18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Ağır ifadeler kullanıyorum ama...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''AKP için zaman zaman ağır ifadeler kullanıyorum ama zorunda olduğum için kullanıyorum. Ama hiçbir zaman benim ağzımdan cibilliyetsiz sözcüğü çıkmadı, şerefsiz sözcüğü çıkmadı'' dedi..

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğu, Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Sahnesi'nde, CHP İstanbul Gençlik Kolları tarafından düzenlenen ''Gençler Konuşuyor, Kılıçdaroğlu Dinliyor'' programında, gençlerin sorularını yanıtladı.

Örgütlenmenin önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Örgütlenmek değişik şekillerde olabilir. Hayatın her alanında örgütlenmek gerekiyor. Üniversite gençlerinin ülke sorunlarına eğilmek gibi bir sorumluluğu var. Gözünü kapatıp, Türkiye'nin sorunlarını görmeyip, 'Ben sadece okurum' diyen genç genç değildir. Kimse kusura bakmasın'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bir gencin, 2023'te ne yapacakları yönündeki sorusu üzerine, şunları kaydetti:
''2023'te ne olacağımız konusunda CHP'nin çok güzel bir raporu var. O raporu görmek isteyenler varsa arzu eden bütün arkadaşlara gönderebilirim. Bizim temel amacımız, 2023'te bilgi toplumunu yakalamış, demokrasi, insan hakları açısından hiçbir sorunun yaşanmadığı bir Türkiye'yi kurmaktır. 2023'teki hedefimiz bu. Daha özgür, daha dinamik, herkesi kucaklayan, kendi içinde barışık olan bir Türkiye'yi ayağa kaldırmaktır. Bizim hedefimiz bu.
2023'le ilgili ilk belirlemeleri yapan TÜBİTAK'tır, AKP değil. Gençlerin bunu bilmesi lazım. Siyasetçiler bunu dillendirebilirler ama Türkiye'nin topluca, bütün kurumlarıyla, Cumhuriyet'in yüzüncü yılında daha güçlü bir çalışma yapması gerekir.''

Kılıçdaroğlu, ''Üniversite gençleri olarak neler yapmalıyız?'' şeklindeki soruya karşılık da üniversite gençlerinin, ülkenin ve dünyanın sorunlarına bakmak zorunda olduğunu söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, ''Aydın, yürekli ve cesur olmak zorundadır. Toplumun önderi olmak zorundadır. Çünkü aydın, bilgisiyle ve birikimiyle, elinde meşale toplumu aydınlatan kişi demektir. Aydın, toplumun geleceği ve çağdaşlaşması açısından bedel ödemeyi kutsal bir görev olarak kabul eden kişi demektir. Aydın budur. Genç, kişisel çıkarları için değil, toplumun çıkarları için sokağa çıkan kişi demektir. O nedenle çözüm üreteceğiz ve bunun mücadelesini vereceğiz'' diye konuştu.

Menderes'in mezarını ziyaret

Bir gencin, ''Adnan Menderes'in mezarını ziyaret etmenizin sebebi nedir? Ne kadar doğru bir davranıştır?'' şeklindeki sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Ne olursa olsun demokrasi ekseninde ya da paydasında birleşeceğiz. Hiç kimseyi bizden farklı düşünüyor diye suçlamayacağız. Eleştireceğiz. Eleştirme özgürlüğümüz olacak ama onu suçlamayacağız. Menderes ve arkadaşları... Düşüncesini beğenmeyebiliriz. Eleştirebiliriz ama siyaseten idam olmamalı. Benim arkadaşım siyaseten idam edildi karşı çıkacağım, benim rakibim siyaseten idam edildi alkışlayacağım. Bu çifte standarda asla ve asla izin vermeyeceğiz.''

Kılıçdaroğlu, düşünen toplumların gelişeceğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Farklılıklara saygı duyacağız. İnsanlığın gelişmesinin altında yatan temel dinamiğin farklı düşünceler olduğunu da unutmayacağız. Eğer 17 yaşındaki çocuğun yaşı büyütülüp idam ediliyorsa, onun için de aynı tepkiyi vereceğiz. Adnan Menderes'in idam edilmesi için de aynı tepkiyi vereceğiz. İnsanımızı seveceğiz. Hiç kimseyi ötekileştirme lüksümüz yok bizim. Birbirimizi saygıyla dinleyeceğiz. Saygıyla eleştireceğiz. Bu, bizim demokrasimizin olmazsa olmaz bir ilkesidir. O nedenle özel mahkemeler kurup, belli kişileri yargılamak da doğru değildir. Özel mahkemelere niye karşıyız? Menderes'i idam eden mahkemeler de özel mahkemelerdir. Silivri'deki mahkeme de özel mahkemedir. Eğer bir mahkemeyi özel kılarsanız, o siyasi iradenin elinde bir süre sonra baskı aracına dönüşür. Siyasi otoritenin elindeki sopaya dönüşür. 'Parasız eğitim istiyorum' diyen üniversite öğrencisini hapse attınız. O nedenle özel mahkemelere de, özel yargılama sistemine de sonuna kadar karşı çıkacağız.''

