Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Birtan Altınbaş'ı 1991 yılında işkence ile öldürdükleri iddiası ile 8 polisin yargılandığı davaya bugün devam edildi.
Duruşmayı çok sayıda avukatın yanısıra ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Siyasi İşler bölümünde görevli Philip W. Kaplan ve Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşu'nun gözlemcisi Elsane Le Tennec de izledi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada Çevik Kuvvet ekipleri, gerek duruşma salonunun önünde gerekse Adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Duruşmaya Altınbaş'ı destekleyen çok sayıda öğrenci ve 18 tane savunma avukatı katıldı. Duruşmaya katılacağını daha önce demeçlerinde beyan eden sanık emekli başkomiser İbrahim Dedeoğlu, duruşmaya katılmazken yeni avukatı Ahmet Özçiçek duruşmaya katıldı. Duruşmaya Özçiçek'in yanında sanıklardan Sadi Çaylı ve Süleyman Sinkil'in avukatı Mehmet Eren ve sanık Cavit Orhan'ın avukatı Mehmet Emin Bağcı duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada söz alan Altınbaş'ın avukatı Oya Aydın, daha önce yaptıkları yazılı ve sözlü savunmaları tekrarladıklarını, sanıkların işkence ile Birtan Altınbaş'ı öldürdüklerini belirterek, cezalandırmalarını talep etti. Aydın, gözaltındayken sanık polislerin Altınbaş'a işkence yaparak 'Gebereceksin, öleceksin' dediğini iddia etti. Aydın ayrıca, sanıkların indirimden yararlanmamasını ve sergiledikleri davranışları nedeniyle kaçma şüphesinden dolayı tutuklanmalarını talep etti.
Mahkeme, Ankara Cumhuriyet Savcı Şemsettin Yeşil'e esas hakkındaki mütaalasını sordu. Savcı, daha önce verdiği mütaalayı tekrar ettiğini belirterek, Birtan Altınbaş'ı sorgulama ekibine teslim eden sanıklar Tansel Kayhan, Talip Taştan, Mehmet Kırkıcı, Muhammet Eti'nin suçu işleyeceklerine dair mahkumiyetlerini gerektirecek delil bulunmadığından, bu sanıkların beraatlerini istedi. Savcı, diğer sanıklar İbrahim Dedeoğlu, Süleyman Sinkil, Sadi Çaylı, Hasan Cavit Orhan'ın ise 'işkence suçunu düzenleyen TCK'nın 243. maddesi ve 'kastı aşan adam öldürme' fiilini düzenleyen 452/1 maddeleri uyarınca cezalandırmalarını talep etti.
Mahkemede, Orhan'ın avukatı Mehmet Emin Bağcı, davayı yeni aldığını ve bu nedenle makul süre talebinde bulunduğunu kaydetti. Bağcı, bazı basın organlarında yargılamada mahkemeyi baskı altında tutacak yayınlar yapıldığını söyledi. Bir kimsenin suçsuzluğu ispatlanana kadar masum olduğunu belirten Bağcı, "Müvekkilimle ilgili maksatlı haberler yapılmaktadır. Yapılan haberlerden dolayı müvekkilim baskı altındadır. 13 yıldır müvekkilim kaçak olarak gösterilmektedir. Hatta müvekkilimin annesi, babası, yakınları manşet olmaktadır. Şu anda müvekkilim bu önyargılardan dolayı dışarıda beklemekte ve duruşmaya gelmemektedir" dedi.
Bağcı, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Birtan Altınbaş davasıyla ilgili Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e gönderdiği mektupla ilgili şunları söyledi: "ABD Dışişleri Bakanı Powell bile gönderdiği yazıyla yargıyı etki altına almaya çalışmaktadır. ABD kendi akıttığı kana baksın. Biz idam cezası kaldırılmışken hala insan haklarını savunan ABD'de idam cezası uygulanıyor" dedi. Bağcı, yapılan yayınlar nedeniyle basına yayın yasağı getirilmesini talep etti.
Sanık İbrahim Dedeoğlu'nun vekili Ahmet Özçiçek ise savunma için ek süre istedi ve avukat Bağcı'nın basın yasağı ile ilgili taleplerine katıldıklarını söyledi. Sanıkları Sadi Çaylı ve Süleyman Sinkil'in avukatı Mehmet Eren ise, yargılamanın adil olduğu konusunda şüphelerinin olduğunu ve müvekkiliyle görüşmek istediğini bildirdi. Yapılan yayınların AİHS'nin 6. ve CMUK 373. maddelerine aykırı olduğunu söyleyen Eren, basın yasağının konulmasını söyledi.
Mahkeme, tarafların talepleriyle ilgili Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Yeşil'e görüşünü sordu. Savcı, sanıklara verilecek ceza miktarlarının 7 yıldan aşağı olması nedeniyle Altınbaş'ın avukatlarının tutuklanmalarına yönelik taleplerine ve basın yasağı konulmasının gerek olmadığı yönünde görüş bildirdi.
Mahkeme, Hasan Cavit Orhan ve İbrahim Dedeoğlu vekillerine süre verilmesine, dosyanın geldiği aşama, delillerin toplanmış olması gözönüne alınarak sanıkların tutuklanması talebinin reddine, yapılan yayınların yargıyı baskı altına alacak nitelikte bulunmadığına ve haber niteliği taşıdığından yayın yasağı konusundaki talebin reddine karar vererek, duruşmayı erteledi.