Avrupa Komisyonu’nun kritik İlerleme Raporu’nu yayınlamasına saatler kala Ankara’da heyecan dorukta.  Ankara’daki kulislerde Komisyon’un tavsiyesinde müzakerelerin "gecikmeden başlaması" ifadesini kullanması pek beklenmiyor.

Ankara’da gerek Türk, gerekse AB diplomatik çevrelerinde Komisyon’un tavsiyesinin nihai şekli, büyük bir merakla bekleniyor. Komisiyon’un müzakerelerin başlamasını önerirken bazı üye devletlerden gelen tepkileri gidermek için "gecikmeden başlaması" ifadesini kullanmayacağı sanılıyor.

Buna karşın, Avrupa Anayasası referandumunun sonrasında başlatılması yolundaki çağrılara karşın, müzakerelerin yine 2005 yılında başlayabileceği belirtiliyor.

Üst düzey bir AB diplomatı da Türkiye ile müzakerelerin taraflarca askıya alınabileceği yolundaki duyumları değerlendirirken Bulgaristan için benzer bir düzenleme getirildiğini belirterek "ancak gerçek budur ki müzakereler başlarsa, bir gün biter" diye konuştu.

Öte yandan Ankara’da genişlemeden sorumlu Komisyon Üyesi Günter Verheugen’in verdiği mücadeleye de dikkat çekiliyor. Türkiye’ye verdiği destekten dolayı büyük bir baskı altında bulunduğu ifade edilen Verheugen ile Komisyon Başkanı Romano Prodi’nin tepkileri azaltmak için çaba gösterdiği de kaydediliyor.

Türkiye’nin Rum Kesimini gümrük birliğine alması kararının etkileri de tartışılıyor. AB diplomatik kaynakları, Türkiye’nin bböyle bir adım çok daha önce atması gerektiğini belirtmekle birlikte yine kararın çok olumlu karşılıyorlar.

Buna karşın, Ankara’daki külislerde Türkiye’nin 17 Aralık Zirvesi öncesi Rum Yönetimini tanımayı planlamadığı belirtiliyor. AB diplomatik kaynakları da Ankara’dan böyle bir adım atması beklentisi içerisinde olmadıklarını ifade ediyorlar. Aynı kaynaklar, Rum Kesimi’nin zirvede müzakereleri veto etmesine ihtimal vermiyorlar.