Feministler başta olmak üzere birçok kadın hakları savunucusunun türbana karşı olduğunu anlatan yazar, yine de 'Bu, çarşaf ve türban kullanımını bile içerse, kadınların bizimkilerden farklı tercihlerine saygı göstermeliyiz' diyor.
Times gazetesi, Amerikan askerlerinin Bağdat'ın bir mahallesinde yaptığı baskını anlatıyor. Gazete, baskında 2 Yemenli ve 1 Suriyeli'nin girdikleri çatışmada öldürüldüğünü, 4. kişi olan Mısırlı'nın ise ortadan kaybolduğunu bildiriyor. Times, mahalle sakini Iraklılar'ın, Amerikalılar'ın öldürülen kişiler hakkında 'Bunlar El Kaide üyesi. Aramızda işleri yok. Ölmeleri iyi oldu' dediklerini aktarıyor.
Independent ise Amerikalılar'ın Afganistan'da bir köyde 4'ü çocuk 11 kişiyi öldürdüklerini bildiriyor. Gazete, Amerikalı bir komutanın hafta sonunda bölgede yapılan baskında, 'koalisyon karşıtı beş silahlı milisin' öldürüldüğünü açıkladığını ancak sivil ölümlerden bahsetmediğini belirtiyor. Independent, bölgedeki bir Afgan yöneticinin ise öldürülenlerin 'sıradan köylüler' olduğunu ve Taliban ile ilgileri olmadığını söylediğini aktarırken, diğer bir Afgan yöneticinin de bu bilgileri doğruladığını ve öldürülenlerin 4'ünün erkek, 4'ünün kadın ve 3'ünün çocuk olduğunu söylüyor.

"MÜSLÜMAN CEMAATİN BİR KESİMİNİN RADİKALLEŞMESİ, KAYGILARA NEDEN OLUYOR"
Fransız basının iki önemli gazetesi Le Monde ve Le Figaro'nun gündemlerinde türban yasağını içeren yasa tasarısına karşı Cumartesi günü dünya çapında gerçekleştirilen protesto eylemleri vardı.
Fransız gazetesi Le Monde, gösteride dile getirilen yahudi karşıtı sloganları değerlendiriyor. Gazete, gösteriyi düzenleyen ve azınlıkta olan Fransa Müslümanlar Partisi lideri Muhammed Latreche'in bu tür sloganların en kötü örneklerini dile getirdiğini belirtiyor ve müslümanları bu düşünce tarzına karşı uyarıyor.
Diğer bir Fransız gazetesi Le Figaro'ya göre ne kadar azınlıkta olurlarsa olsunlar, müslüman cemaatin bir kesiminin radikalleşmesi kaygılara neden oluyor.
Le Monde ayrıca Fransa'da Jura bölgesi valiliğine getirilen ve Cezayir kökenli bir müslüman olan Aissa Dermouche'un arabasının bombalanmasını da değerlendiriyor. Gazete, bu kişinin adı ve niteliklerinin, kendisini, ister aşırı sağcı ister radikal İslamcı olsun, entegrasyon karşıtı çevreler için, ortadan kaldırılması gereken bir kişi olarak hedef haline getirdiğini yazıyor.

"BU TAVIR, BİR DEVLET POLİTİKASI OLARAK KABUL EDİLEMEZ"
İsveç, Danimarka ve Avusturya gazetelerinin bugünkü gündemini genel olarak İsveç'in İsrail Büyükelçisi'nin müzede bir sanat eserine karşı gerçekleştirdiği şiddet eylemi oluşturuyor.
İsveç gazetesi Dagens Nyheter, konuyla ilgili olarak, "Sanki olağan şüphecilik ve eleştirel mesafe bu konuda mümkün değil" diyor.
Danimarka'nın Information gazetesi ise İsrailli büyükelçinin tavrının 'kişisel bir tavır' olarak anlayışla karşılanabileceğini ancak 'bir devlet politikası' olarak kabul edilemez olduğunu belirtiyor. Gazeteye göre İsrail, Filistinliler'e karşı savaşını, 'terörist teröristtir, başka bir şey olamaz' şeklinde meşrulaştırmaya çalışıyor ama söz konusu sanat eseri 'terörizmin terörizmden ibaret olmadığını' göstermeye çalışıyor.
Avusturya gazetesi Die Presse ise olayın İsrail ile Avrupa'nın ne kadar birbirini anlayamaz halde olduğunu gösterdiği yorumunu yapıyor. Die Prese, söz konusu çalışmanın bir sanat eseri olduğunu, beğenip beğenmemenin kişinin zevklerine göre değişebileceğini ancak sanat olup olmadığını sorgulamanın ideolojik bir tercih olduğunu yazıyor.
Bir diğer İsveç gazetesi Sydsvenska Dagbladet, gündemini İsveç eski Dışişleri Bakanı Anna Lindh'in öldürülmesi konusuna ayırdı. Gazete eski bakanı öldüren Mihailo Mihailoviç'in ne yaptığını bilmez halde olmadığını gösterdiğini yazıyor.

"TÜNELİN SONUNDA IŞIK GÖRÜNMÜYOR"
İspanyol gazetesi El Pais, Irak'ta genel seçim tartışmasını değerlendiriyor. Gazete, 'Başkan Bush Birleşmiş Milletler'in desteğini istiyorsa, bu kuruma sorumluluğuna denk düşen yetkiler vermeli' diyor. Gazete alelacele seçim yapmanın istenmeyen bir durum olduğunu, Birleşmiş Milletler'in rıza ve denetiminin gerekli olduğunu belirtiyor.
Diğer bir İspanyol gazetesi El Mundo ise dün şiiler tarafından yapılan büyük gösterinin, Irak'ta gerilimi iyice artırdığını belirtiyor ve 'zaman koalisyon güçlerinden yana değil' diyor. Gazeteye göre, ölen Amerikan askeri sayısı şimdiden 501'e ulaştı ve 'tünelin sonunda da ışık görünmüyor'