19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

AKP iktidarı yeni kavramlar peşinde

Bastırılıp teşkilata dağıtılan kitapta, ’modern muhafazakârlık, demokrasi, laiklik, kamusal alan, milliyetçilik’ tanımları yapıldı. Kitapta, laikliğin Türkiye’de ’standartsızlık hali içerdiği’ savunuldu.

Ayrıntıları Cumhuriyet gazetesinin bugünkü sayısında Bülent Sarıoğlu imzasıyla yayımlanan haberden alıntılayarak aktarıyoruz:

ANKARA- "Muhafazakâr demokrasi" kimliğini oturtmaya çalışan AKP, "demokrasi, laiklik, kamusal alan, modern muhafazakârlık" gibi kavramları, hazırlattığı bir kitapla tanımladı. Akademik bir çalışma olarak bastırılan "Temel Kavramlar-I" adlı kitabın AKP Genel Merkezi’nce eğitim amaçlı olarak teşkilatlara gönderildiği öğrenildi. Kavramlar ve yeni siyaset yöntemiyle ilgili AKP’nin değerlendirmelerine yer verilen kitapta yazar adı olmaması dikkat çekti. Kitapta bazı kavramlarla ilgili yorumlar şöyle:

MUHAFAZAKÂR DEMOKRASİ: Siyaset alanı uzlaşı kültürüne dayanır. AKP, geçmişin statükoculuk üzerine bina edilen muhafazakârlığı yerine yeniliğe açık modern bir muhafazakârlık üzerinde durmaktadır. AKP değişime değil, gerilime ve yozlaşmaya direnen bir anlayıştır. Muhafazakârlık radikalizmi ve toplum mühendisliğini reddeder. Geleneksel yapının bazı değerlerini ve kazanımlarını koruyarak de ğişimi sağlamak gerekli olandır.

LAİKLİK: Laiklik, devletin tüm dinler ve düşünceler karşısında nötr kalmasını ve eşit mesafeyi korumasını sağlayan, inanç farklılıklarının veya farklı mezhep ve anlayışların çatışmaya dönüşmeden sosyal barış içinde yaşatılabilmesi için takınılan kurumsal bir tutum ve yöntemdir. Laikliğin temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvence altına alınarak bir tür hakem müessesesi gibi işletilebilmesi için demokrasiyle taçlanması ve uzlaşı ortamı sunması gerekir. Ulus devletin dünyevi gücünün dini meseleleri de denetlemesi ve bazı durumlarda düzenlemesini ifade eden Fransız modeli Türkiye laikliğini derinden etkilemiştir. Dinsel tarikatların ve dinsel eğitim kurumlarının kapatılması buna örnek olabilir. Türkiye’deki laiklik pratiği çok farklı ve çelişkili yorumlara, kanılara ve tanımlara kapı açan, bir muğlaklık ve bir standartsızlık hali içermektedir.

KAMUSAL ALAN: Demokrasiyi kabule şayan kılan toplumsal ve kültürel farklılıkları ve talepleri siyasete katabilmesi ve kurulu düzeni dayatmacı aşırılıklardan koruyabilmesidir. Hiçbir birey bu kolektif alanda kendine mal ettiği hak ve özgürlükleri diğer bir bireyin hak ve özgürlüklerini ihlal edecek biçimde kullanamaz. Fakat kamusal alanın kolektif mahiyetini kaybedip bireyselleşmesi ve alt gruplaşmaları birer özne olarak üretmesi, liberal demokrasi tanımını da yetersiz kılmakta ve demokrasinin yeniden tanımlanması ihtiyacını doğurmaktadır.
CUMHURİYET
Yayın Tarihi : 24 Kasım 2004 Çarşamba 11:11:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?