bir buçuk milyarlık İslam Dünyası ile Batı Dünyası arasında köprü olabilecek tek ülke Türkiye'dir.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde aktif bir rol alır hale gelmesi, medeniyetler çatışmasını ters çevirecektir. Bu bakımdan Türkiye'nin AB'ye girmesi gereklidir. Aksi taktirde kaybeden onlar olacaktır.''

'BİZİM İÇ VE DIŞ BORCUMUZUN TOPLAMI 240 MİLYAR DOLAR'

Konuşmasında Türkiye'deki ekonomik gelişmelerden örnekler de veren Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin iç ve dış borcunun toplam 240 milyar dolar olduğunu söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

''Türkiye'nin kamu borç stokunun 'çok büyük' olduğu söyleniyor. Biz göreve geldiğimizde Türkiye'nin milli gelirine oranı itibariyle devletin borç stoku yüzde 78.3'tü. 2007 rakamı bu ay sonunda belli olacak. Kesin rakamı veremiyorum. Arkadaşlarımdan aldığım bilgiler, tahmini olarak söylüyorum, yüzde 40'ın altına düştük, yüzde 35 ile 40'ın arasına oturduk.

Bizim iç ve dış borcumuzun toplamı 240 milyar dolar devletin borcu. Şimdi diyorlar ki bu çok büyük bir borç eğer bunun yüzde 78.3'den hesabını yapacak olursak bu neye tekabül ederdi biliyor musunuz? Şu anki milli gelirimizle bunun bir hesabını yapacak olursak bu rakamın ulaşacağı yer yaklaşık 380 milyar dolar olurdu.

Şimdi bunlar ne yapıyor. Diyorlar ki özel sektörün de borcu var. Özel sektörün dış borçlanması devleti ilgilendirmez. Tamamıyla o özel sektörün kendine aittir. Yüzde 78.3'ün içinde de bu borç yoktur. Yüzde 40'ın altına düşecek oranın içinde de bu borç yoktur.''


'TÜRKİYE'Yİ TUTANA AŞK OLSUN'

Enflasyonu da yüzde 30'lardan yüzde 8 seviyesine düşürdüklerini anlatan Erdoğan, kişi başına milli geliri 10 bin doların üzerine çıkarmayı amaçladıklarını vurguladı.

Erdoğan, ''10 bin doları aştıktan sonra Türkiye'yi tutana aşk olsun. Gümbür gümbür gideceğiz her alanda. Başaracağız, çoğu gitti azı kaldı'' diye konuştu.

aa
Yayın Tarihi : 25 Mart 2008 Salı 22:09:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
El salud IP: 78.176.22.xxx Tarih : 26.03.2008 13:41:04