Başka bir öğrencinin, harçların kaldırıldığını söylediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Siz bilmiyor musunuz AKP'nin aldatanlar ve kandıranlar partisi olduğunu. Harçlar kalkacaksa eğitim sisteminin tümünde kalkmalıdır. Eğitim gerçek anlamda parasız olmalıdır. Bir bölümünü kaldırıyorum, bir bölümünü kaldırmıyorum olmaz. Buna karşıyız. Sadece harcın mı, YÖK belasının da kalkması lazım'' diye konuştu.

''Dış politikada dostluk kavramı yoktur''

Kılıçdaroğlu, ''Dış politikada dostluk kavramı yoktur. Dış politikada her şey ülkelerin kendi çıkarları üzerine inşa edilir'' dedi.

Bugün gelinen noktada Suriye politikasında, İran politikasında ve İsrail politikasında Türkiye'nin başarısız olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Kim ne derse desin bütün komşularımızla sorunlu hale geldik. Bunun faturasını gidin Antep'e sorun, Kilis'e sorun, Şanlıurfa'ya sorun, halk çekiyor. Kendi ülkemizin çıkarları üzerine dış politikayı inşa etmek zorundayız. Bir arkadaşımız sordu, CHP anti emperyalist bir gelenekten geliyor. Sonuna kadar anti emperyalist politikaları savunuyoruz. Savunmaya da devam edeceğiz. Filistin'e gidip özgürlük mücadelesi veren pek çok arkadaşımız var. Filistin'den geldiler, beni de ziyaret ettiler. Orta Doğu, emperyalist güçlerin oyun alanıdır. Orta Doğu'da enerji var, petrol var, doğalgaz var. Bütün bu oyunları bilmeliyiz. Suriye sadece bildiğimiz Suriye değil, egemen güçlerin savaş alanıdır. Libya gibi değil. Kaddafi öldürüldü. Kaddafi'nin öldürülmesine karşı çıkan, üstelik bunu Avrupa'da, Brüksel'de seslendiren tek lider benim. Kaddafi'yi beğeniriz, beğenmeyiz ayrı bir şey. Ama egemen güçlerin Kaddafi'yi gidip kendi ülkesinde imha etmesi bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Suriye politikamız yanlıştır. Egemen güçlerin bu bölgede taşeronluğunu kimse yapmamalı. Hele Türkiye hiç yapmamalı. Batının egemen güçleri ateşi kendi elleriyle tutmak istemezler. Çünkü bunun bedelini Afganistan ve Irak'ta ödediler. Türkiye birilerinin maşası olmamalı. Kendi öz irademiz var. O nedenle Suriye politikalarımız yanlıştır.''

Her ülkenin, bir başka ülkenin tahakkümü altına girmesine karşı olduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, ''Çünkü bizim geleneğimizde Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlık ruhu yatar. Cezayir'de direnişçiler öldürülürken göğüslerinden Mustafa Kemal'in resmi çıkmıştır. O nedenle biz her ülkeye karşı eşit mesafedeyiz. Her ülkenin bir başka ülkenin baskısı altında olmasını istemeyiz. Olaya ülkelerin çıkarları açısından bakmak durumundayız. Türkiye bu açmazı açmak zorundadır. Böyle bir tablo Türkiye'ye yakışan bir tablo değildir'' diye konuştu.

AKP için kullandığı ifadeler

Kılıçdaroğlu, bir gencin, ''AKP için zaman zaman ağır ifadeler kullanıyorsunuz. Bu doğru mu?'' diye sorması üzerine, şöyle konuştu:
''AKP için zaman zaman ağır ifadeler kullanıyorum ama zorunda olduğum için kullanıyorum. Ama hiçbir zaman benim ağzımdan cibilliyetsiz sözü çıkmadı, şerefsiz sözü çıkmadı. Beni eleştirenler en azından sayın Başbakanı da eleştirseler, ya bu üslup yakışmıyor deseler, samimi söylüyorum Türkiye'de bir sorun olmayacak. En ağır hakaretlere maruz kaldım. Ne annem kaldı, ne babam kaldı. Değerli arkadaşlar benim sözlerime kulak kabartıldığı kadar bir de karşı tarafın sözlerine kulak kabartılsın. Ben siyasette saygın bir tartışma üslubundan yanayım. Siyasette gerilimden yana değilim. Ama bir kavga ortamı yaratılıyor. Bu doğru değil. Gerilim ortamı yaratılıyor. Bu da doğru değil.
Eğer insanlar açlık grevindeyse, siz kebaptan, şundan bundan bahsederseniz bu doğru değildir. Başka bir açıdan bakmak lazım. Bir başbakanın temel görevi herkesi kucaklayan ifadeler kullanmasıdır. Ama bu olmuyor. Toplum karpuz gibi ikiye bölünmüş durumda. Bu yanlış. Eleştiri doğrudur ama bu eleştiri tek yönlü olmamalı. Eleştiriye saygı duyarım. Bir politikacının ders alması gereken tek alan vardır. Eleştiriyi dinlemektir. Mümkün olduğu kadar, olanaklarımın elverdiği kadar yumuşak bir üslup kullanmaya özen gösteriyorum.'' 

AA
Yayın Tarihi : 17 Kasım 2012 Cumartesi 19:17:35
Güncelleme :17 Kasım 2012 Cumartesi 21:47:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?