23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

ABD’nin yeni hedefi: ’Despotizmin kaleleri’

Şer ekseninden, despotizmin kalelerine: ABD’nin yeni hedefleri

KÜBA
BELARUS
ZİMBABVE
İRAN
BİRMANYA
KUZEY KORE

ABD Başkanı George Bush’un Dışişleri Bakanlığı adayı Condoleezza Rice, Amerika’nın gelecek dış politikasına ilişkin çerçeveyi belirledi.

Bu çerçevede, dünyanın dört bir yanından altı ülke, Bush’un ’şer ekseni’ tanımına alternatif olarak, ’despotizmin kaleleri’ olarak niteleniyor.


Bu ülkeler ve Washington yönetiminin bu ülkelere ilişkin değerlendirmesi şöyle:


KÜBA

Amerika’nın Küba ile ilişkileri 1959 yılında Fidel Castro’nun iktidara gelmesinden bu yana fırtınalı. Amerika’nın 1961 yılındaki adayı işgal girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.

Başkan Bush yönetiminde Amerika, Küba’yla ticaret ve ulaşıma getirilen kısıtlamaları daha da sıkılaştırdı.

Küba’daki anti-demokratik uygulamalar Washington tarafından düzenli olarak eleştiriliyor.

Bush’un yeniden seçilmesinden iki gün sonra, Amerikan dışişleri bakanlığı sözcüsü, Küba rejimini barışçı değişim ve reform yandaşlarına baskı yapmakla suçladı ve tüm siyasi mahkumların salıverilmesini talep etti.

Küba ise ABD’yi, dünya çapında emperyalizmle ve Küba’ya karşı, aralarında ambargo da olan, bir dizi gayri-meşru girişimde bulunmakta suçluyor.

BELARUS

On yıldır iktidarda olan Cumhurbaşkanı Lukaşenko muhalefeti ezmek, bağımsız medya ve siyasi muhalefete baskı yapmakla suçlanıyor.

Bir suçlama da seçimlerde usulsüzlük yaptığı. Yakınlarda yapılan tartışmalı bir halkoylamasıyla üçüncü dönem için aday olma hakkı kazandı.

Muhalefetle bağları olan Amerikan yönetimi daha fazla demokrasi talep ediyor.

Condoleezza Rice’ın değerlendirmesini, ’gerçeklikten çok uzak’ olarak niteleyen Belarus hükümeti, hatalı şablonlar ve ön yargıların dış ilişkilerde etkin politikanın temeli olamayacağını söylüyor.

ZİMBABVE

Cumhurbaşkanı Mugabe iktidarda kalabilmek için, şiddet ve göz korkutma yoluyla seçim sonuçlarını etkilemekle suçlanıyor.

Ülkede özel gazeteler kapatılırken, siyah halka dağıtılacağı gerekçesiyle, beyaz çiftlik sahipleri topraklarından sürüldü. Karşıtları Mugabe’nin bu toprakları yakın çevresindekilere dağıttığını ileri sürüyor.

Amerikan yönetimi Mugabe ve yakın çevresindekilere yönelik özel yaptırımlar uyguluyor.

Mugabe ise ülkesinin, aralarında ekonominin çöküşü ve gıda sıkıntısı da olan, sorunlarının nedeninin ABD ve İngiltere’nin müdahaleleri olduğunu ileri sürüyor.

İRAN

Amerika İran’ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. İran ise nükleer teknolojiyi sadece enerji üretimi için kullandıklarını söylüyor.

Soruna nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda Amerika ile Avrupa farklı görüşe sahip. ABD Birleşmiş Milletler’in yaptırım olasılığını değerlendirmesini istiyor; AB ise Tahran ile görüşmeler yoluyla bir anlaşmaya varmaya çalışıyor.

Amerika İran’ı terör destekçiliğiyle de suçluyor.

Rice’a göre, İran halkı taleplerine yanıt vermeye tümüyle gönülsüz ve insan hakları sicili son derece kötü bir rejim altında acı çekiyor.

İran yönetimi ise Amerika’yı gerek bölge gerekse dünyada egemenlik arayışı ve İslami rejimi yıkma çabası içinde olmakla suçluyor.

BİRMANYA

Kırk yılı aşkın zamandır iktidarda olan askeri cunta tarafından Myanmar olarak adlandırılan ülkenin bir çok Batılı ülke ile ilişkileri kopmuş durumda.

Amerika bu ülkeyi insan hakları ihlali ve köle emeği kullanmakla suçluyor. Yönetim karşıtı ayaklanmalarda ise binlerce kişi hayatını kaybetti.

Demokrasi yanlısı bir çok eylemci hapse atılmış durumda. Bunların en tanınmışı ise Nobel Barış Ödülü sahibi Aung San Suu Kyi yıllarca ev hapsinde tutuldu. Lideri olduğu Ulusal Demokrasi Birliği 1990 seçimlerini kazandı ancak askeri yönetim tarafından iktidara gelmeleri önlendi.

Washington Birmanya’ya ticaret ve yardımı yasaklamış durumda. Bu ülke aynı zamanda dünyanın en büyük eroin üreticilerinden biri.

KUZEY KORE

Bu ülke çok geniş çaplı insan hakları ihlali ile suçlanıyor. Binlerce muhalif hapse ve çalışma kamplarına atılmış durumda.

Devlet Başkanı Kim Jong-il’e muhalefetin hiç bir türlüsüne izin verilmiyor.

Kuzey Kore’nin dünyadan yalıtımı nedeniyle, ekonomisi durgunluk içinde olan ülkenin pek az ticaret bağlantısı var. 1990’lardaki açlık salgını nedeniyle yüz binlerce kişinin öldüğü ileri sürülüyor.

Nükleer silah programına yeniden başlaması da Kuzey Kore ile Amerika başta olmak üzere dış dünya ile ilişkilerin gerilmesine yol açtı. Amerikan yönetimi görüşmeler yoluyla bu programı durdurmaya çalıştı ancak henüz bu konuda ilerleme sağlanabilmiş değil.

BBC TÜRKÇE YAYINI
Yayın Tarihi : 21 Ocak 2005 Cuma 00:33:14
Güncelleme :22 Ocak 2005 Cumartesi 00:51:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?