'Asker çekme'ye çifte yalanlama

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC’den 5 bin askerin geri çekileceği yolundaki haberlere karşılık, ’’bizim görüştüğümüz böyle bir şey söz konusu değil’’ dedi.

Başbakan Erdoğan, Bulgaristan’a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, bir gazetecinin, ’’bugün bir Kıbrıs Rum gazetesinde Türkiye’nin 5 bin askerini çekeceği yönünde haberler var, Hükümet’in böyle bir planı var mı?’’ şeklindeki sorusuna, ’’sizden duyuyorum bunları, bizim aramızda ne konuştuğumuz ne düşündüğümüz böyle bir şey söz konusu değil. Dün bir arkadaşımız daha sordu, alakasız şeyler bunlar’’ diye cevap verdi.

ŞENER DE YALANLADI

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili olarak asker çekme ya da Maraş`ı verme gibi bir jestin gündemlerinde bulunmadığını bildirdi.

Şener, NTV`de katıldığı bir programda, vatandaşlardan çeşitli konularda gelen soruları yanıtladı. Kıbrıs`ta asker çekme ya da Maraş`ı verme gibi bir jestin sözkonusu olup olmadığının sorulması üzerine Şener, ``Böyle bir konu gündemimizde yok. Zaten vaktiyle Annan Planı çerçevesinde bu konular görüşüldü`` dedi.

Hükümetin Kıbrıs konusundaki izlediği politikayı ``son derece başarılı`` olarak nitelendiren Şener, Kıbrıs konusunda ilk kez kendilerinin aktif bir politika izlediğini savundu.

``VATANDAŞ YÜKSEK ÜCRET ZAMI BEKLEMESİN``

Ekonomideki iyiye gidişin vatandaşa neden yansımadığı yönündeki sorular üzerine Şener, makroekonomik göstergelerin son yıllarda Türkiye`nin karşılaşmadığı kadar iyi sonuçlar verdiğini söyledi. Türkiye`nin son 30 yılı aşkın bir süredir enflasyonist ortamda yaşadığını, bu ortamdaki algılamaların bugünden değiştirilmesinin zor olduğunu ifade eden Şener, enflasyonun artık tek haneli rakamlara indiğini anımsattı.

Şener, fiyatların artmadığı bir ortamda eski alışkanlıkların ve geleneksel yargılamaların değiştirilmesi gerektiğini belirterek, ``Şimdi artık enflasyon yok. Vatandaşların şimdi böyle bir ortamda yüksek oranlı zamlarla, ücret artışlarıyla karşılaşmayacaklarını bilmeleri gerekir`` dedi.

Ekonomik programın sürdürülebir bir büyümeyi amaçladığını ifade eden Şener, programda yoksullukla ve işsizlikle mücadelenin bulunduğunu, bunun ekonomik istikrarı sağlamak anlamına geldiğini bildirdi.

Şener, 2002 ve 2003 yılında ekonomide büyüme sağlanmasına rağmen işsizlik oranlarının düşmediğini belirterek, bunun istihdam katkayısı yüksek olan inşaat ve finans sektörlerindeki küçülmeden kaynaklandığını söyledi. Bakan Şener, bu yılın ilk çeyreğinde bu iki sektörde de büyüme gözlendiğini kaydetti.

Bakan Şener, hem Avrupa Birliği`yle (AB), hem de IMF`le ilişkiler açısından 2005 yılı başından itibaren yeni bir süreç başlayacağını vurgulayarak, bu yeni dönemin orta vadeli bir perspektifle ele alınmasına ihtiyaç olduğunu, üç yıllık program tartışmalarının özünde bunun bulunduğunu bildirdi.

``PRENSİP İTİBARİYLE AFLARIN HİÇBİRİ OLMAMALI``

Hükümetin sürekli af çıkardığı, bunun hükümete karşı bir güvensizlik oluşturduğu yönündeki görüşler üzerine Şener, zaman zaman af çıkarılması konusunda bir talebin parlamento üzerinde yoğunlaştığını söyledi. Şener, şöyle devam etti:

``İdeal olan şey; kurallara uyacaksınız, bunları doğru bir şekilde işleteceksiniz, af niteliğindeki düzenlemeleri yapmayacaksanız. İşin doğrusu budur. Fakat yalnızca bugün değil cumhuriyet tarihi boyunca bütün hükümetler döneminde af düzenlemeleri yapılmıştır. Kurallar öylesine ihlal ediliyor ki dosyalar çok birikiyor. Bazen vergi sisteminde tıkanmalar oluyor. Bu nedenle af ihtiyacı gündeme geliyor. Ama bu ortamı sorgulamak lazım. Prensip itibariyle bu afların hiçbirinin olmaması gerektiğini düşünüyorum.``

ASKERLİĞİN KISALMASI GÜNDEMİMİZDE DEĞİL

Askerlik süresinin orta vadede kısaltılmasının sözkonusu olup olmadığı yönündeki bir soruya karşılık ise Şener, askerlik süresinin yıllar itibariyle kısalarak geldiğini söyledi. Sürenin kısaltılmasının şu an hükümetin gündeminde olmadığını bildiren Şener, Genelkurmay`ın önerilerine göre bu sürelerin her zaman değişebileceğini bildirdi.

Bakan Şener, farklı dillerdeki 30 dakikalık yayının yeterli olup olmadığının sorulması üzerine, yayının önce genel televizyonlarda yapılması, izleyen dönemde ise yerel televizyonlara yaygınlaştırılması yönünde bir plan bulunduğunu söyledi.