İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, 1997-2004 yılları arasında 344 kişinin din değiştirdiğini, Türkiyedeki misyoner sayısının da belli olmadığını bildirdi.
Aksu, AKP Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksunun yazılı soru önergesine verdiği cevapta, Türkiyede misyonerlik faaliyetlerinin arttığı, kent merkezinde ve köylerdeki gençlerin din değiştirdiği konusunda basında zaman zaman haberlerin çıktığını ifade ederek, Din değiştirmek kişinin istek ve beyanına bağlıdır. Kişinin din değiştirdiğini yetkili makamlara beyan etmesi halinde din değişikliği yapılmaktadır. Yetkili makamlara müracaat edilmediği takdirde din değişikliğinin bilinmesi mümkün değildir dedi.
Aksu, şöyle devam etti:
Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan din ve vicdan hürriyetini suiistimal eden bazı dini gruplara (Protestanlar, Yehova Şahitleri, Bahailer vb.) mensup yabancı uyruklu veya Türk vatandaşı olan şahısların yasalara aykırı faaliyetleri ile ilgili olarak, güvenlik birimlerince Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaktadır.
Türkiyede misyonerlerin sayısı belli değildir. Misyonerlerin sayısını tespit etmek de mümkün değildir. Misyonerlik faaliyetleri, gizlilik içinde yürütüldüğünden harcanan paranın miktarı konusunda net rakam vermek mümkün değildir.
"1997-2004 ARASINDA 344 KİŞİ DİN DEĞİŞTİRDİ"
Aksu, 1997-2004 yılları arasında İslam iken Hıristiyan dinini seçen 338, İslam iken Musevi dinini seçen 6 kişi olduğunu belirterek, toplam 344 kişinin, din değiştirdiğini yetkili makamlara bildirdiğini ifade etti.
Türkiyedeki misyonerlerin çalışma yöntemlerinin herkes tarafından bilindiğini belirten Aksu, Misyonerler, daha çok yoksul ailelere ve çocuklarına, etnik, mezhep, kültürel açıdan farklı gruplar ile deprem, sel felaketi gibi doğal afetlere maruz kalan insanlara yönelik faaliyetlerde bulunmak suretiyle çalışmalarını sürdürmektedir dedi.
Türkiyede, Protestanlar, Yehova Şahitleri, Bahailere mensup yabancı uyruklu kişilerin, ağırlıklı olarak misyonerlik faaliyetlerini sürdürdüklerini bildiren Aksu, şöyle devam etti:
AB müktesebatına uyum çerçevesinde çıkarılan 4928 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 3194 sayılı İmar Kanununun Ek-2. maddesinde yer alan cami ibareleri ibadet yeri şeklinde değiştirilerek, farklı dinlere ait ibadet yerlerinin açılmasına imkan verilmiştir.
KİLİSE İÇİN YER GÖSTERİLDİ
Söz konusu kanun hükmü çerçevesinde ibadet yeri açma talebiyle müracaatta bulunanlara gerekli kolaylığın gösterilmesi konusunda Bakanlığımızca ilgili tüm valiliklere talimat verilmiştir. Bu çerçevede, Antalya ve Alanya civarında yaşayan Alman vatandaşlarınca kurulan Aziz Nikolas Kilisesi Derneği tarafından 28 Kasım 2004 tarihinde bir ibadet yeri, diğer taraftan Antalyanın Serik ilçesi Belek mevkiinde turizm amaçlı, cami, kilise ve sinagogdan oluşan bir ibadethane kompleksi açılmıştır.
Bunun dışında, Bursa ve Samsunda Protestan gruplar tarafından, Balıkesirde ise Yehova Şahitleri tarafından ibadet yeri açmak amacıyla müracaatta bulunulmuş; Ankarada da kilise açmak isteyen bir gruba Yenimahalle Belediyesince yer gösterilmiştir.
SAYILARLA EV KİLİSESİ, İBADET SALONU
Aksu, Türkiyedeki farklı din ve inanç gruplarına ait; Protestanların 72 ev kilisesi, Bahailerin 6 mahfili ve Yehova Şahitlerinin 10 ibadet salonu olmak üzere gayri resmi faaliyet gösteren toplam 88 ibadet yeri bulunduğunu, buraların sorumluluğunu yürüten kişilere, ibadet yerlerini imar mevzuatı hükümlerine uygun hale getirmeleri için tebligatta bulunulduğunu bildirdi.
Misyonerlik faaliyetlerinin artması ile Türkiyenin ABye girmesi arasında bir ilişki olduğunun düşünüldüğünü ifade eden Aksu, tüm dünyada olduğu gibi misyonerlik faaliyetlerinin AB ile olan ilişkilerinden önce de mevcut olduğunu hatırlattı.
SUÇ DUYURUSU
Aksu, Türkiyedeki misyonerlik faaliyetlerinin adli makamlarca takip edildiğini, din ve vicdan hürriyetini suiistimal eden bazı dini gruplara mensup yabancı uyruklu ve Türk vatandaşı kişilerin yasalara
aykırı faaliyetleri ile ilgili suç unsuru taşıyan konuların güvenlik birimlerince takip edilerek, Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunulduğunu bildirdi.
Aksu, Milli birlik ve bütünlüğümüzü bozmaya yönelik her türlü faaliyet yasalar çerçevesinde takip edilmektedir dedi.