Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgülün CHPden ihraç edilmesinin ardından kendisini destekleyen İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, İzmir Milletvekili Hakkı Akalın, Mersin Milletvekili Ersoy Bulut, Hatay Milletvekili Züheyir Amber ve Amasya Milletvekili Mustafa Sayar, CHPden istifa etti.
Milletvekilleri TBMMde düzenledikleri ortak basın toplantısında, yarın düzenlenecek bir törenle SHPye katılacaklarını açıkladılar. Bu katılımla TBMMde temsil edilen parti sayısı 6ya çıkacak.
CHPNİN SULTANI BAYKAL
CHPden istifa eden 5 milletvekili Parlamentoda düzenledikleri basın toplantısı ile istifalarının gerekçesini açıkladılar. Milletvekillerinin ortak imzalarını taşıyan açıklamayı Mersin Milletvekili Ersoy Bulut okudu.
Açıklamada, tüzük değişiklikleri ile CHPde başlayan yapılanmanın Oligarşik olduğu ifade edilerek, Bu yapılanma giderek tam bir Baykal hegemonyasına dönüşmüştür denildi.
Milletvekillerinin partiden atıldığı, kurultay delegelerinin partiden kovulduğu, örgütte sorumluluk taşıyan yöneticilerin disiplin kurullarına gönderilerek verdirilen cezalarla işlevsiz ve etkisiz hale getirildikleri ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
CHP Politbürosu bunlarla da yetinmeyerek, başta İzmir, Aydın illeri olmak üzere daha pek çok il ve ilçe yönetimlerini görevden almış, İstanbul İl Yönetimi ise 1993 yılında Ümraniye Belediye Başkanı iken 43 yolsuzluk dosyası ile SHPden atılmış olan İl Başkanı Şinasi Öktemin Bizans oyunları ile düşürülmüştür.
Bütün bunlar, siyaset üretmeyen, edilgen muhalefet yaptığı için yığınların güvenini yitiren, çağdaş dünyadaki gelişmelere ve değişimlere ayak uyduramadığı için halktan kopan CHPnin sultanı Baykalın iktidarını pekiştirmek, tek ses, tek nefes, bütün organları ile teslim alınmış, otoriter bir örgüt yaratmak adına yapılmıştır.
Gelinen noktada son olarak donanımları, aşındırılamaz kimlikleri, siyasette sergiledikleri duruşları ile örnek ve önder olacak Adana, Adıyaman, Afyon, Antep, Aksaray, Bolu, Balıkesir, Erzurum, Erzincan, Elazığ, Malatya, Rize, Osmaniye, Kilis, Sakarya, Sivas, Şırnak, Tekirdağ, illerinin başkan ve yöneticileri ya görevden alınmış yahut çeşitli oyunlarla kurulları düşürülmek suretiyle partiden ve de siyasetten uzaklaştırılmışlardır.
HAZİNE YARDIMININ KESİLMESİ BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA
Milletvekillerinin açıklamasında, Belirli sayıda milletvekili" bulunan siyasi partilere yapılan hazine yardımının kesilmesine ilişkin yasa teklifinin Bardağı taşıran son damla olduğu ifade edildi.
Bu yasa teklifinin, milletvekillerinin özgürlük alanlarını daraltan, örgütlü bir demokrasiye giden yolu keseceği kaydedilen açıklamada, Sonuçta siyasi parti tüzüklerinde varolan antidemokratik hükümlerden kaynaklanan oligarşik yapılanmaları, parti içi diktatörlüğe dönüştüren bir tekliftir. AKP ve CHP grupları anlaşarak, doğrudan parlamentoya taşıdıkları bu teklif ile iki partili bir sistemi ülkede kalıcı yapmaya çalışmaktadırlar. Bunun için toplumu ve halkı rehin almak istemektedirler denildi.
CHP ANONİM ŞİRKET
CHPnin, bu yapısı ile artık parti olmak niteliğini yitirdiğini savunan milletvekilleri, CHPnin, idare meclisi Başkanı Deniz Baykal olan bir anonim şirkete dönüştüğünü ifade etti.
Çoğulculuk ve katılımcılığın CHPden dışlandığı ve parti organları ile bütün platformları susan, konuşmayan, sorgulamayan bir niteliğine büründüğü görüşüne yer verilen açıklamada, şöyle denildi:
Doğruyu söylemenin suç sayıldığı, yalakalık, dalkavukluk ve yalancılığın ise geçerli olduğu çiftlik gibi yönetilen bir siyasi yapı, sorgulayamadığımız, hesap soramadığımız, hatta dokundurma bile yapamadığımız siyaset önderleri, üç maymunu oynayan, duymayan, görmeyen ve hiç konuşmayan çok deneyimli siyaset bilgeleri, hokus pokus ustaları, kitlelere heyecan vermeyen, umut vaat etmeyen, parti geleneklerini, tüzüğünü ve hukuku çiğneyerek başını kaldıranı ezmeye çalışan dar bir kadro.
