Kendilerini din görevlisi olarak tanımayan Diyanet İşleri Başkanlığı’na açtıkları dava reddedilen İzmir Limontepe’deki cemevi çalışanları, bu kez de Danıştay’a başvurdu. Açılan davanın “kimlik davası” olduğunu belirten cemevi çalışanları, iç hukuk yollarının tükenmesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceklerini de dile getiriyor.

Davada, Alevilerin hukuki olarak tanınması, Diyanet’in sadece camilere değil cemevlerine de kadro verilmesi, Aleviliğin inanç olarak varlık ve haklarının kabülü, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da buna göre örgütlenmesini istiyor.

Anayasa’nın herkese eşitlik maddesine işaret eden Aleviler, davalarının sadece kadro istemi olmadığını, tüm Alevileri kapsayan bir kimlik davası olduğunu söylüyor.

‘GEREKİRSE AİHM’E GİDERİZ’

Avukat Kemal Kırlangıç, “Dava sadece cemevlerindeki görevlilerin kadro alması değil. Davanın esası kapsamlı. Türkiye’de 20 milyonun üstünde Alevi inancından insan var. Bu insanlar fiilen var hukuken yok. O yüzden hiçbir yasada resmiyette adları geçmiyor. Cemevlerinde görevli olanlar da cemevleri de resmiyette tanınmadıkları için hiçbir hak sahibi olamıyorlar. Bu konudaki mücadelemiz sürecek. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de gideriz.” dedi.

‘BİZİ DE TANISINLAR’

Limontepe cemevi çalışanları, imamlarla eşit haklara sahip olmak ve devlet tarafından tanınmak istiyor.

Cemevi dedesi Cemal Sevin, “Bizim istediğimiz nüfus cüzdanı değil. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Plakasız araba trafiğe çıkmaz. Her nereye gidiyorsak önümüze sorunlar çıkıyor. Mesela cemevi hakkında ben su için başvurduğum zaman biz veremeyiz yasalarda yeriniz yok diyorlar. Biz diyoruz ki, bize bir plaka versinler. Sünninin plakası camiyse bizimde plakamız cem evimiz. Gittiğimiz zaman bize sorun çıkarmasınlar. Tanısınlar bizi.” diye konuştu.