23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Ankara'da istifa fırtınası

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün CHP’den ihraç edilmesinin ardından kendisini destekleyen İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, İzmir Milletvekili Hakkı Akalın, Mersin Milletvekili Ersoy Bulut, Hatay Milletvekili Züheyir Amber ve Amasya Milletvekili Mustafa Sayar, CHP’den istifa etti.

Milletvekilleri TBMM’de düzenledikleri ortak basın toplantısında, yarın düzenlenecek bir törenle SHP’ye katılacaklarını açıkladılar. Bu katılımla TBMM’de temsil edilen parti sayısı 6’ya çıkacak.

“CHP’NİN SULTANI BAYKAL”

CHP’den istifa eden 5 milletvekili Parlamento’da düzenledikleri basın toplantısı ile istifalarının gerekçesini açıkladılar. Milletvekillerinin ortak imzalarını taşıyan açıklamayı Mersin Milletvekili Ersoy Bulut okudu.

Açıklamada, tüzük değişiklikleri ile CHP’de başlayan yapılanmanın ”Oligarşik” olduğu ifade edilerek, “Bu yapılanma giderek tam bir Baykal hegemonyasına dönüşmüştür”’ denildi.

“Milletvekillerinin partiden atıldığı, kurultay delegelerinin partiden kovulduğu, örgütte sorumluluk taşıyan yöneticilerin disiplin kurullarına gönderilerek verdirilen cezalarla işlevsiz ve etkisiz hale getirildikleri” ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

“CHP Politbürosu bunlarla da yetinmeyerek, başta İzmir, Aydın illeri olmak üzere daha pek çok il ve ilçe yönetimlerini görevden almış, İstanbul İl Yönetimi ise 1993 yılında Ümraniye Belediye Başkanı iken 43 yolsuzluk dosyası ile SHP’den atılmış olan İl Başkanı Şinasi Öktem’in Bizans oyunları ile düşürülmüştür.

Bütün bunlar, siyaset üretmeyen, edilgen muhalefet yaptığı için yığınların güvenini yitiren, çağdaş dünyadaki gelişmelere ve değişimlere ayak uyduramadığı için halktan kopan CHP’nin sultanı Baykal’ın iktidarını pekiştirmek, tek ses, tek nefes, bütün organları ile teslim alınmış, otoriter bir örgüt yaratmak adına yapılmıştır.

Gelinen noktada son olarak donanımları, aşındırılamaz kimlikleri, siyasette sergiledikleri duruşları ile örnek ve önder olacak Adana, Adıyaman, Afyon, Antep, Aksaray, Bolu, Balıkesir, Erzurum, Erzincan, Elazığ, Malatya, Rize, Osmaniye, Kilis, Sakarya, Sivas, Şırnak, Tekirdağ, illerinin başkan ve yöneticileri ya görevden alınmış yahut çeşitli oyunlarla kurulları düşürülmek suretiyle partiden ve de siyasetten uzaklaştırılmışlardır.”

HAZİNE YARDIMININ KESİLMESİ BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA

Milletvekillerinin açıklamasında, “Belirli sayıda milletvekili" bulunan siyasi partilere yapılan hazine yardımının kesilmesine ilişkin yasa teklifinin “Bardağı taşıran son damla” olduğu ifade edildi.

Bu yasa teklifinin, milletvekillerinin özgürlük alanlarını daraltan, örgütlü bir demokrasiye giden yolu keseceği kaydedilen açıklamada, “Sonuçta siyasi parti tüzüklerinde varolan antidemokratik hükümlerden kaynaklanan oligarşik yapılanmaları, parti içi diktatörlüğe dönüştüren bir tekliftir. AKP ve CHP grupları anlaşarak, doğrudan parlamentoya taşıdıkları bu teklif ile iki partili bir sistemi ülkede kalıcı yapmaya çalışmaktadırlar. Bunun için toplumu ve halkı rehin almak istemektedirler” denildi.

