Türkiye`nin laik bir demokrasi olarak kalmayı başarmasında Aleviler`in çok önemli bir faktör olduğu bildirildi. Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü Direktörü Soner Çağatay, "Aleviler köktendinciliği reddeder ve laikliği bağrına bastılar. Modernliğe açık, çok farklı bir Türk hümanist İslamı`nı temsil ediyorlar" diye yazdı.

Soner Çağatay, Washington Post gazetesinde Andrew Mango`nun ABD`de yayınlanan ``Türkler Bugün`` adlı kitabını değerlendirdi. Türkiye`nin başka bir ülkeye benzemediği yorumunu yapan Çağatay, Türkiye`nin Avrupa ile Ortadoğu arasındaki konumunun başlı başına bir faktör olduğunu, ancak Atatürk`ün ``Müslüman bir toplumda laik demokrasi mirası``nın daha önemli olduğunu vurguladı.

Atatürk`ün vizyon sahibi bir politikacı olduğuna işaret eden Çağatay, yazısında Türkiye`nin Atatürk`ün ölümünden 60 yılı aşkın bir süre geçmesine karşın laik bir demokrasi olarak kalmayı başardığına dikkat çekti. Çağatay, Atatürk`ün doğruyu yaptığını, Türkiye`yi bir demokrasi olmadan çok önce laik bir cumhuriyete dönüştürdüğünü kaydetti. Böylece CHP`nin 1950 yılında ilk çok partili seçimi kaybetmesine karşın laikliğin yaşamaya devam etiğini ifade eden Çağatay, 1997 yılında askerlerin Refah Partisi hükümetine meydan okuduğunda toplumun birçok kesimlerinden destek aldığına işaret etti.

``ALEVİLER LİBERAL MÜSLÜMAN``

Soner Çağatay, laik demokratik Türkiye`nin işlemesinin ikinci bir nedeninin ise Aleviler olduğunu belirterek, Aleviler`i liberal Müslümanlar olarak nitelendirdi. Çağatay ``Aleviler köktendinciliği reddeder ve laikliği bağrına bastılar. Mango`ya göre modernliğe açık çok farklı bir Türk hümanist İslamı`nı temsil ediyorlar`` diye yazdı.

Türkiye`nin Fransa ve Avrupa Birliği`ne katacağı çok şey olduğunu vurgulayan Çağatay, buna karşın Türkiye`nin AB yolunun belirlizliklerle dolu olduğunu belirtti. AB`de Türkiye`nin üyeliğine özellikle Fransa`da direniş olmasının ironik olarak değerlendiren Çağatay, Türkiye`nin AB üyesi olan Güney Avrupa`daki Yunanistan, İspanya, Portekiz ve İtalya ile bazı ortak yönlerinin olduğuna dikkat çekti.

Soner Çağatay, Türkiye`nin nufüsünün yarısına yakın bir bölümünün Avrupa kökenli olduğunu belirtirken Osmanlı İmparatörlüğünün en kötü günlerinde Türkiye`nin ``Avrupa`nın hasta adamı`` olarak bilindiğini anımsattı.