İngiliz gizli servisi MI5 tarafından yayınlanan fotoğraflar, gerçek hayattaki ’casusların gizli dünyasına’ ilişkin ilginç ayrıntıları ortaya çıkardı.

Peki ünlü casus James Bond’un yaratıcısı Ian Fleming’e ilham veren fikirler, patlayan kalemler, canlı torpidolar, gerçek hayatta ne kadar "gerçekti"? Bunlar, bir yazarın, fazla çalışan hayalgücü müydü yoksa Ian Fleming bize casusların yaşamına bir pencere mi açmıştı?

Ian Fleming, İkinci Dünya Savaşında Deniz Kuvvetleri istihbaratında görev yaptı. Uzmanlar, 007’nin en güzel maceralarının, Fleming’in bu deneyimlerinden ortaya çıktığını düşünüyor.

İngiliz gizli servisi MI5’ın açıkladığı belgeler, James Bond’un yaşamına dair ayrıntıları ortaya çıkardı.

Patlayan kalemler, canlı torpidolar

Ulusal Arşiv’in Cebelitarık Savaşı’yla ilgili kamuya açıkladığı gizlilik derecesi kalkan belgeler, kılık değiştiren casuslar, şuh kadın ajanlar ve patlayan dolma kalemlerin gerçek olduğunu gösterdi.


Belgeler, filmlerde gördüğümüz ’patlayan kalemin’ gerçekten kullanıldığı gösteriyor

Aynı belgeler, İtalyanlar tarafından geliştirilmiş canlı torpido fikrinin, ilk Bond filmlerinden birisi olan, Ian Fleming’in Thunderball adlı romanına da esin kaynağı olduğunu ortaya koydu.

İkinci Dünya Savaşı sırasında, General Franco yönetimindeki İspanya genel olarak tarafsız bir tutum içindeydi. Ancak bu, müttefik kuvvetlerin dostu olduğu anlamına da gelmiyordu.

Hitler ve Franco arasındaki ’kişilik çatışması’ nedeniyle, Cebelitarık doğrudan saldırıya hedef olmadı. Ancak Almanlar, İspanyollar ve İtalyanlar, İngiliz güçlerini ’Akdeniz kolonisi’ içinde istemiyorlardı. Bunu sağlamak için de yoğun bir casusluk, sabotaj ve kaçakçılık kampanyası başladı.

Kurbağa adam

İtalyanlar’ın gizli silahı, ise 10’uncu Flotilla MAS, ya da "kurbağa adamlar" olarak adlandırılan birlikti. Bu birlik üç yıl içinde 14 ticaret gemisini bombaladı.

İtalyanlar, sahilden ya da denizaltılardan yola çıkan dalgıçlar tarafından yönlendirilen torpidolar ürettiler.


Kurbağa adam birliği İtalyanlar tarafında başarıyla kullanıldı

Dönemin İngiltere Güvenlik İstihbarat Bölümü Başkanı David Scherr, kurbağa adamların çalışma sistemini "Normal şartlarda hedefe 100 metre yaklaşana kadar su üzerinde ilerliyorlar, ondan sonra su altına dalıyorlardı. Hedef geminin altına ulaştıklarında, patlayıcıyı gemiye yerleştirip, torpidolarla hızla sahile dönüyorlardı" diyerek anlatıyor.

Bunun ardından, James Bond’a yakışan bir beceriyle, dalgıç kıyafetlerini çıkarıyor ve kalabalığın arasına karışarak izlerini kaybettiriyorlardı.

Düzenledikleri operasyonlar sonucunda kendilerine güveni artan İtalyanlar, büyük bir tankerin su altında kalan kısmında, canlı torpidoların saldırılar düzenleyebilmeleri için özel bölmeler hazırladılar.

Yazar Ian Fleming’in biyografisini yazan Andrew Lycett’e göre, Fleming bu fikirden o kadar etkilendi ki, bunu Thunderball adlı romanında kullandı. Aynı adlı filmde, bu sahne Sean Connery tarafından canlandırıldı.

Kupa Kızı

Gerçek yaşamda, İngilizler, casusların aktardığı yanlış bilgiler nedeniyle saldırı altındaydı. Ancak İtalyanlar, İngilizler’in ’çifte casuslukta’ ne kadar başarılı olacaklarından habersizdi.

Çifte casusların en önemlilerinden birisi, Fleming’in romanlarındaki Bond kızlarını andıran bir kadındı.

Kod adı Kupa Kızı’ydı...

İngiltere Güvenlik İstihbarat Bölümü Başkanı David Scherr, bu casusu şöyle anlatıyordu:

"30’lu yaşlarda, giyimi kuşamıyla dikkat çekici ancak ’şuh kadın casus’ tiplemesi kadar casus olduğu belli bir kadın değildi. Geldi, karşıma oturdu. Bacak bacak üstüne attı. Eteğini düzeltti. Yavaşça sigarasını yaktı. Dumanı üfledi. Sorgusunu yapan görevliye baktı ve ’Ben Kupa Kızı’yım. Sen Kimsin?’ diye sordu"