“CHP ANONİM ŞİRKET”

CHP’nin, bu yapısı ile artık parti olmak niteliğini yitirdiğini savunan milletvekilleri, “CHP’nin, idare meclisi Başkanı Deniz Baykal olan bir anonim şirkete dönüştüğünü” ifade etti.

Çoğulculuk ve katılımcılığın CHP’den dışlandığı ve parti organları ile bütün platformları susan, konuşmayan, sorgulamayan bir niteliğine büründüğü görüşüne yer verilen açıklamada, şöyle denildi:

“Doğruyu söylemenin suç sayıldığı, yalakalık, dalkavukluk ve yalancılığın ise geçerli olduğu çiftlik gibi yönetilen bir siyasi yapı, sorgulayamadığımız, hesap soramadığımız, hatta dokundurma bile yapamadığımız siyaset önderleri, üç maymunu oynayan, duymayan, görmeyen ve hiç konuşmayan çok deneyimli siyaset bilgeleri, hokus pokus ustaları, kitlelere heyecan vermeyen, umut vaat etmeyen, parti geleneklerini, tüzüğünü ve hukuku çiğneyerek başını kaldıranı ezmeye çalışan dar bir kadro.

"SOSYAL DEMOKRASİNİN ÖNÜ TIKANDI"

İşte koltuk sevdalısı bu dar kadro, genelde Türk demokrasisinin, özelde sosyal demokrasisinin önünü tıkamıştır. Bu dar kadronun başında olduğu CHP, artık toplumda bir canlılık, bir heyecan ve bir umut yaratmamaktadır. Meclis kürsüsünden yapılan eyyamcı konuşmalar da kitleler üzerinde artık etkili olmamaktadır.

AKP hükümeti böyle bir CHP karşısında her istediğini yapmaktadır. Gelecek seçimde artık ’Kerhen’ oy verecek bir kitle de olmayacaktır. Partiyi zorbalıkla ’Küçük olsun ama mutlaka benim olsun’ anlayışı ile sımsıkı bir şekilde ellerinde tutanlar sandıkta yok olacaklardır.”

“KAPI KULU OLMAYI REDDETTİĞİMİZ İÇİN”

Milletvekilleri, artık ne kendileri ne de özgür iradeli yurttaşları için CHP’de siyaset yapma şansısının kalmadığını bildirdikleri açıklamada, “Yaşanan süreçte parti içinde ayrımsız olarak, CHP’lilere reva görülen statü kapı kulluğudur. CHP’li üyeler, ya kapı kulu olacaklar yahut da Mustafa Kemal Atatürk’ün özgür iradeli yurttaşları olarak siyasal yaşamlarını sürdüreceklerdir. İşte at, işte meydan. Biz kapı kulu olmayı red ettiğimiz için CHP’den ayrılmayı halkımıza karşı olan sorumluluğumuzun gereği saydık” görüşünü dile getirdi.

“YARIN SHP’YE KATILIYORUZ”

Bulut, gazetecilerin soruları üzerine düzenlenecek bir törenle yarın SHP’ye katılacaklarını bildirdi.

Bu istifanın SHP’nin Hazine yardımı alabilmesini sağlamayı amaçlayıp amaçlamadığı sorusuna İstanbul Milletvekili Ketenci, “Bu teklifin ne zaman geleceği belli değil. O bizi ilgilendirmiyor” karşılığını verdi.

Ketenci, “Başka istifalar olacak mı?” sorusunu “Olabilir” diye yanıtlarken, Sayar, “Çok istifa olacak” dedi.

BİR AYRILMA, BİR KATILMA

Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan, AKP’den istifa etti; Mardin Bağımsız milletvekili Muharrem Doğan da ANAP’a katıldı.


