Kıbrıslı Türk milletvekillerinin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) oturumlarına katılmaları ve 1964’ten beri ilk kez bu toplantılarda yer alabilecekleri yönünde hazırlanan rapor, Rumların engellemesiyle karşılaştı.

Rapora sunulan değişiklik önergesiyle Kıbrıslı Türk milletvekillerinin, “Rum Heyeti içinde” yer alması benimsendi. Önerge 32’ye karşılık 44 oyla kabul edildi.

AKPM'nin bugün tartıştığı ve 23’e 47 oyla onayladığı raporda, Birleşmiş Milletler'e bir çağrı yapıldı ve Kıbrıslı Türklere yönelik “Yaptırımların” yeniden gözden geçirilmesi istendi.

Macar Parlamenter Matyas Eörsi tarafından kaleme alınan raporda, AKPM Genel Kurulu’nda Kıbrıslı Türk parlamenterlerin bundan sonraki genel kurul toplantılarına katılma konusunda yoğun tartışma yaşandı.

Raporda yer alan Kıbrıslı Türk Parlamenterlerin genel kurul ve komisyon toplantılarına katılması ile ilgili bölüm değiştirildi.

Rum parlamenterlerin sunduğu ve Sırp ve Ermenistan milletvekillerinin desteklediği değişiklik önergesiyle Kıbrıslı Türk milletvekillerinin “Rum Heyeti içinde” AKPM toplantılarına katılmaları benimsendi.

Kıbrıs’taki 1963 olaylarından sonra, AKPM’de iki Rum bir Türk milletvekilinin yer aldığı üç sandalyeyle temsil edilen “Kıbrıs Cumhuriyeti”, 1964’ten sonra üç Rum milletvekilinin toplantılara katılmasına neden olmuştu.

AKPM daha sonra bir karar alarak, Kıbrıslı Türk’e ait olan bir sandalyenin boş bırakılmasını sağlamıştı. Ancak daha sonra Kıbrıs Cumhuriyeti, sadece tek sandalye ile AKPM’de temsil edilmiş ve Kıbrıs Rum Kesimi Meclis Başkanı, tüm Kıbrıs’ı temsilen toplantılara katılmıştı.

AKPM tarafından onaylanan raporda, "Kuzey Kıbrıs’ın Avrupa'daki siyasi tartışmalarda temsil hakkından mahrum bırakılmasının artık haksızlık olacağı" vurgulanıyor.

Avrupalı liderlerin, Kuzey Kıbrıs’a mali yardım yapılması ve adanın kuzeyine yönelik uluslararası yaptırımların azaltılması yolunda verdikleri desteğin memnuniyetle karşılandığı bildiriliyor.

Raporda ayrıca, Kuzey Kıbrıs’ın “tecrit” edilmesinin, Birleşik Kıbrıs’a karşı olanların görüşlerini güçlendireceği belirtildi ve Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası yalnızlığının giderilmesi isteniyor.