Datçalı gazeteci Sinan Kara, yaklaşık 5.5 aydır tutuklu bulunduğu cezaevinden 10 gün kadar önce tahliye oldu. Kara, yeni yasaya göre gazetecilik yapamayacak. Cezaevinde olduğu günlerde Basın Konseyi "hapiste bulunan gazeteci sıfatlı kişiler"le ilgili bir raporunda adı yeralmayan Sinan Kara, yaptığı yazılı açıklamada, "Öncelikle böyle bir raporun düzenlenmesinde Oktay Ekşi’nın ve Basın Konseyi adlı faili meçhul şirket’in yetkililiği tartışılır boyuttadır." dedi.

Kara'nın tüm medya kuruluşlarına gönderdiği yazılı açıklaması şöyle:

"Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi’nin 19 Ocak 2003’te kaleme aldığı açıklamaya göre Hapiste Bulunan “Gazeteci” sıfatlı kişiler raporunda şahsım ve bir çok gazeteci arkadaşımın gazetecilik mesleği dışında hapiste bulunduğumuz belirtilmiştir.

1983 yılından bu yana,bazılarında olmayan,beyin namusu,onurlu meslek anlayışıyla mesleğimin gereğini yerine getirmeye çalışmaktayım. Bu onurlu mesleğin ifaası sonucunda şu ana kadar hakkımda açılan dava sayısı 35’e ulaşmıştır. Açılan dosyalarımın tümü gazetecilik görevimle ilgilidir.

Öncelikle böyle bir raporun düzenlenmesinde Oktay Ekşi’nın ve Basın Konseyi adlı faili meçhul şirket’in yetkililiği tartışılır boyuttadır. Kamuoyunda saygın bir yeri olmayan,gazeteci cellatlığına soyunan bu kurumun,emekçi haberciler üzerinde infazlarını sürdürmesi utanç vericidir.

Asıl tartışılması gereken,sözde Basın Konseyi adlı şirket görünümlü altındaki,bu işyerinin işlevidir. Gazeteci olduklarını savunan,aslında emekli bürokratlar ve işadamlarından oluşan bu şirket bünyesinde bulununlar ve haksız yere iftira bataklığına saplananlar,bir gün tüm saygınlıklarını tamamiyle yitireceklerdir.

Bu traji komediye izleyici kalarak,suça iştirak eden vitrin ayarlı 'bazı' gazetecilere de, elbette bu ülkede bir gün hukuk,erdemlilk lazım olacaktır.

Emekçi gazeteci namusludur. Emekçi gazeteci ülkesini,halkını ve mesleğini seven insandır. Emekçi gazeteci on binlerce dolar karşılığında kalemini,duruşunu satmayandır. Ve Emekçi gazeteci ‘TÜCCAR’ değildir.

Basın konseyinin aldığı, iftira dolu,mesnetsiz kınama kararlarıyla yargı organlarını nasıl etkilediği 'belgeli' olarak elimde bulunmaktadır.İç hukuk yollarına bu şirket hakkında şikayette bulunmama rağmen,şikayetim ‘gerekçe’ dahi gösterilmeksizin rededilmiştir. Şikayetim Avrupa’ya taşınmıştır.Basın Konseyi hakkında şu an (AİHM) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde açtığım dava görülmektedir.

Basın Yasası ve Meslek Ahlak İlkelerine uymayan sözde konsey, 'kınama' ya da 'uyarı' bağışıklığı psikolojisiyle saldırılarının karşılığını,yasalar ve kamuoyu nezdinde er,geç görecektir.

Kamuoyu ve Emekçi Basına Saygıyla duyurulur."

31 Mart 2004

Sinan Kara

www.sinankara.com