19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

AP Başkanı Cox: AB bir Hristiyan Kulübü değil

Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox, TBMM'de yaptığı konuşmada, tarihi mesajlar verirken, AB ile ilgili reformlarda uygulamaya dikkat çekti.
Bu konuda "Uygulama, uygulama, uygulama" sözlerine yer veren Cox, AB'nin bir Hristiyan klübü olmadığı mesajını verirken, Kıbrıs konusunda ise İstiklal Marşı'ndaki 'Korkma' sözünü hatırlattı.
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Pat Cox, TBMM Başkanı Bülent Arınç ile birlikte TBMM Genel Kurulu'na geldi. "Avrupa Parlamentosu açısından önemli bir yıldayız" diyen Cox, "Çok önemli bir yılı yaşıyoruz. Burada AB ile Türkiye arasında giderek olgunlaşan ilişkiler gelişiyor" dedi. AB açısından 2004 yılının bir yenileşme yılı olduğunu ifade eden Cox, AP'de seçimler olduğunu ifade etti ve "2004 yılının Haziran ayında AP seçimleri var. 1 Mayıs günü 15 üyeden oluşan AB'miz, 25 üyeli bir AB haline dönüşüyor. Yine bu yıl pek çok anlamlı ve önemli Avrupa konularını ele alacağız" dedi.
Bu yıl AB açısından önemli konuların gündeme geleceğini kaydeden Cox, AB'nin de bu noktada kendi kendisine bazı sorular sorduğunu ve cevaplar aradığını, hatta bu sorulara cevap bile verilemediğini belirtti. Bu soruların başında 'Geleceğin Anayasası nasıl olacak?' sorusu bulunduğunu ifade eden Cox, "Geleceğin Anayasası nasıl olacak? Kimler aktör olacak? Yeni AB'nin durumu ne olacak? AB olarak biz kendi kendimize bu soruyu cevaplamamız gerekir. Avrupa Parlamentosu da bu yıl bütün bu soruların cevabını verecektir" ifadelerine yer verdi.
"TBMM, Avrupa'nın geleceğini düzenleyen konvansiyonun bir parçası olmuştur" ifadelerine yer veren Cox, "Bu yıl sorulacak bir başka soru Avrupa'nın geleceğinde, AB bütçesi açısından kapasitesi nedir? Çok sorunlu bir soru. Bu tartışmayı bu yıl sonuca ulaştıracamayacağız. Avrupa'nın sorduğu üçüncü bir soru da şu: 2004 Aralık tarihinde Türkiye'nin AB'ye üyeliği ne olacak?" dedi.
Önümüzdeki Ekim ayında görevini bitirmekte olan AB Komisyonu'nun Prodi başkanlığında bu yılla ilgili raporlarını hazırlayıp tamamlayacağını ve Türkiye'nin katılım ortağı olarak gelişmelerini bir rapor olarak değerlendireceğini hatırlatan Cox, birkaç hafta önce Prodi'nin TBMM'de yaptığı konuşmaya da atıfta bulundu. Prodi'nin Türkiye'nin AB adaylığı ile ilgili değerlendirmenin adil olacağı, dengeli olacağı ve benzer türde yaptıkları diğer ülkeler için yaptıkları değerlendirmelerle eşdeğer olacağı yönüdeki sözlerini hatırlatan Cox, "Ben de bir defa daha bunun altını çizmek isterim. Ekim ayında bu sunulacak raporu inceleyeceğiz. 