Merkezi İngiltere'de bulunan Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) tarafından yayımlanan 2004 yılı raporunda, Türkiye'de yapılan reformlara dikkat çekildi.

AKP hükümetinin insan haklarının korunması ve Avrupa Birliği üyelik kriterlerinin yerine getirilmesi amacıyla önemli reform paketlerini yasalaştırmayı sürdürdüğüne dikkat çekilen raporda, "Ancak reformların yapılmasıyla hayata geçirilmesi arasında doğru orantı kurulamadı. Bu reformların hayata geçirilmesi konusunda eksiklikler bulunuyor" görüşü savunuldu.

Yapılan yasama çalışmaları sonucunda insan haklarında kayda değer bir gelişme sağlandığına dair kanıya varmak için henüz çok erken olduğu ifade edilen raporda, "Her ne kadar bazı işkence yöntemleri ortadan kalktı gibi görünüyorsa da polisin gözaltında kötü muamele yaptığının yanı sıra göstericilere oransız güç kullandığına dair raporlar ağır kaygı yaratıcı unsurlar olmaya devam etti" denildi.

Raporda, DEP davasında 4 kişinin, "Kürt sorunuyla ilgili şiddet içermeyen siyasi çalışmalarını cezalandırmak için hapsedildiğine inandığı" ifade edilirken, idam cezasının kaldırılması gibi önemli reformlara yer verildi.

Namus cinayetlerini de içeren aile içi şiddet sorununa da değinilen raporda, UAÖ'nün Türkiye'deki kadın gruplarına destek verdiği ve desteğini sürdüreceği ifade edildi.

Örgütün 2004 yılı raporunda, silahlı grupların ve hükümetlerin evrensel değerlere karşı yürüttükleri savaşın, güvensizlik, korku ve bölünmeyi şiddetlendirdiği belirtildi.

Raporda, bu savaşın insan haklarını temelden tahrip ettiği kaydedildi.

Raporda, bütün dünyanın "küresel insan hakları değerlerine bağlı, güçlü bir liderlik isteğini haykırmakta olduğu" belirtilerek, "Devletler, Irak'taki kitle imha silahlarıyla uğraşırken, gerçek kitle imha silahları olan adaletsizlik, cezasızlık, yoksulluk, ayrımcılık, ırkçılık, silahların denetimsiz ticareti, kadına ve çocuğa karşı şiddet ve taciz konularıyla ilgilenmediler" denildi.