Miraç Akdoğan, istifasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, 2002 genel seçimleri öncesinde AKP’de siyaset yapmayı tercih etmesinin temel nedeninin “tek parti” iktidarının “Türkiye’nin ihtiyacı olan ortamı sağlayabileceği ve kaybedilen onca yılı telafi edebilecek değişim dinamiğinin harekete geçirilebileceği” beklentisi olduğunu ifade etti.

AKP’DE KADROCU ANLAYIŞ

Miraç Akdoğan, oysa gelinen noktada “üzülerek”, AK Parti’nin ”dar kadrocu bir anlayışın ve iktidar sarhoşluğunun bütün hastalıklarını barındıran bir yapıya bürünmüş durumda olduğunu” gördüğünü kaydetti.


Akdoğan, “Hal böyle olunca, ülke meselelerine yaklaşım konusunda gereken hassasiyeti sergilemekten uzak kalan, giderek bütün temel meseleleri göz ardı eden AK Parti, Türk milletinin oylarıyla kazanmış olduğu meşruiyeti hızla tüketmektedir” dedi.

Akdoğan, şunları kaydetti:

“Milletin verdiği meşruiyet ve imkanlar, her iktidar için en büyük sorumluluk alanını teşkil eder. AK Parti, bu sorumluluğun gereğini yerine getiremediği için ülke insanının beklentilerine de cevap veremez durumu gelmiştir.

Ne yazık ki büyük bir atalet ve verimsizlik içinde geçen 10 yılın ardından, AK Parti kendisine sunulan fırsatı kullanamamış ve son 2,5 yılı gereğince değerlendirememiştir.

TURGUT ÖZAL ÖRNEĞİ

Kamuoyu açısından, bu tespitin doğruluğunu sınamak hiç de zor olmayacaktır. Rahmetli Turgut Özal’ın iktidarının ilk 2,5 yılı içinde gerçekleştirdiği yapısal dönüşümle, AK Parti iktidarının sadece IMF ve AB’nin yönlendirmesiyle sınırlı kalan ilk 2,5 yıllık icraatını karşılaştırmak bile, harcanan fırsatın büyüklüğünü anlamak için yeterlidir.

O günlerde de siyaset yapmış birisi olarak, AK Parti’nin iktidar dönemi zarfında aynı kararlılığı, aynı dinamizmi, aynı iradeyi bulamamış olmanın hayal kırıklığını yaşıyorum.

Yüce milletimize gönül rahatlığı içinde hizmet edebilmek gayesiyle herkesi kucaklayan ve gerçekten irade sergileme gücüne sahip bir siyaset anlayışının takipçisi olmak üzere AK Parti’den ayrılma kararı almış bulunuyorum.”

Bu gelişmelerden sonra Meclis’te son durum şöyle oldu:



AKP: 360

CHP: 163

Bağımsız: 14

DYP: 6

ANAP: 5

Halkın Yükselişi Partisi: 1

Toplam: 549


ANKARA / KENTHABER
Yayın Tarihi : 28 Mart 2005 Pazartesi 12:45:03
Güncelleme :28 Mart 2005 Pazartesi 20:36:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
fatih aksoy IP: 81.213.252.xxx Tarih : 28.03.2005 20:30:06
cumhuriyetin kuruluşundan bu yana TBMM de temsil edilen siyasi partilerde liderlik sultası denilen sıkıntı sürekli yaşanmaktadır.iktidar partilerinin içinde yöre,kültür,sosyal yapısı farklı insanlar vardır ve olmalıdır.genel başkanların ve çekirdek kurmay gurubun mevcut vekillerle birlikte konuları istişare ederek ülkemiz adına en pratik ve en kısa sürede oluşacak çözüm üretilmelidir.CHP kendi iç sorunları ile ilgilenmekten ülke sorunlarına zaman ayıramadı.duyarlı vekillerin ayrılması çözüm değildir.kalıp mücadele etmeliler.orada olma nedenlerini unutmadan insanlarımızın mutluluk ve refahı için mücadele etmeliler.saygılarımla