2004'ten önce kendi raporumuzu hazırlayacağız. Bizim hazırlayacağım rapor da dengeli ve adil olacak, tıpkı komisyon başkanının kendi değerlendirmelerini yapacağı gibi. Dolayısıyla böylece Aralık'taki randevumuza geleceğiz. Burada yapılacak seçim o zaman yapılacak seçimdir. Şimdinin seçimi değildir. Çünkü yeni seçilecek olan AB Parlamentosu seçimi yapacak. Bizler kurumsal sürekliliğe çok önem veririz. Sıfırdan başlamayız. Yeni bir parlamentoda sıfırdan başlamayız. Bugünkü mevcut parlamentonun mirası üzerine çalışmalarımızı sürdürürüz. Sizlere şunu söylemek isterim. Farklı partilerden farklı gruplardan kişiler var iktidar ve muhalefte partisi var. Ben hepinize teşekkür etmek isterim. Sizler hepiniz Türkiye'nin, AB vizyonunu paylaştınız. Her şeyden önemli bu vizyonun parlamentoda benimsenmesi gerekir. Bu münhasıran bir partinin malı değildir. Hükümetin ve muhalefetin malı değildir. AB ile ilişkileriniz Avrupa ve Doğu Avrupa ülkelerinde de gördüğümüz gibi Avrupa Birliği'nin genişleme sürecindeki diğer ülklerde de gördüğümüz gibi işbirliği gerekir. Bu atılımı yapmak istiyorsak. Burada mutlaka ulusal bir konsensüs olması gerekir. Bir tarafın isteği öbür tarafın isteği değil ulusal bir konsensüse ihtiyaç var. Burda sizin birlikte çalışmanız bana büyük cesaret veriyor" ifadelerini kullandı.
Cox, Türkiye'nin AB'ye ilişkin reformlarına sürekli teşekkür ederken, "Özellikle Aralık 2004 tarihindeki bugüne yaptığınız ilerlemeden sizleri kutluyorum. Ben 1989'da ilk parlamenter olarak seçildiğim zaman sizlerin buradaki çalışmalarını mümkün olamaz diye düşünürdüm. 2002'nin Ocak ayında, sizin bu aradaki dönemde yaptığınız çalışmaların bu kadar büyük reformların yapılabileceğini düşünemezdim. Son 18 ayda ve son 40 yılda konuştuğunuz her şeyli yerine getirdiniz. Bu nedenle burada TBMM'ye teşekkür ediyorum. Hem ulusla hem de uluslararası alanda, Irak sorunu, terörizmle mücadelede, parlamentoda ve ülkenizde etkileyici bir şekilde siyasi istikrarı ortaya koydunuz. Bunun için de size teşekkür ediyorum. Çünkü siz bu bölgede önemli bir oyuncusunuz, bu bölgede önemli bir lidersiniz" diye konuştu.
Türkiye'nin terörden ne kadar yara aldığını bildiğini belirten Cox, bu konuda AP'nin duyarlılığını da belirtti. Cox, "Refromlarda büyük aşama kaydettiniz. Bu demkoratik refromlar modernleşmedeki çabalarınızı sürdüreceğinize inanıyorum. Sayın Erdoğan 'Ankara kriterleri' tabirini kullandı. Beni çok etkiledi, çok etkilendim. Çünkü kendisi bunu sahipleniyor. Bu konulara dışarıdan bakan insan olarak değil sahiplenen insan olarak bakıyor. Gerçekten sizin başbakanınıza Ankara kriterleri olarak adlandırdığı konulara sizin de sahip çıkmasını diliyoruz. Bunu sizler yapacaksınız. Bunu yaparken ileriye doğru AB ile angajmanınız ile ileriye doğru büyük bir adım atıyor olacaksınız. Anayasanızdaki refromlar ceza yasanızdaki refromlar, MGK konusunda ölüm cezasının kaldırılması" dedi.
