29
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

AKP’nin smokin doktrini!

Çankaya’daki davette Cumhurbaşkanı’nın smokin, AKP’lilerin takım elbise giymesini AKP’li bir bakan espriyle karışık şöyle değerlendirdi: “Tabii biri artık devlet, diğerleri halk.

“Ne yapmam gerekiyorsa, söyleyin onu yapayım...” 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kraliçe Elizabeth’in Çankaya Köşkü’ndeki davete kraliyet tacını takarak geleceğini, dolayısıyla protokol açısından buna uygun bir karşılık verilmesi gerektiğini söyleyen Dışişleri görevlilerine bu sözlerle karşılık verdi. Gereken, smokin giymesiydi... Ve Gül hayatında ilk kez smokin giydi. 

Sonuçta “Milli Görüş” okulunda Necmettin Erbakan’ın yanında yetişmiş, ama sonradan “değiştim” diyerek yollarını ayırmış bir politikacıydı söz konusu olan. Hayatında ilk kez smokin giymesiyle bu politikacının siyasi kariyerinin en önemli kırılmalarından biri yaşandı önceki akşam Çankaya Köşkü’nde. 

Ancak içinden geldiği siyasi hareketi temsil eden diğer dava arkadaşlarının önceki akşam Gül ile aynı dalga boyunda buluştukları söylenemezdi. Onlar, Frenk Kültürü’nün taklitçiliğine teslim olmadılar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Devlet Bakanı Prof. Mehmet Aydın, siyah takım elbise ve koyu renk kravat takmakla yetindiler. 

İlginç olan davete gelen 10 dolayında AKP milletvekilinin ve bu arada Başbakan’ın Basın Danışmanı Akif Beki’nin de smokinden uzak durmaları ve bunu bir tür parti tutumu olarak sergilemeleriydi. Dün bir AKP’li bakan, bu çelişkiye bakışını espriyle karışık şu sözlerle anlattı: 

“Tabii biri artık devlet, smokin giyiyor; diğerleri ise halk...” 

Bu arada, smokin konusundaki bölünme muhafazakar gazetecilere de yansıdı. Örneğin Yeni Şafak gazetesinin başyazarı Fehmi Koru şık bir smokinle gelirken, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert koyu renk takım elbiseyle yetindi. İş dünyasından da Odalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da smokine mesafeli kalan istisnalar arasındaydı.

Mutfağa el atılması şart
Davette dikkat çeken başka olay, mutfağın henüz Çankaya Köşkü’nün ağırlığına uygun bir çizgide olmamasıydı. Nitekim mönü son derece başarılı enginar dolması haricinde konuklardan genellikle eleştiri topladı. Su böreği sıradandı. Tandır aşırı derece yağlıydı. Meyveli gül baklava fazla şekerliydi. Sakız muhallebi klasik tadından uzaklaşmıştı. Ancak şarap seçimleri isabetliydi. Beyaz: Corvus Teneia- Kırmızı: Sarafin Cabarnet Sauvignon...

New age yadırgandı
İngiltere Kraliçesi için verilen bir davette müzik tercihi olarak Klasik Batı Müziğinin yanı sıra New Age türünün de seçilmiş olması yadırganabilecek bir başka nokta. Sahneye birinci sırada çıkan Türkiye’nin bu alandaki önde gelen isimlerinden Can Atilla harp, keman, kanun ve perküsyondan oluşan orkestrasıyla yer yer alaturka makamların da kullanıldığı New Age tarzı eserlerini seslendirdi. 

New Age yerine doğrudan Klasik Türk Müsikisi icra edecek bir saz heyetinin sahne alması çok daha isabetli olurdu. Nitekim dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 1999 yılında ABD Başkanı Bill Clinton için verdiği yemekte Türk Musikisi ve Batı Musikisi seçimi yapılmış, hatta tanbur gibi çalgılar Bill Clinton’un çok ilgisini çekmişti. 

Gecenin doruk noktası, Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın verdiği konserdi. 

İlköğretim ya da lise öğrencisi çocuk müzisyenlerin görev aldığı orkestra, şef Rengim Gökmen’in yönetimindeki hatasız, mükemmel icrasıyla profesyonel orkestraları aratmadı. Son parça olarak İngilizlerin en ünlü bestecilerinden Sir Edward Elgar’ın “Pomp and Circumstance” marşının icrası çok doğru bir seçimdi. İngilizlerin en sevdikleri eserler arasında yer alan bu marşı coşkuyla dinleyenlerin başında Kraliçe’nin eşi Altes Edinburgh Dükü Philip geliyordu. 

Konser sonunda Cumhurbaşkanı Gül ile Kraliçe Elizabeth’in, Şef Rengim Gökmen ve genç müzisyenlerin yanına giderek kendilerini kutlamaları hoş bir görüntüydü.

Cumhurbaşkanlığı güçlendi
Küçük aksamalar vardı, ama sonunda Çankaya Köşkü ‘nün ağırlığına yakışan, herkesin bir hoşluk duygusuyla ayrıldığı zarif bir akşam geride bırakılmış oldu. Siyasi yönüne gelirsek... İçte kendisinin Köşk’teki meşruiyetine ilişkin tartışmaların hala sürdüğü bir dönemde Kraliçe’nin bu ziyaretiyle Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığını güçlendirmiş olması, kuşkusuz gecenin en önemli siyasi sonucuydu. Ziyaretin perde arkasındaki mimarının İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanlarından Jack Straw olduğunu hemen belirtelim.

milliyet
Yayın Tarihi : 15 Mayıs 2008 Perşembe 15:10:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
erol börtlüce IP: 88.244.119.xxx Tarih : 15.05.2008 18:17:41

Cumhurbaşkanı simokin giymedi siyah takım elbiseye uygun papyon kravat takdı.Smokin arkadaki yaverin giydiği gibi olması gerekir.simokin giydi diye iftira atmayın.


i.ç. IP: 85.100.232.xxx Tarih : 16.05.2008 00:43:06

1. Smokin giymek suç değil. 2. Dolayısıyla "giydi-giymedi" nin de iftirayla ilgisi yok. 3. Yaverin giydiği smokin değil mesdress isimli başkaca bir kıyafet. 4. Üç kuruşluk aklınla beş kuruşluk yorum yapma!...