Türkiye`nin AB üyeliğine karşı çıkan Avrupa`nın sağı, Aralık ayında Türkiye`ye müzakere tarihinin verilmesini engellemek için bu kez Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi`yi hedef seçti. Le Monde gazetesi, Avrupa Parlamentosu`nun sağ kanadının Romano Prodi`nin başkanlığındaki Avrupa Komisyonunun Türkiye konusunda görüş bildirme meşruluğunu tartıştığını yazdı. Fransa`nın saygın gazetelerinden Le Monde, 13 Haziran`da yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ertesinde 17-18 Haziran`da AB Devlet ve Hükümet Başkanlarının görev süresinin 1 Kasım`da sona erecek olan Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi`nin halefini belirleyeceğini anımsattı. Gazete, Avrupa Parlamentosu`nun sağ kanadı Avrupa Halk Partisi`nin (PPE) görevi sona ereceği gerekçesiyle Prodi`nin başkanlığındaki Komisyon`un ``büyük önem arzeden hiç bir yeni inisyatif`` almasını istemediğini kaydetti. Gazete, PPE Başkanı Alman Milletvekili Hans Gert Pöttering`nin de Komisyon`un özellikle Türkiye`nin Avrupa Birliği`ne üyeliği konusunda görüşünü açıklamaması gerektiğini savunduğunu bildirdi. Bu yaklaşıma Avrupa Parlamentosu`nun liberal kanadının karşı çıktığını anlatan gazete, liberallerin de Pottering`in bu yöndeki bir önerisini iptal ettirmeye başardıklarını söylediklerini kaydetti. Nitekim, gazeteye göre, Avrupa Parlamentosu`nun, genişlemeden sonra 10 yeni üye ülkenin birer komiserinin Avrupa Komisyonu`na atanmasına ilişkin olarak onaylanan metinde Komisyon`un, 2004 yasama çalışma programına uygun olarak sonuna kadar görevlerini yerine getirmeye devam etmesi gerektiği belirtildiğine dikkat çekti. Le Monde`nin haberine göre, Liberal grubunun bu konudaki görüşlerine dile getiren Grup Başkanı Graham Watson da, AP`de yaptığı konuşmada ``Bazıları, Komisyon`un yaz döneminde kapılarını kapatmasını isteyebilirler! Önümüzdeki yedi yıl için bütçe hazırlığının ve Türkiye`nin Avrupa Birliği`ne üyelik meselesinin Kasım ayına kadar onun tüm dikkatini gerektireceğini anlamıyorlar mı? Komisyon`un inisiyatif hakkını ortadan kaldırmanın sorumsuzluk olur`` dedi.

SİYASİ BİR KONU


Prodi Komisyonu`nun son önemli siyasi çalışmasının Türkiye konusundaki rapor oluşturacağına işaret eden Le Monde, şu değerlendirmede bulundu: ``Resmi olarak, teknik bir rapor sözkonusu. AB Konseyi tarafından talep edilen bu raporun, Ankara`nın Avrupa Birliği`ne üyelik müzakerelerinin açılması için gerekli kriterlere hangi ölçüde saygı gösterdiğine açıklık getirmesi gerekmektedir. Gerçekte ise, çok siyasi bir konu sözkonusu. Üst düzey bir memur, (Komisyon`un sorumluluğunun çok büyük olduğunu, çünkü Konsey`in onun tavsiyesini izleyeceğini) söylüyor.``


BÜYÜK BİR SORUMLULUK


Fransız gazetesi, Türkiye ile ilgili bir karar almanın büyük bir sorumluluk oluşturduğuna işaret ederken de diplomatların böyle bir kararı Prodi ekibine bırakmanın uygun düşüp düşmediği üzerinde uzun süre düşündüklerini belirterek şöyle devam etti: ``Bir taraftan, yetkisi sona ermekte olduğundan tam bir bağımsızlık içerisinde hareket edebilecektir. Diğer taraftan, yaratacağı sonuçların arkasında duracak zamanının olmadığı siyasi bir sorumluluğu alacaktır. Özellikle de bazıları, dosyadan sorumlu komiser Alman Günter Verheugen`in rolünden endişe duyabilirler.``

VERHEUGEN`İN ROLÜ


Verheugen`in Alman ve Türkiye`nin üyeliğini isteyen Almanya Başbakanı Gerhard Schröder`e yakın oluşunun kaygı yaratabileceği savına yer veren Le Monde, buna karşın şimdiye kadar Verheugen`in, siyasi sebeplerden dolayı raporları asla değiştirmediği görüşünü de aktardı. Gazete, Verheugen`in çevresinin, ``Beş yıl boyunca bu dosyayla meşgul olup, karar anı gelince dosyayı yenilere havale etmek sorumsuzluk olurdu” sözlerine de dikkat çekti.