İngiliz Paul Lancaster, ya dünyanın en şanslı insanı ya da en talihsizi. Zira, felaketler ona dokunamıyor, ama nereye gitse bir afet yaşanıyor. 

30 yaşındaki eski finans danışmanı Paul Lancaster, her şeyi geride bırakıp hayalindeki seyahati gerçekleştirmek ve Avustralya'daki kız arkadaşını ziyaret etmek üzere yola çıkmış.

Sel, Avustralya'yı vurarak Brisbane şehrini harabeye dönüştürdüğünde bu ülkede olan Paul, bu afetten zarar görmeden kurtuldu. Ama felaketler peşini bırakmadı.

Christchurch şehri şiddetli bir depremle yerle bir olmadan günler önce Paul, Yeni Zelanda'daydı. Son olarak deprem ve tsunaminin vurduğu Japonya'daydı. Bütün bu felaketlerden şans eseri hiçbir zarar görmeden kurtulabildi.

Paul'ün şaşkına dönen annesi Lynne ve babası Paul, oğullarının eve dönmemesinin daha iyi olabileceğini düşünüyor. Baba Paul espriyle karışık, "Felaketler nereye giderse peşinden gidiyor gibi. Dönmese daha iyi belki de. Ne olacağını kim bilir! Muhtemelen gülüp geçiyordur, ama bu doğal felaketlerin onu takip etmesi çok büyük bir tesadüf. Milyonda bir ihtimal" diyor.

Japonya'da şans eseri depremin merkez üssüne 800 kilometre uzakta bulunan Paul, ailesine "Japonya'da mutlu olduğunu ve Tokyo boşaltılana kadar dönmeyeceğini" söylemiş.

Baba Paul, gittiği ülkelerde İngilizce öğretmenliği yapan ve hayır işlerinde çalışan oğlu için, "Duyarlı bir genç, bu şekilde yetiştirildi. Eminim iyi olacaktır. Şansız olduğunu söylediğimizde, gülüyor"