Cox, açıklamalarında Türkiye'de önemli değişikliklerin yapıldığına dikkat çekerken uygulamanın esas olduğunun da altını çizdi. Cox, şöyle konuştu:
"AP, Türkiye'deki adli reformların devam etmesine çok önem veriyor. Bunun ötesinde Arupa'daki uygulamlarla ilgili olarak kendi ülkenizdeki sivil ve askeri ilişkiler konusunda da ilerlemeler kaydedeceğinize inanıyoruz. Ekim raporu hazırlanmadan önce, önümüzdeki Aralık ayındaki zirveden önce sizlere şunu öneririm: Liderliğinizi kullanarak mümkün olduğu kadar işleri kağıttan uygulamaya dökün. Bir tek kelime söylemem gerekiyorsa o da: uygulama uygulam uygulama'. Her şeyin anahtarı uygulamada. Buradaki yasal ve anayasal reformları hazırladıktan sonra onları artık uygulamaya gelmiştir iş. Her kültür her siyasi toplum iY Sıfırdan başlamayız. Yçin gereklidir. Kağıt üzerinde yasalar değiştirilebilir. Bunu yapmak gerekir. Bunu yapmak kolaydır ama davranışları değiştirmek için kararlılığa liderliğe ihtiyaç vardır. Bu refromlar öyküsünü anlatın. Kamu yönetiminize reformlarınızı duyurun".
Cox, Leyla Zana ile ilgili de, yargıya mühadale etme gibi bir niyetin olmadığını ve Türk Parlamentosu'ndan da bunu istemediklerini belirterek, "Sizin ülkeniz Sayın Başkan, uzun yıllar terörizmden çekmiş bir ülkedir. 1980'lı yıllar, 1990 yılların önemli bir bölümü binlerce kişi öldü, binlerce işi yaralandı, sosyal ekonomik kayıplar oldu. Ne mutlu ki artık bu dönem bitti. Burada bunu dile getirien ilk ben olmalıyım: Siz bir Cumhuriyet olarak kendi topraklarınızın bütünlüğünü savunmaya hakkınız var, yükümlülüğünüz var. Ben uzun yıllmardan beri çalışmalarınızı izlemekteyim. Leyla Zana ve arkadaşları konusunda. Biliyorum sizin adli mekanizmanız, hükümetten tamamen bağımsız ve yargı hükümetten ve parlamentodan tamamen bağımsız. Ben burada sizin yargıçlarınıza müdahale etmenizi istemiyorum. Bu çok yanlış olur. Bu modernleşmenin liderleri iseniz ve Cumhuriyetinizde böyle bir değişikler denizi bulunuyorsa bu denizin değişimler, reformlar denizinin içinde hala bazı değişime direnç gösteren adacıklar bulunabilir. Burada hepinizin yaklaşımı aynı yönde olmalıdır. Bizler AP'de Türkiye ile ilişiklerimize bu açıdan bir değerlendirme getirmiyoruz. Ama bu dava sizin sınırlarınızın ötesinde sembolik bir değere sahip. Bu nedenle bu konuya değinme cesareti buldum".
Cox, Birleşik Kıbrıs'ın AB'ye girmesiyle Türk milletvekillerinin AB komisyonunda yer alacağını, Türkçe'nin AB'de dil olarak kabul göreceğini belirterek, "Türkçe olarak kendilerine tercüme sunulacak. Onların ihtiyaçlarına cevap verebilmek için Türkçe de hizmet sunulacak. Gayet iyi anlıyoruz sizin meclisinizin anayasal görevleri var ve kendi görüşlerinize sahipsiniz. Çözümle ilgili olarak. Bir soru sormak istiyoum: Eğer eşitlikçi dengeli bir çözüm çıkarsa o zaman sizin de onlara tam destek vermenizi rica ediyorum. Yine biliyorum ki, bu TBMM'de bir takım endişeler var. Bazı AB üye ülkelerinde ortaya çıkan söylemler ve AP seçimleri çerçevesi içinde Türkiye'nin AB'ye katılması konusunda bir takım tavırlar ve söylemler var. Burada Ankara'da şu mesajı vermek isterim: AB'deki bütün liderlere seslenmek istiyorum eğer tartışma istiyorsa demokraside tartışma yapmak iyidir tartışmalar stratejik tartışmalar olmalıdır. Ben demokrat olarak tartışmalardan kaçmıyorum. Kamuoyunu yönlendirmek bizlerin görevidir. Siyasilerin bir görevi de kamuoyunu dinlemektir. Vakti hatta geçmiş bir tartışmadır ilk defa Avrupa'da bu konunun tartışıldığını görüyorum. Bu tartışmaları nasıl yorumluyorum. Sizin milli marşısınız içinde bunlar var. Diyor ki, 'korkma'. Tartışmalardan, kamunun tartışmasından korkma. Türkiye'in üyeliği konusunda farklı görüşler oldu bugüne kadar ama ilk defa ciddi bir şekilde Türkiye konusunda inanların odaklandığını görüyoruz. Ciddi bir yaklaşım".
