24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

AKP hükümetine ağır suçlama

Türkiye’deki "İslamcı partinin" iktidara geldikten sonraki ilk önemli kararının, ABD askerlerinin Türkiye üzerinden Irak’a geçişini engellemek olduğunu yazan The Washington Times, "neredeyse bütün Arap ve Müslüman ülkelerdeki İslamcılar’ın, Arap milliyetçilerin, anti- Amerikan çoğunlukların ve anti-küreselcilerin Usame Bin Ladin’in küresel hareketinin gücünü arttırdıkları" yorumunu yaptı.
ABD’de yayınlanan ve ABD yönetimindeki şahinlere yakınlığıyla bilinen muhafazakar The Washington Times gazetesinde Arnaud de Borchgrave imzasıyla yer alan yorum yazısında, "Şu anda Orta Doğu’yu süpüren bir demokratik dalgadan söz etmek, gerçekliğe dair hatalı dileklerde bulunma durumudur" yorumu yer aldı. Bu yaklaşımın, Iraklılar’ın, ABD askerlerini; "Fransızlar’ın Amerikalı kurtarıcılarını 1944 yılında karşıladığı gibi karşılayacağına dair kör inanış"ın özelliklerini taşıdığı da ifade edildi.
Lübnan’da yaşanan gösterilerin ve olayların değerlendirildiği yazıda, Hizbullah’ın bölgedeki etkisine ve Suriye’nin bu ülkeden tamamen çekilmesinin çok zor olduğuna dikkat çekildi.
Irak seçimleri, Filistin seçimleri ve Lübnan arasındaki noktaları birleştirerek, resmin bütününü "demokrasiye doğru geri dönülmez yürüyüş" olarak değerlendirmenin, cazip göründüğü belirtildi. Ancak daha sonra, "Ama bir diğer terörist örgüt olan Hamas’ın Filistin belediye seçimlerinde güçlenmesi, gelecek Haziran’da yapılacak yasama seçimlerinde olacakların habercisi. Ve Hizbullah’ın Lübnan’daki rakipsiz konumu, İslami Cihad ile birlikte bu iki örgütün de El Kaide’nin destek grubunun birer parçası olduklarını Beyaz Saray’a hatırlatmalıdır" denildi.
Yazıda, "Neredeyse bütün Arap ve Müslüman ülkelerdeki İslamcılar, Arap milliyetçileri, anti-Amerikan çoğunluklar ve anti-küreselciler, Usame Bin Ladin’in küresel hareketi için güç arttırıcılardır" ifadesi kullanıldı.
Bu tezi doğrulamak için verilen örnekler arasında, iki yıl önce Fas’ta ve Ürdün’de yapılan anketlerde, Bin Ladin’e güvenin, Bush’a olan güvenden fazla çıktığına dikkat çekildi.
Irak’taki seçimlerin ise daha az laik bir ülke ortaya çıkardığı kaydedilirken, bu ülkenin şu anda ABD’den daha çok İran’ın etkisi altında olduğu yorumu yapıldı.
Mısır’da yapılacak gerçek bir demokratik seçimin galibinin ise kolaylıkla Müslüman Kardeşler olabileceği ve Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’ten, ABD ile yakınlığından dolayı nefret edenlerin sayısının, siyasi özgürlükleri kısıtlandığı için Mübarek’i suçlayanlardan daha fazla olduğuna işaret edildi.
Yazıda, Türkiye de, ortaya atılan tezi güçlendirmek için kullanılarak şöyle denildi:
"Türkiye, demokratik bir hükümeti, demokratik olarak seçti. Ve bir İslamcı parti kazandı ve şu anda iktidarda.
(Bu hükümetin) ilk önemli kararı, Irak’ın Özgürlüğü Operasyonu’nda ABD’nin 4’üncü Piyade Tümeni’nin Türkiye üzerinden transit geçme hakkını reddetmek oldu."
AA
Yayın Tarihi : 21 Mart 2005 Pazartesi 18:06:50
Güncelleme :21 Mart 2005 Pazartesi 18:08:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
milletin sesi IP: 62.165.80.xxx Tarih : 22.03.2005 13:50:01
Eger amerikan basini ve hukumeti dolayli yollardan elestiriyorsa bana gore hukumet iyi yolda demektir .TURKIYE BAGIMSIZ BIR DEVLETTIR. Kimsenin buyruguyla emriyle isyapmaz yapmamasi gerekir T.C MECLISI karar almis oylanip red edilmis .ayni seyleri tekrar tekrar kamuoyuna haber yapmak hukumeti kucultmez aksine buyutur .ha ozaman meclis kabul etseydi gececekti o ayri bir tartisma konu olabilir.Amerika isteri nobetine tutulmus hastalar gibi ikide birde suclu aramaya kalkmamali asil suclu kendisi sucsuz yere olen irakta ve baska ulkelerdeki binlerce masum insan yok oyle yagma allah insanin belasini baska turlude vermesini bilir.