"Tarihini öğrenemeyen onu tekrar tekrar yazmak zorunda kalırmış. Ta ki öğrenene kadar. Ama her yeniden tarih yazmanın bedeli o ana kadar ödenenlerden daha pahalıya mal olur." Borçlu Osmanlının son dönemlerinde, yıllarca savaş meydanlarında zafer yüzü görememiş ülkeler koca imparatorluğa el koymuşlardı. Ülke onların çıkarları için kendisini ilgilendirmeyen savaşlara taraf oluyordu. Çanakkalede 250.000 vatan evladını şehit verdiğinde ordularının başında bir yabancı general bulunuyordu. Biz savaşmak için Yeni Zelanda'dadan gelenleri küçümserken kendi topraklarımızda ordularımızı kumanda edememenin aczini göremiyorduk. Baştaki padişahlar son yılarda kendilerine saray ve yalı yaptırmak için bankerlerden aldıkları borçlarla koca İmparatorluğu batağa sürüklemişti. Devletin tüm gelir kaynaklarına alacaklıların devletleri tarafından el konulmuştu. Ülke bu kara yazısını Atatürk önderliğinde verdiği onurlu bir Kurtuluş Savaşı ile sildi. İnanılmazı başaran Türkiye Cumhuriyeti yeniden canlanmaya başladı. Hedef daha büyük ve daha ilerdeydi. 80 yıl sonra bir savaşın ateşinden kalanlarla kurduklarımızı satarak girdiğimiz ekonomik bataklıktan çıkmaya çalışıyoruz. Özgür bir ülkenin memuruna, işçisine, emeklisine ne ücret vermesi, ne kadar zam yapması gerektiği IMF ve diğer alacaklılar hükümetlerimize dikte ettiriyor. Ülkenin bir yere kadar gelen sanayi kuruluşları yavaş yavaş kapanıyor, ya da biraz daha ayakta kalabilmek uğruna bugün sattıkları ürünlerinin bedellerini 6 ay sonra başlamak kaydıyla 12 taksitte almaya razı oluyorlar. Çünkü fabrikalardaki üretim çarkının durmaması gerekli. Ülkenin telekomünikasyon, petro rafinerisi ve finans kuruluşlarının tek tek yabancıların eline geçiyor. Ülkenizde yerli bir tek ilaç şirketiniz kalmıyor. Yabancı ilaç firmalarının karları artırılmak üzere "halkımıza hizmet sloganıyla" ilaca kolay ulaşım politikaları hayata geçiriliyor. Kendi ülkelerinde tedavinin süresi ve alınacak doza gore sayı ile verilen ilaçlar ülkemizde kutu kutu dağıtılarak inanılmaz bir israf başlatılıyor. Devletin sağlık harcamalarında ilacın payı bir anda katlanarak artıyor. Memuruna, işçisine, emeklisine yıllardır aynı parayı vermesine rağmen masrafları artan devlet, bütçe açıklarını suçlu halkıynış gibi koyduğu yeni vergiler ve zamlar ile kapatmaya çalışıyor. Sorarım sizlere bu tablo tanıdık gelmiyor mu?


oflu fatih IP: 88.78.191.xxx Tarih : 25.03.2008 22:55:01

EL SALUTMUSUN NESIN BILMEM AMA BENIM ÜLKEMI KÜCÜLTMENE MÜSAADE ETEMEM TÜRKIYENIN EKONOMIK YAPISINI BEGENMIYE BILIRSIN AMA AB BIRLIGINDEKI ÜLKELERI BIR ANALIZ EDELIM ROMANYA VATANDASI TÜRKIYETE EKMEK BESINDE BULGARISDAN MALUMUNUZ POLANYA YÜZTE ELLISI ALKOLIK BIR ÜLKE EKONOMILERINI BILIYORMUSUN EZBERE ÖTMEYIN BIRAZ ARASTIRIN TÜRKIYE HER KONUDA ILERLIYOR FARKINDAMISIN TEKNELOJI TURISTIK ALANLAR VESAYRE TAHA TOPRAGININYÜZTE ONU ISLENMEMIS BIR ÜLKE ALLAHA SÜKÜR YINETE TIM TIK AYAKTAYIZ SANIRIM EL SALUT ANLAMISTIR OFLU FATIH