"SOSYAL DEMOKRASİNİN ÖNÜ TIKANDI"
İşte koltuk sevdalısı bu dar kadro, genelde Türk demokrasisinin, özelde sosyal demokrasisinin önünü tıkamıştır. Bu dar kadronun başında olduğu CHP, artık toplumda bir canlılık, bir heyecan ve bir umut yaratmamaktadır. Meclis kürsüsünden yapılan eyyamcı konuşmalar da kitleler üzerinde artık etkili olmamaktadır.
AKP hükümeti böyle bir CHP karşısında her istediğini yapmaktadır. Gelecek seçimde artık Kerhen oy verecek bir kitle de olmayacaktır. Partiyi zorbalıkla Küçük olsun ama mutlaka benim olsun anlayışı ile sımsıkı bir şekilde ellerinde tutanlar sandıkta yok olacaklardır.
KAPI KULU OLMAYI REDDETTİĞİMİZ İÇİN
Milletvekilleri, artık ne kendileri ne de özgür iradeli yurttaşları için CHPde siyaset yapma şansısının kalmadığını bildirdikleri açıklamada, Yaşanan süreçte parti içinde ayrımsız olarak, CHPlilere reva görülen statü kapı kulluğudur. CHPli üyeler, ya kapı kulu olacaklar yahut da Mustafa Kemal Atatürkün özgür iradeli yurttaşları olarak siyasal yaşamlarını sürdüreceklerdir. İşte at, işte meydan. Biz kapı kulu olmayı red ettiğimiz için CHPden ayrılmayı halkımıza karşı olan sorumluluğumuzun gereği saydık görüşünü dile getirdi.
YARIN SHPYE KATILIYORUZ
Bulut, gazetecilerin soruları üzerine düzenlenecek bir törenle yarın SHPye katılacaklarını bildirdi.
Bu istifanın SHPnin Hazine yardımı alabilmesini sağlamayı amaçlayıp amaçlamadığı sorusuna İstanbul Milletvekili Ketenci, Bu teklifin ne zaman geleceği belli değil. O bizi ilgilendirmiyor karşılığını verdi.
Ketenci, Başka istifalar olacak mı? sorusunu Olabilir diye yanıtlarken, Sayar, Çok istifa olacak dedi.
BİR AYRILMA, BİR KATILMA
Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan, AKPden istifa etti; Mardin Bağımsız milletvekili Muharrem Doğan da ANAPa katıldı.
Miraç Akdoğan, istifasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, 2002 genel seçimleri öncesinde AKPde siyaset yapmayı tercih etmesinin temel nedeninin tek parti iktidarının Türkiyenin ihtiyacı olan ortamı sağlayabileceği ve kaybedilen onca yılı telafi edebilecek değişim dinamiğinin harekete geçirilebileceği beklentisi olduğunu ifade etti.
AKPDE KADROCU ANLAYIŞ
Miraç Akdoğan, oysa gelinen noktada üzülerek, AK Partinin dar kadrocu bir anlayışın ve iktidar sarhoşluğunun bütün hastalıklarını barındıran bir yapıya bürünmüş durumda olduğunu gördüğünü kaydetti.
Akdoğan, Hal böyle olunca, ülke meselelerine yaklaşım konusunda gereken hassasiyeti sergilemekten uzak kalan, giderek bütün temel meseleleri göz ardı eden AK Parti, Türk milletinin oylarıyla kazanmış olduğu meşruiyeti hızla tüketmektedir dedi.
Akdoğan, şunları kaydetti:
Milletin verdiği meşruiyet ve imkanlar, her iktidar için en büyük sorumluluk alanını teşkil eder. AK Parti, bu sorumluluğun gereğini yerine getiremediği için ülke insanının beklentilerine de cevap veremez durumu gelmiştir.
Ne yazık ki büyük bir atalet ve verimsizlik içinde geçen 10 yılın ardından, AK Parti kendisine sunulan fırsatı kullanamamış ve son 2,5 yılı gereğince değerlendirememiştir.
TURGUT ÖZAL ÖRNEĞİ
Kamuoyu açısından, bu tespitin doğruluğunu sınamak hiç de zor olmayacaktır. Rahmetli Turgut Özalın iktidarının ilk 2,5 yılı içinde gerçekleştirdiği yapısal dönüşümle, AK Parti iktidarının sadece IMF ve ABnin yönlendirmesiyle sınırlı kalan ilk 2,5 yıllık icraatını karşılaştırmak bile, harcanan fırsatın büyüklüğünü anlamak için yeterlidir.
O günlerde de siyaset yapmış birisi olarak, AK Partinin iktidar dönemi zarfında aynı kararlılığı, aynı dinamizmi, aynı iradeyi bulamamış olmanın hayal kırıklığını yaşıyorum.
Yüce milletimize gönül rahatlığı içinde hizmet edebilmek gayesiyle herkesi kucaklayan ve gerçekten irade sergileme gücüne sahip bir siyaset anlayışının takipçisi olmak üzere AK Partiden ayrılma kararı almış bulunuyorum.
Bu gelişmelerden sonra Mecliste son durum şöyle oldu:
AKP: 360
CHP: 163
Bağımsız: 14
DYP: 6
ANAP: 5
Halkın Yükselişi Partisi: 1
Toplam: 549