Cox, açıklamalarında, AB'nin bir Hristiyan klübü olmadığı mesajını da verdi. Cox, bu konudakui endişeleri gidermek için şu ifadeleri kullandı: "İkinci bir endişe daha var ki, AB bir Hristiyan klübüdür? şeklinde yapılan ifadelere ben demiyorum AP'nin geçen seneki raporuna atıfta bulunarak açıklamak istiyorum. Büyük bir çoğunlukla oylandı. AP, AB'in siyasi değerlerinin Yahudi-Hristiyan değerlere dayandığını bildirmekttedir ama bu evrensel değerlerin tekeli hiç kimsenin elinde değildir. Evrensel değerler dediğimizde hukukun, adaletin, eşitliğin, din, inanç, hiç kimsenin tekelinde değildir. Çoğunluğunu müslüman olduğu bir ülke halkının da aynı değerlere inandığını inanabildiğini biz de biliyoruz. İşte AB'nin verdiği cevap buydu. Dolayısıyla AB'nin burada bahsedilen Kopenhag kriterlerine uyan herkese açık olduğunu gösteren cümleler bunlar. Sizin ülkeniz Arupa güvenliğinin bir parçasıdır. Burada müslüman bir ülke olarak denge kurdunuz. Sizin ülkeniz 21. yüzyıla hazırlanan Türkiye'dir. Atatürk'ün sizlere bıraktığı vizyon çereçvesi içinde 21. yüzyıla kendini hazırlayan bir ulustur. Bu heyecanlı bir dönem. Önümüzdeki Aralık'ta tarihle randevunuz var".
Cox, AB bayrağındaki 12 yıldız sayısının artıp artmayacağı ve AB bayrağı ile ilgili bilgiler de verdi. Kendisine bu konuda dün akşam TBMM Başkanı'nın verdiği yemekte bu konuda bir soru sorulduğunu belirten Cox, "Yıldız sayısı artacak mı. Hayır, 12 rakamını koruyacağız. Bugün bile AB üyesi devlet sayısı 15. Semboller önemlidir. Mavi fon kuzey gökyüzünü ifade ediyor. Yıldız sizin literatürünüzde ve İrlanda literatüründe yıldızlar hayal kurmayı ifade eder, daire uyumu ve birliği simgeler. 12 sayısı günün saatini ve yılın aylarını sembolize eder. Dolayısıyla birlik içinde sürekli olarak ileriye doğru hareket. Tıpkı Türkiye'ni dönen dervişleri gibi. Sürekli olarak doğruyu aramanın peşinde. Yıldızlar birbirine değmiyor. Bağınmsız. Dolayısıyla bu dairemiz açık. Bizim değerlerimizi gerçekten benimseyenlere açık. Bayrağımızın sembolü bu. 50 yıl önce Strazburg da bu bayrak kabul edilmişti." dedi.
Cox, bu 12 yıldızlı bayrak ilk kabul edildiğinde arşivdeki soruları da hatırlatarak, o zaman bu dairenin tam ortasına haç işareti konulması konusunda görüşler oludğunu ifade etti ve "AB konseyi buna 'hayır' dedi. Herhangi bir bölücülük olamaz. Bu da size açık seçik mesajdır" dedi.
ALİ ULURASBA - ANKARA (İHA)
Yayın Tarihi : 2 Mart 2004 Salı 18:34:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?