19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Aşıklar şehri Venedik...Biz çöpten başka bir şey göremedik...

        Aşıklar şehri Venedik…Acaba niye böyle söylemişler. Bunu öğrenebilmek için, aşık mı olmak lazım, yada buraya aşkımla mı gelmeliydim acaba? Eğer böyle bir şey varsa ben aşk üzerine tüm bildiklerimi tarihin derinliklerine gömüyorum ve böyle aşk duygularını yaşamak istemiyorum. Bence sen de yaşama. Yaşama ki, aşkın bir anlam kazansın!...
        Arkadaş bu ne pislik yahu…Farz edelim bizde o duyguları taşıyor olalım, aşkımızı alıp bu meşhur şehre gittik, inanın çok pişman olursunuz.  Yanımızda, oraya götürdüğümüz aşkımız bizi orada bırakıp geri döner. Bence sadece geri dönmekle kalmaz kendine temiz bir aşık bulur!!!     
        Kanalların pisliğinden mi, yapıların bakımsızlığından mı, fiyat istikrarsızlığından mı,…..neden bahsedeyim bilmiyorum. Ancak şu çuvaldız denen aleti, bizim bazı yazarlarımıza dokundursak sanırım daha iyi olacak. Avrupa konu olunca, ooo ne ala, konu bizim ülkemiz ise tu kaka. Kardeşim sizin gözünüz mü kör, burnunuz mu tıkalı? Nedir Allah aşkına bu Avrupa sevdalılığı?!!! Bizim Haliç’in eski hali bile on çeker vallahi…Ya San Marco meydanı? Pencerelerdeki kırık camlar, rengarenk çaputlarla kapatılmağa çalışılan mezbelelikler. Tüm bunları göremeyen seyyah yazarlara sesleniyorum! Şayet oralara kadar zahmet edip de bunları göremediyseniz, ziyanı yok gelin bende taze resimleri var…
        Bizim bu tür meydanlardaki güzellikleri göz ardı etmemizin anlamı yok.Ancak dozu kaçırmayalım ve insaf ölçülerini de unutmayalım! 03.08.2004 Salı günü saat 12:00 ile 15:00 arası San Marco meydanındaki seyyar satıcı sayısı 9 du.
        Vatikan’daki seyyar satıcı sayısını vermeyi unutmuşum… tam 43 kişi. Peşinize takılanları da ekleyin bakalım sayı nerelere gidiyor. Ne o! manzara tanıdık geldi değil mi?
Maalesef bu böyle işte.Bizde olursa böyle, orada olursa şambaba tatlısı…Tabii bu şehirlerin aldıkları turist sayılarını da hiç hesaba katmıyorum. İstanbul, İzmir, yada başka turistik bir ilimiz bu sayıda turist ağırlasa, vay Avrupa şehirlerinin haline!!!
        Gondolcularla ilgili bir şey yazmak istemiyorum, çünkü bu şehrin tuzu biberi de onlar…
Viyana…Gerçek bir şehir. İşte ben şehir buraya derim kardeşim. Tertemiz bir saraylar şehri. Merak etmeyin arka mahalle diye bir şey yok burada. Var olanları biliyorum.
        Dostum her şey bir yana; Viyana Senfoni alt geçidinde, harika bir şeyden bahsedeceğim sana… Senfoni WC…Avrupa’da  alt geçit ve çarşılarda pek sık rastlayamadığımız türde bir güzellik bu. 50 Cent ödeyerek giriyorsun konsere, bir yandan hacet giderirken bir yandan da Mozart Senfoni dinliyorsun, harika bir şey bu…
        Viyana kapılarında ki, Mozart’ın heykelindeki  ve diğer tüm tarihi mekanlardaki tarihleri okumak için ne kadar sıkıntı yaşadım biliyormusun? Sevgili arkadaşım Ruzi ile belki bir saatten fazla tartıştık ve ( otuz-otuz beş sene önceki bilgilerimizle) yaklaşık bir sonuca ulaşabildik! Bence buna ne gerek var ya; yanlarına tüm dünya insanlarının anlayabileceği, okuyabileceği bir plaket çakıversenize kardeşim!!! Viyana Polisi dahi Mozart’ın doğum ve ölüm tarihlerini bilmiyor. Bu muhteşem bir sevinç kaynağı benim için: Çünkü benim polisim Atatürk’ün, Aşık Veysel’in göbek adlarını bile biliyor!!! Benim insanım İstanbul surlarının tarihini ezbere biliyor… Avusturya’da okuma-yazma oranı % 95 in üzerinde. Ee ne oldu şimdi?
 
Müptelası için önemli not: Arkası tabii ki gelecek……
Yayın Tarihi : 20 Ağustos 2004 Cuma 11:11:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?