El salud IP: 78.176.22.xxx Tarih : 26.03.2008 11:49:52

Buranın yorumcular arasında sataşma alanı olmaması gerektiğini inanırım. Yorumunuz sadece haberle ilgili olmalı. Siz OFLU FATİH olarak Of'dan ülkenizi güllük gülistanlıkda görebilirsiniz. Türkiye 50 yıl once dışarıya 750 milyon $ borçluyken bugün 300 milyar$ üzerinde borcunuzun olması sizi pek üzmeyebilir. Bir gecede kalem oynatılarak Kişi Başına Milli Gelirinizin 1.750 $ artması üzerine sevinçten taklalar atarken, ülkenizin yarısının açlık sanırının altında yaşama zorlanarak geceleri yatağa aç girdiklerini ve nüfusunuzun %15'inin işsiz aylak dolaşmasını görmek istemeyebilirsiniz. Geçtiğimiz yıl ithalatınız ve ihracaaatınız arasında ihracaatınız aleyhine gerçekleşen 34,5 milyar $ açıkta sizi çok rahatsız etmeyebilir. Hükümetinizin üzerinde oturduğu sıcak parayı kaçırmamak için dünyanın en yüksek faiz oranıyla borçlanmaya boyun eğmesi. Bu faizi Afrika ülkelerinin bile dış borç alırken vermediğini, Japonya'daki ev kadınlarının bile bu faiz hovardalığınızı dayanamayıp, ülkenizin borçlanma senetlerini almak için sıraya girmeleri de sizleri çok olumsuz etkilemeyebilir. Bir an için borç bulup buğday ithal edemezseniz ekmek bulmaktada zorlanacağınızı düşünemeyebilirsiniz. İstersek IMF'ye olan borcumuzu bir gecede öderiz diye açıklama yapan bakanlarınız da sizleri çok mutlu eder de bu borcu ödemek yerine neden hala yüksek faiz ödemeye talim ettiğinizi kendi kendinize soramayabilirsiniz. Ama siz 5 yılda 80 yıllık Cumhuriyet kazanımlarınızı, otel odalarında yahudi bankerlere özel toplantılar ve artırma ile yalvara yakara küresel sermaye gruplarına üç paraya satıp çar çur ederken, 100 yıl öncesine kadar Osmanlı'nın eyaletleri olan Polonya, Romanya ve Bulgaristan'nın kişi başı milli gelirlerinin Türkiye'nin 2 katından fazla, yıllık enflasyon oranlarının AB standartlarında yani %3 olduğunu, gelir dağılımında adaletsizlik olmadığını, Her üç ülkeninde yıllık sanayi malı ihracaatının Türkiye'nin kat kat üstünde olduğunu, Sürekli tüketen değil, tükettiğinden fazla üreten ülkeler olduklarından, AB entegrasyonunda daha Türkiye'ye tarih bile verilmezken onların AB üyesi olduklarını, iç savaştan yeni çıkan Hırvatistan'ın bile 2 sene sonra 2010 da AB üyesi olacağını bilmezseniz Dünya sadece Of'dan ibaret sanırsınız. Bu arada internet'ten falan bahsedip, onun bilgi erişim olanaklarını kullanmamayı yeğlemenizde ilginç.


kadir aksarayli IP: 213.17.63.xxx Tarih : 26.03.2008 01:03:26

Allah yolunu acik etsin baskanimiz.Seni ne disaridaki ne icerideki koministler tutabilir.HAKIMIYET KAYITSIZ SARTSIz milletindir.


MUHAMMET BALCI IP: 85.110.13.xxx Tarih : 25.03.2008 23:20:33

SAYIN BAŞBAKAN SEN GÜMBÜR GÜMBÜR GİDERSİNDE BİZ HERALDE YERİMİZDE SAYARIZ.BU ÜLKEDE EN REFAH HAYAT YAŞAYAN KESİMLERİNDEM BİRİSİ MEMUR KESİMİYDİ ŞİMDİ MEMUR YOKSULLUK İÇİNDE YAŞIYOR .AMA SEN YİNEDE GÜMBÜR GÜMBÜR GİTMEYE DEVAM ET.KİM TUTAR SENİ!!!


El salud IP: 88.242.147.xxx Tarih : 25.03.2008 22:37:35

Emriniz olur! Halkının yarısı açlık sınırında, nüfusunun %15'inden fazlası işsiz. Yolsuzluk almış başını gidiyor. Ülke çağın 1400 yıl gerisindeki karanlık bir döneme götürülüyor. AB sırtındaki safralardan kurtulma derdinde Türkiye'yi ne yapsın?


Murat Aktaş IP: 88.247.67.xxx Tarih : 26.03.2008 12:12:00

Arkadaşım, memur ne zaman rahat yaşadı acaba,yoksa sen uzaydamı yaşıyorsun,bu ülkede insanlar sizler gibi nankör değil, ülkenin durumunu at gözlükleriyle inceleyen sizler, şunu bilmelisinizki, son 5 yıldır ülke atılım içerisindedir, ama sizin gibi kendinden başkasını düşünmeyen, ve kafasındaki dogmalarla hareket eden, ülkeye hiçbir katkıda bulunmayan, amip benzeri tek hücreli, hatta türü tükenmişler olarak, konuşmaya devam eeceksiniz, ama kervan yürüyecek merak etmeyin...